Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '18

 
Kategori
Edebiyat
 

Akılla, Mantıkla, Önceden Tasarlayarak Şiir Yazılabilir mi?

Akılla, Mantıkla, Önceden Tasarlayarak Şiir Yazılabilir mi?
 

Bu Konuda da Can Baba'yla aynı düşüncedeyim..


Yıllardır düşünür dururum: Akılla, mantıkla, önceden tasarlayarak, gerçekçi şekilde hareket ederek, işe zerre duygu karıştırmadan, yazarken hislerini milim oynatmadan şiir kaleme alınabilir mi?

Edebiyatçılara bakarsak, bu mümkün.  Gerçekçilik akımının bilinen yöntemlerini uygulayarak, çizdiği yoldan şaşmadan, tarihsel gelişimini izleyerek, oturup çalışarak mesela, önceden belirlediğimiz bir tema ile hareket edilebilir, o tema üzerine şiir yazılabilir.

İyi de ben size, onlara, başkalarına işin bilimsel yönünü, kitabi tarafını sormuyorum ki. Onu ben de biliyorum aşağı yukarı. Ter dökerek, didinerek, kafa yorarak şiir kotarılabilir felsefesine sahip olanları, bunu mümkün görenleri biliyorum az buçuk. Bu metodu kullanan şairlerden de haberdarım ama…

Bir insanın, şöyle oturup bir kenara, iç dünyasındaki hiçbir dalgayı titretmeden, hiçbir yaşanmaşlığa dayamadan sırtını, yüreğini; o an ya da önceden seçtiği bir alanla ilgili, örneğin menekşeler üzerine dizeler çiziktirmesini, mısralar söylemesini kabullenemedim bir türlü. İçinde ruhsal izler taşımadan, yalnızca o konuda yazılmak istendiği için ortaya konan hiçbir şiiri, bünyem kabul etmiyor asla.

Eğer deneme, makale, fıkra hazırlıyorsanız; bu edebiyat dallarında, önceden de, kağıda ya da monitöre dökerken de içeriği dilediğiniz gibi tasarlayabilir, düzenleyebilir, değiştirebilirsiniz kolayca.

Senaryo, reklam metni, tiyatro oyunu, roman… Öykü, inceleme – araştırma, bilim kurgu… Ne bileyim işte. Düz yazı alanına giren her mevzuda, tamamen realist, bütünüyle sağlam bir matematiksell örgüye bağlı yapıtlar konabilir ortaya diye düşünsem de… Konu şiire gelince, bu fikri içselleştiremiyorum. Beynim sürekli reddediyor bu ihtimali.

 Belki koca bir önyargı benimki ama; iç sesim aynı şeyleri sayar aralıksız: “Zaaflarımızdan, zayıflıklarımızdan, acılarımızdan, eksikliklerimizden, yetersizliklerimizden, komplekslerimizden, ezikliklerimizle egomuzdan  beslenmeyen, bunların oluşumunu etkilemediği tek bir şiir yoktur yeryüzünde.”

Ara ara, “ Tamam kardeşim, niye olmasın? İnsanoğlu, sadece akılcılığın kurallarını uygulayarak, yalnızca hakiki vakalardan esinlenerek her nevi şiirsel metini ortaya koyabilir, bu mümkün, bu olabilir, “ desem de… Sonunda dönüp dolaşıp geldiğim/vardığım yer aynı: “ Akılla, mantıkla şiir yazılamaz. Şiir duygu işidir. Başka türlüsü olamaz,”a varıyorum. Beynimle kalbim sürekli çatışma halinde. Birinin olur dediğine öbürü olmaz diyor. Birinin yapılabilir dediğine, öbürü kulbu takıyor anında: “ Saçmalama! O dediğin deli saçması! “

Siz en iyisi bana kulak asmayın. “ Gerçek şiirin ancak doğaçlama tekniğiyle yazılabileceğine ” inanan Can Yücel; deminden beri anlatmaya çalıştıklarımla ilgili neler söylemiş; onları inceleyin… Varacağınız  karara saygım sönsuz. Neticede evrensel düşünceyi farklı düşünenler zenginleştirir. İnsanlık bugünlerine birbirinden bağımsız tezler sayesinde gelebildi. Hepimizin amacı da üzüm yemek olduğuna göre… Gerisini siz tamamlayın.

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..