Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

15 Aralık '18

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Akıl Alır Gibi Değil

MALİYEDEN KORKUYORLAR 
KAZADAN KORKMUYORLAR
Geçtiğimiz Çarşamba günü saat 13.00 itibariyle Konya otogarından kalkan ve İzmir'e doğru yol alan kırk küsur senelik bir otobüs firmasında gördüğüm ve duyduğuma inanamadım. Otobüs kaptanının hemen arkasındaki 1 numaralı tek kişilik koltuğa bir hanım yolcu oturdu. Ben 3 nolu ikili koltuktaydım. Yanımdaki 2 numaralı koltuk boş, gelip oturan olmadı, yolculuğum boyuncada hep boş kaldı. İzmir'e hareket öncesi muavin yolcuların gelip gelmediğini tek tek koltuklara bakarak ve elindeki listeden kontrol etti bu esnada otobüs de hareket etti.
 
Hava soğuktu. İnceden kar sepeliyordu. Yolculardan bazıları sağ salim evlerine ulaşmak için dualar ediyordu. Muavin elindeki yolcu listesini koridor boyunca kontrol edip tamamladıktan sonra hızla ön tarafa geldi. Otobüsü fiyakalı gözlüğüyle yolu gözeterek kullanan kaptanın yanına sokuldu. Kibar çocuktu muavin, 20'li yaşlarda gözüküyordu. Bu telaş ne ola ki diyerek dikkat kesildim.
 
Muavin genç hararetli bir dille:
-"Kaptanım, 1 numaralı yolcunun ismi erkek ismi, ama kendisi kadın." dedi.
Kaptan önce bu ifadeden bir şey anlamadı. 
-"Ne diyorsun oğlum sen?" dedi. 
Temiz giyimli efendi görünümlü muavin genç, hazır ola geçer bir vaziyet aldıktan sonra:
-" Kaptanım 1 numarada oturan hanımın yerinde erkek yolcu olması lazım. Fakat bir hanım yolcu var." dedi.
Kaptan:-"Oğlum öyle şey olur mu?" dedikten sonra bu duyduklarıyla koca otobüsü sağa çekti. Gözünden kara gözlüklerini çıkartıp, başını arkaya döndürdü. Bir numaralı koltukta oturan orta yaşlı, kapalı başlı hanıma dikkatlice baktı. Sonra şaşkınlığı geçmeden bir daha, daha bir dikkatle baktı. Gri renkli, kenarları kürklü bir manto giymiş olan hanım yolcu, bu bakıştan rahatsız olup başını cama doğru çevirdi. Lakin kaptanın sualinden kurtulamadı.
- "Hanım bu listede sizin koltukta olması gereken kişi Mehmet Tekin falanca, her halde sizin isminiz Mehmet  değildir, değil mi?" 
Başını camdan döndüren hanım, kaptanın yüzüne bakmadan konuştu: 
-"Mehmet benim oğlum olur. Biletim onun adına alınmıştır." dedi. 
Kaptan bu kısık sesli konuşmadan bir şey anlamamış gibi: 
-"Nasıl olur hanfendi. Oğlunuz kendi adına mı aldı size bileti?" 
Kadın: -"Evet, öyle oldu." 
Kaptan: -"Peki ama niçin?" 
Kadın:-"Benim adım ulu orta ortalıkta dolaşacak değil her halde. Ben bir yere giderken hep oğlum adına bilet alırım. Kimse bugüne kadar bir şey dememişken size ne oluyor? Parasını vermiş miyiz, vermişiz. O zaman beklemeyin, koyulun yola."
 
Kadının önceden kısık çıkan sesi gürleşmişti. Otobüs kaptanı bu yükselme karşısında cüssesini küçülttü, direksiyona doğru döndü, koltuğuna sinercesine çöktü.Bir süre yola bakındı, dışarıda yağmur çiseliyordu. Silecekleri çalıştırdı, siyah gözlüklerini eline alıp şöyle bir üfledi. Tozunu nefesiyle sildiği gözlüklerini yeniden gözlerinin üzerine oturtup motoru çalıştırdı.
 
Otobüs yeniden hareket etmişti.beklemekten sıkılan yolcular buna sevinmişti. Kaptan o an yola bakıyor gibiydi, ama kafası düşünceliydi. Bu hali ikide bir sağ elini nasıl olur gibisine kendine doğru kaldırıp dizine indirmesinden anlaşılıyordu. Sonra ön kapı yanında masumca oturan muavine söylenmeye başladı. 
-"Bu bileti kim onaylamış, bu yanlışı kim nasıl yapmış?"
Muavin sorulara cevap bulamıyor. Ama kaptanı rahatlatmak içinde cevap vermekten geri durmuyor.:
-"Kaptanım, kadın daha öncede böyle yolculuklar yapmış. Kimse bir şey dememiş. Bizde seslenmeyelim olsun bitsin."
Kaptan muavin gençten duydukları karşısında öfkeleniyor. Dürüstlük ifadesine bürünerek: 
-"Oğlum karşımıza maliye denetimi çıkarsa ne yapacağız. Mehmet yolcu yerinde yok görünüyor. Anası da bu durumda kaçak yolcu sayılıyor. Yani ismi listede olmayan yolcuyla maliyeye yakalanırsak, bunun hesabını nasıl vereceğiz?" diyerek muavinden medet umar gibi sorduğu soruya doğru cevap bekliyor.
Muavin gençten cevap alamayınca kaptan sorusuna kendi cevap veriyor:
-"Maliyeden bir ton ceza yiyeceğiz."
Muavin genç bu sözle irkiliyor ve:
-"Kaptanım cezayı firma bize yansıtır mı, valla hiç uykusuz üç gündür yollardayım. Dün Hatay seferindeydim. Yarında Çanakkale'ye gidecek otobüsteyim. Yeminle kendi işim gibi çalışıyorum. Ne olur benim maaşımdan kesmesinler." diyor.
Kaptan:-" Oğlum sen kendi derdindesin, benim prestijim sarsılır maliyeden ceza almış otobüs kaptanı olmak istemem." diyerek muavini teskine çalışıyor.
 
İster istemez üçüncü koltukta olmam hasebiyle her şeyi duymuş görmüş olan ben giriyorum devreye, kaptanın aklına gelmeyen bir sözü söyleyerek: 
-"Kaptan Bey asıl sorun ne biliyor musunuz, Allah muhafaza bir kaza halinde yaralı ve ölüler arasında Mehmet'in adı okunacak, anası ne oldu bilinmeyecek. Mehmet'in eşi dostu telaşlanacak, anasının halinden akrabalar haberdar olmayacak, kadın belki de kimsesizler mezarlığına gidecek." 
Kaptan telaşlanıyor:
-"Aman abla, ağzını hayra aç."
Ben bu uyarıya diyorum ki:
-"Benim ağzım hep hayırda kaptan bey, lakin sizin aklınız bu konuyla meşgul olduğu müddetçe, dikkatinizi yola veremiyorsunuz. Bu durumda hepimizin can güvenliğini tehlikeye atmış oluyorsunuz. Kaza halinde Allah'a nasıl hesap vereceğinizi hiç düşünmüyorsunuz." dedim.
 
Ateşe körükle gitmiş olduğum bu felaket senaryosu, kaptanı hayli korkuttu. Eline telefonunu aldı. Tek elle direksiyon kullanırken, öteki eliyle cep telefonuyla otobüs firması yetkililerini arayarak durumdan onları haberdar etti. Fakat karşılığında aldığı cevap kendini sakinleştirmeye yetmedi. Firma yetkilileri durumun düzeltilemeyeceğini ve hava şartları nedeniyle maliyenin yollarda olma ihtimalinin bulunmadığını, sakin bir halle yolculuğa devam edilmesini söylediler. 
 
Bu arada ben kaptana: 
-"Aman elinizi direksiyondan uzaklaştırmayın. Yolcuların canını yakmayın. Görünürde maliyede yok, trafik polisleri de.  Mehmet ve anasının hesabını maliyeye vermeyi şimdi düşünmeyin. Firmaya söyleyin biletçiler daha dikkatli olsunlar. " diyorum. 
Kaptan soğuk soğuk terlemiş, bir yandan mendille terini silerken, öte yandan bana:
- "Hanfendi yanlışı düzeltmeye uğraşıyorum. Bir yanlış fark edilince düzeltilmelidir değil mi?" diyor. Hayda bu soruyla top bana atıldı. Gel de yorgun halinle kaleye doğru tekme savur. Neyse ki cevap beklemeden kaptan kendi konuşuyor yine:
-"Bilet onlayn alınmış, burda firmamızın suçu yok ki, bizimde suçumuz yok. Vatandaşın yanlışını biz ödeyelim derdindeyiz." dedi.
-" Ben zaten suçlu arayan biri değildim ki, dikkate davet etmiştim sesimi duyanları" dedim. 
Kaptan:-"Hanfendi bu işi ilk mola yerimizde düzelttirmek için elimden geleni yapacağım. Ben maliyeden ceza almış kaptan olmak istemem." diye diretiyor.
Konuyu kapatmak ve kaptanın dikkatini yola çevirmek için "Hayırlı yolculuklar Kaptan Bey." diyorum. Sonra söylenenlere susuyorum. Kaptan da sustu, ortamı sessizlik bürüdü.
 
Kaptan Efendi her bir kilometrede değişen hava koşullarına karşı tedbir amaçlı ağır ağır yolculuğu devam ettirdi. Kaptanın huzurunu bozan ve kaza olmasına sebep olabilecek hanım yolcuysa, başı cama dönük gayet keyiflice muavinin ikramı çayı yudumluyordu.
 
Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com
 
 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..