Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Mart '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ah bu Kadınlar

Ah bu Kadınlar
 

Ah bu erkekler...


İlk blog yazma deneyimim... Hayatın bu kadar karmaşası içinde ilk cümlelere başlamak çok heyecan verici. Konserlere alışkınım hep derler ki ilk sözleri söylemeye başladığında artık her şey yoluna girmiş olur. Fakat bu yazı yazmaya gelince ilk cümleden sonra her şey yoluna girmiyor. Her bir noktadan sonra tekrar tekrar nerden başlasam diye düşünüyorum.

Sanırım ilk konum kadın erkek ilişkileri... Beklentiler, umutlar, verilen sözler, her bir şarkıda hissedilen hüzünler, bazen nefret kokan kelimeler sonra bu işin üstüne yazılmış yüzlerce kitap, atasözü vs... Söyle bir karmasını yorumladığımda bir birimize ne kadar çok da aşık olmaya meyilliymişiz. Biraz daha derinlere indikçe kişi ne kadar çok sevmek sevilmek istiyormuş. Hep sormuşumdur kendime. Ben bir kadından ne isterim. Başlarız listeyi okumaya. Beni çok sevsin, sadık olsun saygılı olsun yeter deyip keser atarız. Ama ben şunu biliyorum ki benim birlikte olduğum kadınlar beni çok sevdi, saygımızda vardı sadık da olduk peki sonuç! Geçmişten bahsettiğimiz ismini yerini tarihini bile hatırlamakta zorlandığımız küçük anılar.

Demek ki ya listede bir sorun var, ya bende yada kadınlarda...Bir yerlerde şöyle yazıyordu.Erkekler çocuk yapabileceklerine inandığı kadınlarla evlenir.Kadınlarda iyi baba olacağına inandığı erkeklerle...Aslında herkes biyolojik olarak bir aile olma iç güdüsünde yaşıyor hayatı...Ama bu aralar aile kavramını unutuyoruz sanırım.Artık evcilik oynayan çocuklarımız yok.Her yönden esir alınmış bir kadın var hayatımızda...Artık kadın ekonomik özgürlüğünü eline almakla bir erkekten farkının olmadığını ispatlarmışçasına haykırışları çınlıyor dört bir yanda...Bu ne geçmişten gelen bir hırs ve kinmiş.Her figürde kadın var artık hayatımızda..ama olması gerektiği gibimi yada benim öğrendiğim gibimi bilmiyorum.

Kadınında erkeğinde bir rolü vardır bu hayatta.Kadın naziktir, kibardır taşıyıcıdır aslında.Onun içgüdüsünde vardır bir şekilde dertlerle uğraşmak, problemlere çözüm üretmek.Erkeğin dünyasında koşullara göğüs vermek, evin direği olma becerisine sahip olmak, O kocaman en güçlü o alinin babasını dövebilecek bir karakter olmaktır görevi ailenin içinde..Şimdi bunları yazarken eleştirel geçiyor zihnimden...Bitti canım o işler..ne öyle kadın ne öyle adam kaldı...Bence hiç öyle değil iki magazin , iki metropol yaşantısını burada doğruymuş gibi anlatmak, kültürel birikimi etek boyuyla değerlendirmek, rolleri karıştırıp herkesin bir biri üzerinde sayısal bir denge yada üstünlük kurma çabasını kınıyorum.Görüyorum yorumluyorum ilişkileri kendi çapımda...Bizim DNA’mızda var aile olmak bir topluluk olmak.1 +1 dairelerde bireysel yaşamlar aykırı duruyor bu bedene bu kültüre..

Ah bu kadınlar diye başladım yazıma...Evet ah bu kadınlar, sizin bir rolünüz var bu hayatta.Anne olmak gibi, yuva kurmak gibi, sadık olmak gibi..Hiç bir şey kendiliğinden olmaz.İyi bir şey asla.Gidip almanız gerekir demiş C.Buxton.Aslıda ah bu adamlarda diyorum konum sadece kadınlar değil...Onlar bizim annelerimiz onlar bizim kız kardeşlerimiz halalarımız teyzelerimiz eşimiz dostumuz.Bırakın ucube fantezileri, kadının ne kadar değerli ve güçlü duyguları olduğunu unutmayın.Bırakın bireyselleşmeyi.Artık herkes elini koymalı taşın altına.Biri dur demeli bu biçilen rollere.TV den Gazetenden belirlemeyin kimliklerinizi isteklerinizi, beklentilerinizi...Vatandaşlık dersinin ilk konusu aile...Bir ülkenin en küçük yapı taşı...Kadın olun, erkek olun aile olun.Bu bilgi içimizde bir yerlerde saklı.Biraz dokunun ona...Alp

 
Toplam blog
: 2
: 604
Kayıt tarihi
: 05.03.10
 
 

Her sey için yazmak ne kadar kolay...Söz konusu ben olduğumda kelimeler bir anda düğümleniyor... 20..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara