Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '10

 
Kategori
İnançlar
 

Ağzımızdan çıkanı anlıyor muyuz ?

Ağzımızdan çıkanı anlıyor muyuz ?
 

araştıralım net isimli web sayfasından alıntıdır.


İbadet.. İnanç.. İman...Kul olabilmek...

Tüm bu kavramlar, anlamlarını idrak edebilirsek birbiri ile ilişkilenir ve ortaya bir bütün çıkar. Gelenek ve atalardan görme usullere dayanan bir inanç, toplumsal yaşam tarzının yönverdiği bir ibadet, araştırmadan yaşamnaya çalışılan bir iman anlayışı ve bütün bunların gölgesinde kul olabilme idrakı.

Ortaya ne yaptığımızdan, ne dediğimizden bi haber yarı bilinçli ama tam güdümlü bir toplum portresi çıkar. Her gurup nasıl bir kültür birikimi ile beslenmişse onun koşulsuz savunucusu olarak doğrululuğunu ve haklılığını kabullendirmeye çalışır. Ve bu doğrultuda şekillenmiş bir hayat anlayışını yerleştirmeye çalışırve böylede yaşar.

Sonuçta ortaya, birden fazla kutup ve kutup çevresinde birleşmiş bir toplumsal kitle hareketi çıkar. Öyle ki ;

Sufizm ve mesnevi , Kuran'ın önüne geçer...

Ehli beyt islamiyetten arındırılır, savunuculuğu tekelleştirilir...

Cübbe ve sarığın ikna gücünün farkına varan uyanıklar güdümlü inanç toplumlarına çoban olur...

Gerçekler kitapta, kitap ise raflarda kalır....

İnanç üzerinden siyaset yapmak, inanan içinde inanmayan içinde iktidar koltuğuna giden en kestirme yol olur...

İbadet, dilden kalbe inmeyen karanlık bir hal alır...

Oysa ;

Mutlak teslimiyete dayanır iman. Din, insanın yaratılanların en hayırlısı ve en üstünü olduğunu üstüne basa basa vurgular. Ne gariptir, Tevrat ve İncil üzerinden din propagandası yapanlar evrensel olur da ülkemizde, birileri eline Kur'an'ı alıca başlarız bir laiklik türküsü söylemeye. Ama suç bugünün insanın değil. Geçmişte dini tekeline almak için, onu hurafelerle dolduran ve yıllar boyunca toplum çobanlığı yapan sözde islam neferlerinin. Gerçi günümüzde de sayıları hiç de azımsanır ölçüde değil bu kitlelerin.

Peki ne yapmalı ?

İlk emir ne diyor ? ''OKU!'' İ şte bizi kurtuluşa götürecek olan en güzel anahtar, en güzel şifre...Okumazsak, okuyupta kendine göre yorum katanın gölgesinde kalırız. Okumazsak, dildeki gönüle inmez. Yavan kalır herşey...

Bazı dini sohbet programlarına katılan izleyiciler ''efendim ben kendimi namaza veremiyorum , aklım karışıyor'' derler. Ey mübarek insan, hiç okuduğun duaların anlamını araştırmazsan, ben nediyorum, bu dil ne söylüyor demezsen...aklın günlük işlerinle uğraşır, sende bedenen namazla...

Efendim Kur'an neden arapça ?

Ey benim güzel kardeşim...dönde bir bak diline, dönde bir bak türkçene...kullandığımız kelimelerin ne kadarı yabancı dillerden devşirme...kaç ingiliz yada fransız kökenli kelime yer etmiş konuşma dilimize...biz ne kadar öz türkçe kullanıyoruz..? ve daha da kötüsü zamanla doğru orantılı olarak hergeçen gün bu yıpranma artmakta...

Bir değeri, bir kültürü korumanın esası, aslına sadık kalmaktan geçer...eğer araştırısak göreceğiz ki arapça neredeyse hiç kirlenmemiş bir dil. Düşünün bir kere Türkçe tercümelerde bile on yıl öncesi ile on yıl sonrası arasında uçurum var. Bizim olmayan kelimelerin ışında nasıl bir inanç kitabı tasavvur edebiliriz ki ?

Peki bizim payımıza ne düşüyor? Arapçayı alıp da anadilimiz yapalım demiyorum asla... ama aslına sadık kalarak, kendi dilimizden anlamını öğrenmeye çalışırsak, kurallara uygun hareket etmiş oluruz. İdrak güneşi ile aydınlanan bir beyin, her gel diyenin davetine kolaylıkla uymaz. Düşünmeden, araştırmadan körü körüne bir inanç girdabına düşmez.

O zaman şunu görürüz. Allah! diyen O'nu anladığı için Allah! der. Demeyen ise O'nu anlayamadığı için ''manevi anlamda'' sessizdir.

 
Toplam blog
: 40
: 451
Kayıt tarihi
: 02.01.09
 
 

1970 yılı doğumluyum. Erzurum Atatürk Üniversitesi Zıraat fakültesi mezunuyum. Hayata hep ara..