Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Futbol
 

Ah Emre!

Ah Emre!
 

Olay net olarak şöyle:

Everton’un sahasında oynanıp 3-0 evsahibi takımın kazandığı maçın ilk yarısında Newcastle’ın kazandığı penaltı sonrasında sahadaki hemen bütün oyuncuların karıştığı itişmeler oluşur. Sonrasında Everton kalecisi, Emre’yi hakeme şikayet eder ve Everton’un Nijeryalı futbolcusu Joseph Yobo hakkında “f…n negro” (s....k zenci) dediğini söyler. Hakem yardımcılarına danışır, onların böyle bir şey duymadığını söylemesi üzerine herhangi bir şey yapmaz ama duyumlarını raporuna yazar.

Buna ilave olarak bazı Everton seyircileri, Emre’nin devre arasında oyuncular soyunma odasına giderken buna benzer ırkçı hakaret içeren sözler sarf ettiğini duyduklarını iddia ederler ve kişisel olarak İngiltere Futbol Federasyonuna şikayette bulunurlar.

Bu olaya bakışımız ve yaklaşımımız da diğer her şeyimiz gibi duygusal, tepkisel, taraflı ve irrasyonel.

Şimdi Emre’yi yalnız bırakmamak gerektiğini düşünenlerimiz, ya takım taraftarlığı ve sempatizanlığı ile ya da milliyetçi duygularla sözüm ona Emre’yi koruyucu tavır alıyorlar.

Arkadaşlar, birisini sadece soydaşınız ya da Galatasaraylı olduğu için savunursanız sizin bu konudaki desteğinizin ve görüşünüzün bir anlamı, bir ağırlığı kalmaz ki! Aksine güvenilirliğinizi yitirirsiniz. Daha da kötüsü, iliklerimize kadar işlemiş olan bu “benim hırsızım, benim kaçakçım iyidir” felsefesinden sıyrılamazsanız hırsızlığa ve kaçakçılığa engel olamazsınız, aksine teşvik etmiş olursunuz.

Emre Belözoğlu’na Türk olduğundan dolayı bir sataşma, saldırı vs. olursa o zaman hep beraber savunalım. Ama Emre’nin bir “ayıp” yaptığı iddia edildiği zaman bunun hesabını önce biz soracağımız yerde bunu örtbas etmeye çalışırsak ben orda yokum. Böyle bir tutum Erme ile beraber kabahati de savunmak olur ve bu da ne bize ne de Emre’ye yarar sağlar.

Ben kendi evladım için de aynı prensibi uygularım. Evladımın benim onaylamayacağım tarzda bir davranışı olduğu bana söylenirse önce bunun doğru olup olmadığını araştırırım. Doğru ise özür diler ve bunun bir daha tekrarlanmaması için çaba gösteririm, ancak yanlış ise evladımı savunurum.

Biz bırakmışız yapılanın doğru mu yanlış mı olduğunu, ya da Emre’nin bunu yapıp yapmadığını, içi boş tezlerle onu savunmaya çalışıp duruyoruz.

Yok Emre bu sözleri söyleyecek kadar İngilizce bilmezmiş, yok aslında İngilizler daha ırkçıymış vs. vs.

Biz aynı yollardan geçtik: bir dil öğrenilirken önce küfürler ve hakaretler öğrenilir. Kullansanız da kullanmasanız da öncelikle onları öğrenirsiniz çünkü o kelimeler “şaka olsun – ciddi olsun” çok sık kullanılır ve de eğer o kelimeleri öğrenmezseniz kendinize karşı kullanılıp kullanılmadığını bilemezsiniz.

İngilizlerin kendi ırkçılığı ile, kendi emperyalistliği ile bunun ne ilgisi var, yeni bir haçlı seferi mi başladı?

Yanlıştan yana tavır alıp bunu bir “Türk – İngiliz” çekişmesi haline getirmek yapılacak en aptalca iştir. Birkaç yüz serseri İsviçrelinin Dünya Kupası elemeleri maçında yaptığı ayıbın hesabının nasıl sorulduğunu gördük. Halkımızın aynı histeriye ve fanatizm rüzgarına bir daha düşürülmek istendiğini görüyor ve hissediyorum. Sağduyu sahibi yurttaşlarımı bu tuzağa düşmemeye davet ediyorum.

Türk halkının Emre Belözoğlu’na destek olmak diye bir misyonu yoktur. Dua ve Arzu edelim ki iddialar mesnetsiz çıksın ve ceza verilmesin ya da az bir ceza ile kurtulsun. İngiltere Futbol Federasyonunun ceza verip vermemesi kendilerini bağlar ve verecekleri cezaya da saygı duymak gerekir.

Ben kendi adıma, duyduğum, okuduğum ve gördüklerimle Emre’nin bu ayıbı işlemiş olduğu kanısına vardım ve onu kınıyorum.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..