- Kategori
- Blog
Aklınızdan geçeni yazmayın

Resim int. alıntı
“Blog yazarı olun aklınızdan geçeni yazın”
Bu sözlerin yaratıcısını tanımam etmem.
Neden böyle bir slogana ihtiyaç duyulur onu da bilmem.
Sloganımıza haksızlık etmemek adına; beyaz örtülü bir masaya; boylu boyunca dikkatlice itinayla yatıralım.
Beyaz eldivenlerimizi ellerimize geçirelim.
Ağzımız burnumuz açık kalabilir.
Kesip biçmeyeceğimizden; sloganımıza bulaşan da olmayacaktır.
Biz amatör kafamızla: Size yani blogger olmayanlara ne tür bir mesaj verilmek isteniyor bir araştıralım.
Çoğul yanlısı olduğuma bakmayın; biz derken “ Ben ve İlhami” demeye çalışıyorum. Esasında slogana kafayı takan İlhami lâkin o da blogger değil.
Sadece coşturan.
Beni zerre kadar ilgilendirmez “süzgeçten geçirmedikçe” aklıma geleni yazmak.
Tamam; dilimiz dinamik elastik de fazlaca gerildiğinde hedefi ıskalamak da var işin içinde; öyle değil mi?
Ay insan utanır valla, kime ne onun bunun nasıl güreştiği…
Kabız olmuş olmamış kime ne?
Yumuşak sert ne yediğine bağlı; dengesiz beslenmemeli.
Bak işte bu konu önemlidir yazılmalı.
Slogana sadık kalarak coşanlarımız var.
Sloganın cazibesi baş döndürücü yine de yazıldığı gibi algılanmamalı.
Aklımızın sayısız penceresi var bu pencerelerin ait olduğu odalar var.
Mutfak, oturma odası, banyo, yatak odası…
Aşka gelmeden önce perdeleri kapatmalı.
İnsanlık hali…
Göz kayabilir.
Kaydığını görenler şaşı derlerse desinler.
Ya akıllarından geçeni dökerlerse ortaya…
Kırılanı döküleni; kim toplayacak ortalığı?
15 Şubat 2012 Çarşamba
Alev Meisel/ Berlin