Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ahlak zabitleri metroya indi...

Ahlak zabitleri metroya indi...
 

"Devletin sivil ahlak bekçileri", bu koalisyon o kadar tanıdık ki...


Ankaray’da sarılan çiftlere  ‘Ahlaka uygun davranmaları’ anonsu yapılınca sosyal medyada örgütlenenler ‘ahlak zabıtalığına soyunan zihniyeti’ protesto etme gerekçesiyle “öpüşme eylemi” düzenledi.

Kurtuluş Ankaray’da “öpüşme eylemi” sonrası bir grubun ellerinde satırlarla tekbir eşliğinde eylemcilere saldırdığı, saldırganların polisin müdahalesi sonrası taksilere binerek olay yerinden kaçtığına dair haberleri medyadan izledik. Bu yazının hazırlandığı saatlere kadar saldırganların yakalandığına dair bir haber gözümüze ilişmedi.

Medyanın büyük ölçüde magazinsel boyutu ile öne çıkardığı  “öpüşme eylemi”nin  insanların hayat tarzınayapılan müdahale boyutu ustalıkla perdelendi.

Bu yazıda okurun sabrını zorlamayı göze alarak, hayat tarzına müdahale ekseninde konuyu ele almaya çalışacağım.Bunun için biraz hafıza tazelemekte yarar var. Kasım 2012’de Mardin Yeşilay Cemiyeti Müdürünün basında yer alan “Üniversiteli gençler Mardin’e Ahlaksızlık Getirdi” başlıklı açıklaması üzerine  ‘Devletiniz itinayla ahlakınızı korur’ başlığıyla yazdığım yazıda söz ettiğim “..Kafasında kurduğu hayatı topluma dayatacak, sosyal yaşama, insanların özel hayatına müdahale etmeyi olağan görecek kadar izandan yoksunlar.(İlgili yazı için buraya tıklayınız)” diyerek “ahlak bekçiliğine soyunanları” betimlemiştim.

İlgili yazımda devletin resmi görevlilerinin “ahlak zabıtalığı” örneklerini derleyerek; “rahat olun devletiniz itinayla ahlakınızı korur” demiştim.

Ankaray’da yaşanan anons skandalından sonra sosyal medyada örgütlenerek –kimse kusura bakmasın-  insanların hayatına sözlü müdahale etme sığlığına ciddi ve saygı uyandıracak tepki vermek yerine “öpüşme eylemi” örgütleyenlerin, “aynı sığlıkta” yanıt vermesi bir anlamda anonsçu/ahlakçı zihniyetin toplumun genel kabulleri ekseninde onay görmesine hizmet etti.

Bu olayda asıl üzerinde durulması gereken “devletin resmi ahlak bekçilerinin” yanında “öpüşme eylemcilerine” saldıran “devletin sivil ahlak bekçilerinin” sahneye çıkması ki, izdüşümlerinin rollerini geçmişte devletin(e)/devletin kirli karanlık işlerine/devlete egemen olan zihniyetin kabullerinden toplumsal hafızamızda yer alan yüzlerce olumsuz örnekten tanıyor/biliyoruz.

Burada AKP’nin 4.Büyük Kongresinde  Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından bir bölümü anımsayıp devam edelim Başbakan,“..10 yıl boyunca hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik, bugün de, bundan sonra da asla müdahale etmeyeceğiz. Hiç kimsenin yemesine, içmesine, giyimine, kuşamına, yaşayışına karışmadık, tercihlerine karışmadık, bugün de, yarın da karışmayacağız..” demişti. Seçim süreçleri sonucunda yaptığı meşhur ‘Balkon konuşmalarında’ AKP’ye oy vermeyen yurttaşların endişelerini giderecek açıklamalarında da aynı vurguları yapmıştı.

Ancak AKP iktidarının muktedir olduktan sonra ortaya koyduğu icraatları balkon konuşmalarıyla çelişiyor. 2011 Yılı ocak ayında yine içki yasakları gündemdeyken  Erdoğan “..8 yıldır hangi özgürlük alanlarını daralttık, 8 yıldır kimin yaşamına müdahale ettik. Hangisine dedik sen ne kadar şarap içtin, rakı içtin, vizki içtin.. Herkes istediği gibi giyiniyor. Herkes istediği gibi içiyor. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar. Trafik polislerinin kazalarda yakaladıkları kimler. Her tür var onarlı da yakalamasınlar mı?..”diyordu. ‘Aksırıncaya tıksırıncaya’ sözleri Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” şiirinden akıllarda kalmış. Fikret o şiirde diyor ki, “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin.”  Fikret’in seslendikleri içki içenler değil kuşkusuz çağının ‘iktidarını, devleti soyanları’ kast ediyor!

Yıl 2013 ve alkol tüketimini sınırlandıran yasaklar tedavülde. Bu kez gerekçe ‘kafası kıyak nesil istemiyoruz’du. Aklol yasağına getirilen eleştirilere verdiği yanıtta  “Afedersiniz ufacık çocukların ‘şaribül leyli ven nehar’ olmasını istemiyoruz. Yani gece gündüz içen, gece gündüz böyle sekr halinde kafa kıyak dolaşan, böyle bir nesil istemiyoruz.” diyor.

2008’de Bülent Arınç’a içki yasağı ile ilgili soru sorulunca, verdiği yanıt “hayat içkiden seksten ibaret değil” oluyordu.

İktidarın 2013 Mayıs ayında gece yarısı mesaisi ve MHP desteğiyle TBMM’den geçirilen yasa Anayasa’daki ifadesiyle “Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri gençliği kötü alışkanlıklardan, alkolden, uyuşturucudan korumakla sorumludur” maddesine dayandırılıyor da.  Aslında bu madde ile gençlerin korunacağı filan yok. Yasakların insanları cezp ettiği ve murat edilenin aksine sonuçlar verdiği geçmiş toplumsal deneyimlerle ile ortada. Üstelik bu yasak sadece yoksulları hedef alıyor, parası olanın her istediğine ulaşma olanağı yadsınamaz bir gerçeklik iken, bu yasanın sadece yoksullar açısından işlev göreceğini söylemeliyim.

İktidar 4+4+4 ile eğitimi dinselleştirirken herhalde hayat tarzına müdahaleleri ve getireceği yasakları da dine dayandırmayı öngörüyordu. ‘Dindar ve kininin davacısı bir gençlik’  hedefine yürürken “ahlak zabıtalığı” doğrusu %85’in kendini ‘dindar’ olarak ifade ettiği, dünyanın en dindar(!) toplumlarının önde gideni Türkiye’de pirim yapıyordu.

Türkiye’nin ‘dindar’ insanı, Swoboda’nın eşinin çalıştığı alman firmasının Türkiye’de dağıttığı 57 milyon euro “rüşvetin”  kimlere gittiğini sor(a)m(ı)uyordu.  Söz Almanya’dan açılmışken “asrın yolsuzluğu” olarak söz edilen ve Alman Yargısının mahkum ettiği “Deniz Feneri” sürecinin Türkiye’deki akıbeti de merak edilmiyordu. ‘Ahlak zabıtalığı’ resmi/sivil oyuncuları da hiç hesap sor(a)mamışlardı!

Hayret, daha dün gazetelerde İstanbul Büyükşehir Belediyesinden (İBB)  ihale alan şirketin sahibi ile denetleyen şirketin sahibinin ortak olduğuna dair haberler yer aldı.

Örnekleri çoğaltabiliriz ancak nedense akçeli konularda “ahlak zabıtaları”  hiç yoktular! …

Toparlayalım, “Kimsenin hayat tarzına müdahale etmeyeceğiz”  sözü dünde kaldı; vatandaşın kaç çocuk yapacağından tutun, kürtaj, dindar nesil projelerinin gölgesinde adeta sırıtıyor.Oluşan iklimden beslenenlerde “sivil ahlak bekçileri” olarak sahne alıyorlar. İyi seyirler…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..