Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '13

 
Kategori
Eğitim
 

Akıl İpleri

Akıl İpleri
 

Çok okuyarak akıl iplerini elinizde tutabilirsiniz.


Yetkin bir ana dili becerisi, bireyi psikolojik yönden güçlendiren alüvyonlu topraklar gibidir. Ana dili birikimi, bir çocuğun ruhsal besin deposudur. Bu birikim, onu yıkılmaz bir çınar yapacak olan özgüven ve öz saygının kaynağıdır.

Ana dili yetileri sayesinde güçlenmiş, bilgeleşmiş bir insan, her şeyini yitirip düştüğünde bile yeniden kalkmasını bilir. Bu yetiden yoksun bireyler, bırakın başarılı olmayı, yaşamlarında ne gibi fırsatların kaçtığını bile göremezler.

Kabalığın, saldırganlığın, kibrin “insanın kendine olan güvensizliğini örtme, çabası” olduğunu öğrendik psikolojiden. Egosunu sevgiyle yenemediği için, hastalıklı davranışlar içinde olan bu insanlar da en değerli şifayı yine ana dili cümlelerinden alabilecektir.

Çocuk benliği, sıcak bir sevginin güvenini taşıdığı sürece doğasıyla çelişmeden, esenlikle gelişebilir. Sevgiyi aktarmanın en açık yolu ise ana dilinin şirin, tatlı cümleleridir. Güzel cümlelerle korku ve egoyu alıp yerine özgüven ve sevgi koyabildiğimiz zaman çocuktan değerli, çocuktan mutlu kimse olmayacaktır. Bu şekilde sevgiyi hissedebilen çocuk güvenle büyür, kendini ve başkalarını sevebilir. Kendini sevmek, kendini gerçekleştirmek demektir. Kendini gerçekleştirmek, kimseden onay beklemeden bilinçle yaşayabilmektir.

“Anadili–düşünce–kişilik”ilişkisi, bilinçaltına dek uzanan, iç içe geçmiş helezonik halkalar gibidir. Her insanın sadece ve sadece ana dili kanalıyla gerçek dünyaya bağlanan, sonsuz ve sınırsız bir bilinçaltı vardır. Daha farklı dillendirmek istersek:

Dünyaya beyin penceresinden bakar, orada gördüklerimizi ana dili sözlüğüyle okuruz.

Öyleyse şunları söylemek de mümkündür: Düşüncelerimizi oluşturan ve geliştiren ana dili, bizi biz yapan muhteşem bir güç kaynağı! O, öyle bir kaynak ki oluşturduğu ağ sistemiyle, duygu ve düşüncelerimize; o duygu ve düşünceler de giderek kaderimize komuta eder. Bir düşünme aracı olan ana dilini çocuktan profesöre, yediden yetmişe herkes için bu kadar önemli kılan da bu! Onu salt bir iletişim aracına indirgemek kana kana içeceğiniz kocaman bir pınardan sadece bir yudum içmek olur.

Şu yadsınamaz gerçeğin altını çizmekte yarar var:

Yetkin bir ana dili becerisiyle bilinçaltını ve düşüncelerini kontrol edebilen birey, yaşamını kontrol eder. Anadiline yeterince hakim olamayan bir insan ise bu olağanüstü güçten yoksun bilinci kapalı bir varlıktır.

Eğer ki biz insanlar, elimizdeki yaşamı ana dili ipleriyle sıkı sıkıya tutabilseydik, inanın her şey sonsuzca güzel olurdu! Bu iplerin küçük bireyinizin elinde olmasını istiyorsanız ona okumayı sevdirmelisiniz.

Yaşamak, bir anlamda kazanç hanemize deneyimler yazabilmekse eğer, insan birçok deneyimi kitapların dünyasından okuyarak da edinebilir. Okuyarak, yaşamına yaşam katar insanlar. Okudukça değişir, değişerek gelişir ve her an kendini yaratır insan. İlişkilerimiz, etkileşimlerimiz bilincimizi geliştiren en önemli deneyim ve psikolojik gelişim alanlarımızdır. Kitaplar da böyle bir alanlardır.

Beyin, gerçek ile sanalı ayırt edemediğine göre, bizler de ne kadar okursak o kadar çok yaşamış oluruz. Okumadığı için az yaşayanlar, takvim yaşının altında kalırken, çok okuyanlar da çok yaşamışçasına, dünyaya daha geniş bir pencereden bakarlar. Onlar genişleyen algılarıyla ufku değil, ufukları görürler.

Okumanın ödülü işte bu kadar büyüktür.

 
Toplam blog
: 10
: 612
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak 30 yıl fiilen çalıştım. Türkçe derslerini, "anadil..