- Kategori
- Deneme
Ah emekliler vah emekliler!

Geçen gün kahvede bir adam “ben tam 39 yaşımda emekli oldum, ” diyordu. Eskiden sistem öyle çalışıyordu. Nerdeyse bütün millet çalışmadan emekli olup gidecekti.. Zaten bazıları da işin yolunu bulmuşlar, çalışırken ellerindeki kartla maaşlarını çekip, sonra emekli gibi yaşayıp duruyorlardı… Onlar hakkında sonradan soruşturma açıldı.. ne oldu bilmem…
Bazı partilerin düşüncesine bakarsan , emekli etmeye lüzum yok. Sanki diyorlar ki , bütün tembellere birer maaş bağlayalım, yılda ikişer ikramiye de verelim… Onlar kahveden hiç ayrılmasınlar, durmadan hükümeti ve maaşları çekiştirip, ver yansın etsinler.
Maşallah 5 milyona yakın emeklimiz varmış. Emeklilerin maaşı yılda beş-on lira artsa da bu artma sayılmaz, onun için çok kısa bir süre içinde emekli maaşları enflasyon’dan dolayı erimekte; zaten devletin verdiği üç-beş kuruş hiçbir şeye yetmemektedir. Ondan sonra ağlama faslı başlamaktadır.
Ama birader kim sana 39 yaşında emekli ol… diyor…Tabii o yaşta emekli olanın bir umudu da “bir an önce emekli olurum, dışarıda bir iş kurarım, elimdeki parayı takviye ederim gider…” Ama çoğu kez evdeki hesap çarşıya uymuyor. Hiçbir zaman ne bir iş bulunabiliniyor; ne de kolay kolay bir iş kurmak mümkün.
Emeklilik nedir. Devletin gözüyle : “Al şu parayı, zaten iki günlük ömrün kaldı, git, bir köşede geberene kadar yaşa, sesin de pek fazla çıkmasın ha…” demenin Arapçası… Onun için “Ben Emekli olunca şunu yapacağım, bunu yapacağım, ” demenin faydası yok. Zaten devlet, çalışmaya başlayan çoğu emeklilerin emekli maaşının büyükçe bir bölümünü çekip elinden alıyor.. Onda da adalet yok ya…Daha doğrusu bazılarının emekli maaşını alıyor, bazılarının “sizinki kalsın… diyor.. Burada da çifte standard var… Burada da pek adalet yok..
Bazı Emeklileri tehdit ediyor devlet…Ne diyor?
Eğer emekli olduktan sonra bir başka iş yaptığını duyarsam, canına okurum, bu verdiğim maaşı da elinden alırım , diyor… İşe bak işe…
Emekliler…Çoğu Devlete 30-40 yıl belki de elli yıl çalışmış, ellerinde altın gibi meslekleri olan… İnsan yetiştirmiş, insanları yönetmiş, onlara iş belletmiş insanlar… Şimdi sen onlara diyorsun ki al şu iki otuz parayı, sesini fazla çıkarma, gevezelik etme… Git kahveye… çayını, kahveni iç, fazla da gevezelik etme ve öl… Bu mudur? Devletin emeklilerden istediği budur…
Oysa o emeklilerin, ellerinde gül gibi meslekleri var, becerileri var, insan yönetme dirayetleri var… Sen onlara diyorsun ki , “boşversene sen… sen emeklisin, otur oturduğun yerde, fazla konuşma…” Öyle mi? Öyle…
Geçen gün 40 yıllık dişçi emeklisi bir arkadaş 800 TL emeklilik maaşı aldığı için şikayet ediyordu. “Çalışmasam, karnımızı doyuramayız, diyordu…” Yahu iki kuruş emeklilik parasıyla niye insanları atalete mahkum ediyorsun… siz de hiç mi izan yok… O maaşla ne yapsınlar…?
Bırakın emekliler çalışmak istiyorlarsa çalışsınlar… Niçin emekli maaşlarını şu veya bu şekilde ellerinden alıyorsun veya şu yada bu şekilde elinden almak istiyorsun… Çalışmak istiyorsa, emekli maaşı onlara kalsın ama yeni kazandığı artık gelirden belli bir vergi al… Ha, bazılarına yapıyorsun da , diğerlerini niye ayırt ediyorsun.. Bu emekli başka, öteki emekli başka… Bunda adalet var mı? Bu emeklinin çalışma işini daha adil hale getirmek gerekir; en aşağısından bir kez daha gözden geçirmede yarar var. Erken emekliliğin önü kesildi Amenna.. Kurumlar birleştirildi …Güzel… Ama..
Bakmayın, emeklilerin çoğu aklı başında insanlar… Böyle insanlar yeni iş yeri kurabilirler, yanlarında insan çalıştırabilirler… Yeni beceriler öğretebilirler.. Aslında her biri öğretmen gibidir, okul gibidir… Şu insanları, emeklileri rahat bırakın..Üstelik teşvik edin… Onlar size iş yeri açacaktır.. Yanlarında yeni insanlar çalıştıracaktır… Yeni imkanlar, yeni çıkış yolları gösterecektir… Onları hemen sistem dışına itiyorsunuz. Sistem içinde kalmak istiyorsa kalsınlar… Özendirin… Yapmak istediklerini yapsınlar… Destekleyin…
Emekliler ölsün, öyle mi? Niye ölsün.. Niye sistem dışı olsun. Buradan emekli olan bir kimse, Türki Cumhuriyetlere gidince , orada çalışsa bile, burada maaşını tam olarak alıyor mu? Alıyor… Öyleyse daha ne..? Burada çalışırsa sen neden maaşını kesiyorsun? Düşünsene… Bunlar akıllıca şeyler değil… Tamam Devletten emekli olan, devlette çalışamaz, diyebilirsin (o bile akıllıca değil…) Ama hiç olmazsa özel kesimde çalışmasına izin ver. Maaşını budama…
Varsın yapabileceği zamana kadar, gücü yetene kadar artık değer yaratsın… İnsan çalıştırsın, iş yeri açsın… Özendir, ödüllendir… Ama emekli maaşını kesme..! Onun dışında kazandığından vergi al… Bu konuda iki ayrı grup, sınıf yaratma… Şunun maaşını keserim de bununkini kesmem… Emekliler çalışamaz..! Çalışmasınlar … Niye… İşte o zaman kahvelerde oturan 5 milyon emeklin olur ve bu rakam durmadan artar…
Fırsat ver. Bu insanlar yeni iş yeri açabilsinler… Yeni insanlar yetiştirsinler… Milli gelire katkıda bulunsunlar…
Tamam anladık, artık erken emekli etmiyorsun… Adamın suyunu çıkarana kadar çalıştırıyorsun… Ama yine de iyi bir emekli maaşı vermiyorsun. Üç yüz-beş yüz liraya ev geçindirmeye çalışıyor garibanlar.. Ondan sonra gidip , bankalara borçlanıyorlar veya maaşlarını kırdırıp oturuyorlar… Yazık… Büyük bir kütleyi kaybediyorsun… İyi bir dinle..
Neyse… İşte yaşlılar böyle kahve köşelerinde kimi bulursa şikayet ederler; çeneleri hiç durmaz… Tek dertleri de aldıkları emekli maaşından şikayet etmektir. Karşısında kim bulurlarsa ilk soruları , “Senin maaşın ne kadar? Geçinebiliyor musun…?” Nerede geçinecek… Neyse başınıza ağrıttım. Birileri şu işlere bir kere daha bakıp, daha akıllıca bir düzen getirse iyi olacak… Öyle zırt pırt milletin maaşını kesmek ne oluyor ki… Zaten doğru dürüst bir şey vermiyorsun… Bırak millet canını kurtarsın… Ölmesi şart midur?