Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ah alın yazım... Ah gönül sazım... Ah aşkım...

Ah alın yazım... Ah gönül sazım... Ah aşkım...
 

“Alın yazımsın gönül sazımsın
Aşkım gururum bitmez nazımsın”

“Radyoda çalan bu ezgi… Ne güzel de anlatıyor seni ve beni…” diye düşündü adam.

“Seni bana yazmış Mevla’m… Annem babam ya da başkası kaderin önüne kim geçebilir ki… Gönlüm sana düşmüş bir kere … Sevemez istese de başka birini. Hicaz bir şarkının her hecesinde biz varız sevdiğim. “

Radyodaki şarkının her kelimesini içine sindirerek dinlemeye devam etti sonra.

“Kapıldım sana bir mecnun gibi
Bir gün görmeden duramıyorum
Gündüzüm gecem dilimde hecem
Seni sevmeye kıyamıyorum “

“Evet, evet kapıldığım sana doğru hem de mecnun gibi… Seni görmeden duramadığımda doğru… Her gün senin eve dönüşünü görmek için evimin o sokağa bakan penceresinde beklediğim de doğru. Doğru vallahi billahi doğru gündüzümün geceme, gecemim gündüzüme karıştığı… Nereye dönsem senin gül yüzünü, gülümseyişini görmem, görmek istemem. Ah be sevdiğim, sevmelere kıyamadığım.”

O ezgiyi radyodaki sanatçı ile mırıldanmaya başladı sonra. Dudaklarında o hicaz şarkı aklından bin bir hece geçiyordu adamın.

“ Ümidim arzum şansım kaderim
Hayat yoldaşım gönül sırdaşım
Aydınlık dünyam toz pembe rüyam
Bir yudum suyum bir lokma aşım”

Kalktı oturduğu yerden . Her akşamüzeri onu beklediği pencerenin önüne geldi. Baktı dışarıya. Gözleri biliyordu kimi, neden aradığını. Boştu sokak. Issızdı. İç çekti derinden derine. Birkaç damla yaş belirdi göz pınarlarında. Dudakları titredi.

“İmkansız bir aşkın içine düştüm belki ama düştüm işte. Elini uzatıp da kaldırmanı bekliyorum beni düştüğüm kör kuyuların içinden, çekip çıkarmanı… Çekip çıkarmanı aydınlığa… Işıldayan yanlarınla aydınlatmanı yüreğimi… Kar taneleri gibi parlamanı sonra. Her ne olursa olsun umudum var aşkımızı yaşayacağımıza dair. Hadi itiraf et sevdiceğim “seviyorum ” de “ ben de çok seviyorum “de. Gözlerime bak çekinmeden. Çık karşıma ansızın o akşamüstlerinin birinde. Gülümse… “ diye mırıldandı titreyen dudaklarıyla.

Az önce göz pınarlarında beliren damlalar süzüldü ıslattı adamın yanaklarını .

“Ah bu ezgi… Bir ezgide geldin bugün, şu an bana. Gel bir tanem gel hiç gitmemek üzere gel… Gel, hayat arkadaşım ol… Gel, gönül sırdaşım ol. Aç kilitler altına aldığım gönül kapılarımı… Aydınlat dünyamı, çıkar içine gömüldüğüm karanlıktan… Uykusuz gecelerimde sar beni… Yanımda olursan eğer, aşamayacağımız hiçbir engel yok .” diye fısıldadı ıslanan gamzeleri belirirken yanaklarında, gülümsemeye çalışarak.

Kararını verdi o an… Beklenmeyecekti daha fazla… Pencere arkalarından bakmayacaktı sevdiğine bir kedinin kasap dükkanındaki ciğere baktığı gibi. Çıkacaktı karşısına, itiraf edecekti sevgisini.Ellerini tutacak, gözlerine bakacak ve anlatacaktı tane tane sevgisinin büyüklüğünü..Ve her ne olursa olsun onunla olmak istediğini, birlikten kuvvet doğduğunu söyleyecek ve yanında olmasını isteyecekti ondan .Ömrü boyunca hayat arkadaşı olmasını…Evet evet ..Bunu bütün kalbi ile isteyecekti adam.

“Ah alın yazım… Ah gönül sazım… Ah aşkım… Gururum ah… Ah bitmeyecek sevdam…” diye mırıldanarak kapattı radyosunu adam.

Günlerden beri içini kemiren kararsızlığının, korkularının, çaresizliğinin, çekincelerinin altından sıyrıldı çıktı aslanlar gibi ve verdiği kararın huzuruyla dudağında kalan hicaz şarkının nakaratını mırıldanarak ,

“Alın yazımsın gönül sazımsın
Aşkım gururum bitmez nazımsın”

gecenin karanlığında kayboldu adam.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..