Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Ahu gözlü, ceylan gribi

Ahu gözlü, ceylan gribi
 

Domuz gribi de nihayet geldi. Bekliyorduk. Gözümüz yollarda kalmıştı. Bence Haburdan girmiştir. O kargaşada, bir fırsatını buldu ve girdi. Bizim milletimiz, oldum olalı domuzu sevmez. Domuz bize haramdır. Domuz eti, sıcak bölgelerde, insan bağırsaklarında kurtcuk oluşturduğu ve hastalığa neden olduğu için, Peygamberimiz tarafından, müslümanlara haram edilmiştir. Bu nedenle domuzu sevmeyiz, ama yanlış olan bir şey de var. Müslümanlara, domuz etinin haram edilmesi, domuzun, iğrenç bir yaratık olduğunu göstermez. Domuzu da Allah yaratmıştır. Allahın yarattığı her şey güzeldir.

Toplumumuz giderek, hurafelere itibar eder duruma gelmektedir. Domuz gribi, bizde ürkütücü bir hastalık olarak görülmeye başlandı. Aşısı bile tartışma konusu. Ama kıvrak zekalı bir milletiz. Çareyi ünlü gazeteci Uğur Dündar buldu ve milyonların huzurunda, açıkladı. Bu hastalığın adının domuz olması, halkımızda huzursuzluk yaratıyor. Adını değiştirelim dedi. Sayın Uğur Dündar, sizden de bu beklenir miydi, bilmiyorum. Adını değiştirsek, hastalığı kolayca kabulleniriz, ölüm bile vız gelir mi, demek istiyorsunuz. Örneğin tavşan gribi desek. Yok olmadı, ceylan gribi en güzeli. Geyik olmaz. Ceylan olsun. Ahu gözlü, ceylan gribi. Oldu vallahi. Domuz gribinden öldü, demek yerine, ahu gözlü, ceylan gribinden öldü, demek, daha iç açıcı ve daha kabul edilebilir bir neden. Ee, usta gazeteci böyle olur.

Diyanet işleri başkanımız da devreye girip muhabbete katıldı. Domuz gribinin yayılmasını önlemek için, doktorların "öpüşmeyin" uyarısına, başkan karşı çıkıyor. Öpüşün diyor. Küçükler, büyüklerin ellerini öpüp, hayır dualarını alsınlar. Bu dualar, onları kötülükten korur. Yani, şimdi ne desem bilmem ki? Dedik ya orta çağa dönüyoruz. Dualarla, domuz gribini defedeceğiz.. Çocuk okula gitmek için evden çıkarken, büyüklerinin ellerini tek tek öper. Dede, arkamdan dua et. Bana domuz bulaşmasın. Ya, dedesine, babasına, anasına bulaşmışsa ne olacak?... Benim domuzum iyidir. Çocuğuma bulaşmaz mı, diyeceğiz....

Gazeteci, Serdar Turgut, Rojin'i dağa kaldırıp, seks kölesi yaparım, demişti ya, baskılara dayanamamış, hem okuyucularından, hem de Rojin'den özür dilemiş . Bence utanmıştır. Fantezisi açığa çıktı diye. Sayın gazeteci. Bunda utanılacak bir şey yok. Herkesin fantezileri vardır. Sizinki de Rojin'i dağa kaldırmak. Karanlık bir mağarada, ortalıkta gezinen örümceklere ve hava da uçuşan yarasalara aldırmadan.

Benim düşlerimde de kimler yok ki. Ama benim hikayelerim mağarada geçmiyor. Mağaralar beni ürkütür.

Bir de "Islak imza" tartışması çıktı. Aylar sonra bir ihbarcı çıkıyor. "AKP' yi ve Gülen'i bitirme, " hikayesinin gerçek olduğunu iddia ediyor ve Islak imzalı gerçek belgeyi savcılığa posta ile gönderiyor. Ne garptir ki, daha önce basına sızıyor. Bu nasıl ülke. Bu nasıl adalet, şaşmamak elde değil. Olaylar, önce basına intikal ediyor, önce basında tartışılıyor. İddialar, gerçek mi, değil mi, önce basın karar veriyor. Var mı böyle bir adalet sistemi dünya da. İhbarcı, bu belgeyi, bugüne kadar neden saklamış, bugün neden ortaya çıkarıyor? Allah sonumuzu hayırlı etsin. Abdulhamit zamanına döndük.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..