Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

AKP ‘yi durdurabilmek!

AKP ‘yi durdurabilmek!
 

Her şey vatan için.


26 Ocak 2011 

TBMM inde sayı çokluğu ile egemenliğini babalar gibi sürdüren iktidar, HSYK yı ele geçirdikten sonra Yargıtay ve Danıştay’ın üye sayılarını (kendi yandaşları ile) artıracak dolayısı ile çalışma usullerini değiştirecek tasarıyı da TBMM ‘sine sundu 

“Başbakan Erdoğan’ın, bu gün ( 26 Ocak 2011 ) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile resmi konutunda görüşmesi bence, sadece bir formalitedir.” 

Meclisteki tek parti görünümündeki sultanlığı AKP ye yetmedi. Şimdi de öteden beri vurguladığımız yargının tamamında da egemenliğini kurduktan sonra AKP i kim tutabilecek bakalım artık? 

Bu böyle olduğu taktirde olabilecekleri bir aklımıza getirelim. 

1- Önümüzdeki genel seçimlerde atını istediği gibi sürebilecek, ŞAH- MAT yapacaktır. 

2- Şikâyet edecek mercii kalmayacaktır. 

3- Dokunulmazlıkları derhal kaldıracak ve kendinden olmayan milletvekillerine, vatandaşlara parti genel başkanlarına dokunacaktır. 

4- Bağımsız yargının ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin güvencesinden yoksun kalacak rejimi değiştirecektir. Dolayısı ile padişahlık veya diktatörlük resmen ilân edilecektir. 

İktidardan gelen kokulardan bazıları bunlar. Sırada kim bilir daha neler olacak. 

Şimdiden aba altından sopa göstermeye başladılar bile. Bakınız CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Hizbullah’la ilgili sözlerine karşılık “densiz, namert, terbiyesiz” diye yanıt veren başbakana Bülent Arınç’tan hemen destek geldi... 

“Nezaketli, saygılı, edepli ol, siyasi parti başkanları ve tüm siyasetçiler nezaketli olmalı, kişilik haklarına saygılı, edepli olmalı. Kılıçdaroğlu bunu bilsin.” Diyiverdi. 

Aynı sözler sanırım başbakan ve kendi partisi için geçerli olmuyor. O da başka bir şey. 

Şimdiye değin her fırsatta CHP i iyi muhalefet yapamıyor diye eleştiren Taraf Yazarı Ahmet Altan bile her nasılsa taraf değiştirmeye başladı sanki ve iktidara kafa tutmaya başladı. Bu hiç aklımıza gelir miydi? 

Oysaki CHP nin mecliste verdiği tüm önergeleri, gensoruları robotlaşmış AKP milletvekillerinin elleri ile ret edildiğini bilmezden gelerekten atıp tutuyordu. 

Türkiye’yi bugünkü karanlık günlere getiren maalesef yandaş ve pısırık kalan medyadır. Vebali onların boyunlarındadır. 

CHP çok şeye engel olmak istedi ama ne yazık ki iktidarın çoğunluğunu aşamadı. 

Medya destek vermedi. Herkes kendi çıkarını düşündü ama memleketin, çocuklarının geleceğini düşünmedi. 

CHP den başka ne bekliyordu acaba? Ben şaşıyorum zaten, zamanında nasıl bir anayasa yapılmış ki tek partilerin iktidar olabilecekleri düşünülmemiş veya sırf bu yönde hazırlanmış. Adı Milletin Meclisi ama ne yazık ki millet orada temsil edilemiyor. Bu çok acı ve hazin bir vakadır. 

CHP ve Silivri 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batu’mun, “Ergenekon sanıkları Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın milletvekili adayı gösterilmeleri için konuyu PM gündemine getireceğim” açıklaması tepkilere neden olmuş. 

Açıkçası tepki gösterenlerin amaçlarını anlayamadım. Kılıçdaroğlu her zaman diyor ki CHP çok sesli bir partidir içerisinde eleştiri de yapılır, öneri de. 

Eleştirileri yapanların hiç mi eleştirilecek bir şeyleri olmamış? 

CHP nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal, başbakanın ben bu davanın savcısıyım demesi üzerine sen savcıysan ben de halkın avukatıyım diye cesurca çıkmasını unutmamak gerekir. Baykal bu sözleri ile Hukukun siyasallaştığını anlatıp, adaletsizliğe karşı çıkmıştı değil mi? Söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu hep birlikte görüyoruz. 

Ben suçluların yanındayım dememişti. Gizli tanıklarla yıllardır ne olduğu halen anlaşılmayan, neticelenmeyen davalar için böyle konuşmuştu. Davaları bir an neticelendir suçlu varsa cezasını çeksin ama suçu olmayanları da sırf sana muhalefet ediyor diyerek orada tutamazsın demişti. Dün gibi hatırlıyorum. 

Gelelim eleştirilere: 

Parti meclisine eleştiri, Gürsel Tekin’e eleştiri hatta partinin genel başkanına dahi onlarca yüzlerce eleştiri yok mu? 

Tüm eleştirileri kale alsak yandık vallahi. 

Sn. Batum hem bir hukuk adamı olarak hem de vicdani sorumluluk taşıyarak şahsına münhasır konuşmuş. Parti Meclisine konuyu taşıyacağını söylemesi neden bu kadar infial uyandırıyor anlamıyorum. Neticede karar mekanizması parti meclisidir. Kabul görür veya görmez. 

Bunu çarpıtmaya kimsenin hakkı yoktur. Unutmayalım ki o kişilerin de sevenleri çok ve CHP ye daha fazla oy kazandırabilir. 

Sonra herkes milletvekilliği için şu parti veya bu partiden aday olmak isteyebilir ve olabilir de. Hızla yükselişe geçen ve iktidar olmanın en büyük namzedi CHP değil midir? 

( CHP iktidarında Türkiye’de başta bu AKP anayasası olmak üzere çok şey değişecektir. Kimse meraklanmasın adalet herkes için olacaktır o zaman. Buna yürekten inananlardanım.) 

Suçsuz olduklarına inandıkları kişilerin özgür kalması için kamuoyundan yoğun bir baskı gelirse o zaman CHP halka sırtını mı dönecektir. Böylemi yapması gerekir? 

Haaa! Bazıları neden ille de ikisi veya üçü diyorlar. Nedeni açıkça belli değil mi? Yıllardan beri bu insanlar suçsuz olduklarını demir parmaklıkların ardından haykırmıyorlar mı? Aksi ispatlandı mı ki? 

Kamuoyunda onların suçsuzluğuna inananlar çoğunlukta değiller mi? 

Zaten şayet suçları olsaydı bugüne kadar çoktan mahkûm olmaları gerekmez miydi? Kafamda beliren istifamlar dan sadece bir kaçı budur. 

Gönül ister ki kim nerede haksızca ceza çekiyorsa kurtulsun. Bu hepimizin insani vicdanının sesidir. 

Son söz olarak şunu demek istiyorum. Vatan sevgisinin bilinci altında herkes CHP çatısında birleşmeli güç olmalıdır. 

Bunun adına ister Milli Cephe diyin, isterseniz kuvva-i milliye ruhu diyin hatta milli birlik diyin ama tek çare CHP dir. 

5 ay gibi kısa bir süreçte başka şeyler yapmayı düşünenlerin düşünceleri sadece hayaldir. 

Sandıklara sahip çıkmamız, vatana sahip çıkmamız demektir. Aklın yolu birdir diyerek birlik olmalıyız. Bu bizler için, Türkiye için son şanstır. Şimdi şahsi çıkarlarımız için hesap yapmanın ötesinde, önce vatan demeliyiz. Yoksa ne partiler kalacak ne de özgürlük. 

Ya karanlıklar ya da aydınlıklar. 

Hoşça ve vatan sevgisiyle kalın… 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara