- Kategori
- Öykü
Ah serçeler ah!

E, Mayıs ayındayız. Küçük bahçe gibi bir yerde dinlenirken, orada mola veriyorum ara sıra, çay sigara içiyorum. Bazen çeşmeyi kullanınca betonda su birikiyor. Özellikle yazın suyu bilerek açıyorum. Serçeler, hatta kumru bile geliyor.
Geçenlerde minik bir serçe o birikintinin olduğu yere gelmiş, cik cik ötüyor. Birikintide su yoktu. Bu kuş benden su istiyor diye düşündüm, gidip çeşmeyi biraz açtım ve betondaki o çukurluğun suyla dolmasını bekledim.
Bugün aynı yerde bir dişi serçe, çevresinde dört erkek serçe. Cıvıl cıvıllar. Ötüşen ötüşene. Dişinin arka tarafına yanaşınca dişi hemen yüzünü dönüyor. Çoğu kaçtı erkeklerin beni görünce. Bir erkek kaldı yalnızca. O da efe gibi! Kanatlarını çıkıntılı bir hale getirmiş –tıpkı omuzuna ceket atıp dolaşan insan gibi!- dişinin etrafında öterek dolanıyor.
Kur yapıyor kerata!