AKP’nin sonu ve sonrası…

Sene 2012… Kasım ayının sonu…

Aha da buraya not düşüyorum; bu bir dönemin sonu…
…

%50’lere ulaşan, yani halkın yarısının desteğini arkasına almış bir iktidar yönetiyor ülkeyi. Bir dahaki seçimlerde oylarını %60’a çıkaracağını iddia edenlere, ülkeyi 100 yıl daha AKP’nin yöneteceğine dair geyik yapanlara bile rastlamak mümkün.

Zaman İktidarda bulunan partileri yıpratır genellikle. Oysa ne yaparsa yapsın yıpranmayan, hatta hiç yıpranmayacakmış görüntüsü veren bir parti var bu sefer iktidarda. 
…

Fakat bütün değerleri alt üst eden politikalarla ülkeyi…

Durun ya; öyle değildi..! Nasıl diyorlardı; giderek yozlaşan ve sistem partilerine benzemeye başlayan iktidar partisi için, sonun başlangıcına gelindi artık. Önümüzdeki günlerde o büyük gücün yavaş yavaş erimesine tanık olacağız.

Aslında aylardır içten içe büyük bir kaynama yaşanıyor, uzlaşma yolları aranıyordu. Fakat uzlaşma bir türlü mümkün olmadı. İktidarı bir arada tutan son pamuk ipliği de bu tarih itibarıyla nihayet kopmuş bulunuyor.
___________

Sene 2012… Kasım ayının sonu… O partiyi iktidara getiren halk, partisini halen sahiplenip, yanlışlarını bile savunmak için ter dökmeye devam ediyor. Lakin bu devrin biteceğine, saltanat kayığının devrileceğine dair korku çoktandır onların yüreklerini de sarmıştı.

Ne demişler; sel gider, kum kalır…
…

Büyük bir dönüşüme gebeyiz. En umursamaz yürekler bile vatan sevgisiyle dolabilir önümüzdeki günlerde. En kör gözler bile ışığı hissedip, en arsız yandaşlar 180 derece dönebilir. Şimdiden söyleyelim de kimseler şaşırmasın; iktidarı savunmak bile belki de bize kalır…
___________

Hak için, hukuk için, demokrasi, vatan, millet için ortaya zıplayacak kahramanlar lazım değildir artık. Bilinsin ki; bu tarihten sonra ortaya çıkacak kahramanlar, en büyük sahtekarlardır.

Dönüp ardımıza baktığımızda; gerek duyarsızlığın ve vicdansızlığın, gerekse de vatanseverliğin ve korkusuzluğun temsilcilerini apaçık görebilmek, zaten mümkündür.

…
Bu sistemin sürdürülebilirliği kalmamıştır. Dolayısı ile, önümüzdeki günlerde gücün yavaş yavaş yer değiştirdiğine tanık olacağız.

O gün geldiğinde sakın ola; artık şımaran, halkın dertlerine duyarsızlaşan iktidara, hak ettiği dersin yine halk tarafından verildiği anlatılmaya kalkışılmasın.

Güç yer değiştirdikçe, güce tapan bütün müritler de, doğal olarak yer değiştirecektir.
…

Açık açık yazıyorum buraya; yeni güç odağı kim olursa olsun şüpheyle bakılmalıdır. Çünkü karanlığın ardından güneşin tekrar doğuşu değildir yaşanan. Ülkenin üzerinde kirli bir oyun oynanmakta, ve önümüzdeki süreçte zulüm sadece at değiştirecektir.
 
__________________
Kasım 2012, İstanbul
Mustafa Yener