- Kategori
- İlişkiler
Ailede dengeler nasıl sağlanır?

Aile yapısına, değişik üyelerden oluşan bir grup olarak baktığımızda bir sistemden de söz edebiliriz. Aile, hem kendi aralarında hem akraba ve çevreyle dinamik bir düzenleme ile bir bütün oluşturduğu için etkileşimde bulunması kaçınılmazdır. Tabi burada aile içindeki bireylerin nitelikleri ile birlikte etkileşimin niteliği önem arz eder.
Aile tedavileri yöntemlerinden olan “sistematik aile terapisi” aileyi sosyal sistemin bir parçası olarak görür. Yani aile üyelerinden biriyle ilgili bir sorun diğer aile bireylerini de etkiler. Örneğin; baba alkol kullanıyor, anne bu durumla baş edemeyip kronik depresyon yaşıyor ise; aile bireyleri annenin sürekli hasta olmasını kabul ederleri. Sistem bu şekilde işlemeye devam ederken, belki evin büyük çocuğuna daha çok sorumluluk yükleyerek evde görevler ve sorumluluklarla ilgili vb. sorunlarla beraber devam eder bu kısır döngü. Sistemin yeniden yapılanması durumunda baba alkolü bırakmak yâda tedavi almak zorunda olacağı için kendisine müdahale edilmesini istemeyebilir.
Bireysel tedavi ile sadece aile bireylerinden biri iyileşir fakat bu iyileşme kalıcı olmaz. Sorun evlilik ile ortaya çıkmışsa çiftlerin ikisinin birden bu sürece dâhil edilmesi gerekir.
Eğer aile bireyleri aile içinde bazı sorunlar yaşıyorlarsa bunun çözümünü içerden alamadıkları zaman dışarda aramaya başlarlar. Ergene değer verilmiyor, dinlenmiyor ise dışarda bu sorununu tedavi etmeye çalışacaktır.
Bir de gözden kaçırdığımız diğer bir husus sorunları görmezden gelmemiz veya üstünü örterek sorunlardan kaçmamızdır. O an belki geçici çözüm gibi gelse de ilerleyen zamanlarda ne yazık ki, artarak devam edecek, belki üzerine yenileri eklenecektir.
‘Evde damlayan musluğu onarmazsanız ilerde damlalar evi kaplar, boğulmadan önce psikoterapiste giderler’ benzetmesi benim de hocam olan bir psikiyatristin ifadesidir.
İster eşler, ister ilişkilerde hep alan taraf olursanız bir süre sonra ilişkide bir tutarsızlık ve dengesizlik yaşamaya başlarsınız. İnsanlar yaşamları boyu en çok arzuladıkları şey sevilmek, değer verilmek ve kendini gerçekleştirmektir. Bunlar da kişiyi iç huzura ve mutluluğa doğru götürür. İlişkilerde emek ve sevgi bir birbirinden ayrılmaz ikilidir. Neden bir ilişki/evlilik bitince çok üzülür insan, çünkü o ilişkiye yatırım yapmışsınızdır (manevi-maddi) ve dolayısıyla onca emek bir çırpıda yok oluvermiştir.
Hastayken bir tas çorba hazırlamak, bir rahatsızlığında onu doktora götürmek, günde bir kez sırf sohbet amaçlı bir araya gelmek/telefon etmek, eline sağlık demek, sen benim için değerlisin sözünü davranışa dökmek, takdir edilmek, hata bazen sandalyesinin yemek masasına otururken çekilmesinin istenmesi bile eşinden istediği bir dilek olabiliyor.
Çocuklarla ev içi iletişimde; onları dinleme, anlama, değer verme, sevgi ve şefkatle kucaklama, sınırlarını öğretme, hem şimdiye yani “şu ana” hem de geleceğe yapacağınız bir yatırımdır. Atalarımız ne güzel söylemiş “ne ekersen onu biçersin” bu sözünde değerini vererek hem eşimizle ilişkilerimizde hem de çocuklarımıza tutum ve davranışlarımızda kazanımlarımız ve mutluluğumuza katkı yapacak çok kıymetli geri dönüşlerdir.
e-mail:belginturan@gmail.com