Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '13

 
Kategori
Eğitim
 

Bilincin güç kaynağı anadili

Bilincin güç kaynağı anadili
 

Her insan dünyayı anadiliyle okur.


“Çocuklar, yaşam piyangosunun en pahalı satın alınmış biletleridir.” diyor bir eğitimci.  O zaman çocuk eğitimindeki farkındalığımız ve bilincimiz bir servet değerinde olmalı.

Çocuğun iç dünyasını sağlıklı bir iletişimle örüp ona neşeli ve tatlı bir yaşam armağan edebilmek, tüm anne-babaların arzusu. Bu uğurda yaşananlar, yapılan ve söylenen her şey, kocaman bir ömrü inşa edecektir.

Akıntıya kapılıp sürüklenen farkındalığımız, uyanık ve mevcut olamama eğilimimiz, hissedemediğimiz bir boşluktur. Bu boşluğu, farkındalığımızla dolduracak olan anadili yeteneklerimiz, bizde bilinç ve uyanıklık yaratarak bize ruhsal bir servet sunacaktır. Bu servet, atalarımızın gönül gözünü açmak dediği yüce bir sezgi olsa gerek.

Ana dili, büyük gücünü, bilinçaltını kontrol edebilme özelliğinden alır. Bizler de artıkbilinçaltını dışlayıp onu görmezden gelen bir eğitimin, eğitim olamayacağını kabul ediyoruz.

 Düşünme yeteneğimiz, düşündüklerimizi anlatmamız ve başkalarını anlama kapasitemiz sahip olduğumuz anadili yeteneği kadardır. Yaşam sınırlarımızın genişlemesini arzu ediyorsak en önce dil yeteneğimizin sınırlarını gözden geçirmek durumundayız. Okumak,  dil sınırlarımızı genişlettiği için bu kadar değerlidir.   

“Beş” sözcüğünü duyduğumuzda bir üzüm salkımı gibi “beş”in bir sürü türevi gelir aklımıza: beşiz, beşinci, beşgen, beşibiryerde, beşbıyık, beş taş, beş duyu, beş para, beş yüzlük, beş parasız, dübeş, şeşbeş, beş kardeş, beş parmak, beşte bir, beşer beşer, vb...

Dahası var: beynimize beş sözcüğüne dair bir o kadar anı, olay, kişi, duygu ve düşünce çağrışır. Gelin bir hayal edelim! Beş yaşında oynadığınız oyunlar, beş yaşındayken sahip olduğunuz rengârenk masal kitabınız, beşinci kattaki komşunuz, beş yıl önce yaşadığınız ev, ayın beşinde katılacağınız bir davet, beş yaşındayken çektirdiğiniz bir fotoğraf, beş günlüğüne gittiğiniz bir ülke, beş tane yavrusu olan bir kedi, beş tane gül ve daha neler neler, olasılıklar insan sayısı ve de onların bilinçaltı kadar sonsuz...

Beyniniz ve bilinçaltınız, kök salmış bu yaşanmışlıklar bütünü ile koordineli olarak size hayal kurma, analiz etme, muhakeme yapabilme olanakları sağlar. Yani düşünürsünüz. Öğrendiğiniz bir yabancı dilde bunlar mümkün mü? Elbette hayır! Yabancı dil, bilinçaltına inmediği için, bu güçten yoksundur. Lütfen düşünün bir kez; İngilizce “five” ile ne gelebiliyor aklınıza; “five” ile ne kadar anınız var? “Five” ne gibi duygular uyandırır sizde? Ne kadar çağrışım sayabilirsiniz bilinçaltınızdan fırlayıp gelen?

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren yaşadığımız, okuduğumuz, duyduğumuz, gördüğümüz her şey anadilimiz yolu ile bir tohum gibi düşüyor bilinçaltı derinliklerimize. Bilinçaltı bununla da kalmıyor, hayal edebileceğimizden çok daha fazla ayrıntıyı alıp işliyor. Bilinç düzeyinde söylediğimiz tek bir sözcüğün bile organize olması için bilinçaltı düzeyde yüzlerce işlem yapılır.

Bizler, sözcüklerin yaşantıyla bağlantı kurduğunu, kullanılacak yere göre değerlendirildiğini fark etmeyiz bile, sadece söyler geçeriz ve her şeyin bu kadar olduğunu sanırız. Yaşadığımız anın, kullandığımız cümlenin, duygunun, düşüncenin hangi işlemlerden geçtiğinin bilincinde olmadan sadece hisseder, duygulanır, düşünür ve yaşar gideriz.

Farkındalık, insanoğlunun gelişmesini sağlayan bir olgudur. Bizler, bilinçsizliğimizin yarattığı bu boşluğu anadili yeteneklerimizle doldurabiliriz. Okumak anadili yeteneklerimizi besleyebilecek en temel eylemdir.

 
Toplam blog
: 10
: 612
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak 30 yıl fiilen çalıştım. Türkçe derslerini, "anadil..