- Kategori
- İlişkiler
Al beni ne yaparsan yap, küllerim sana doğru...

Bana kalırsa, her aşkın kül olması kaçınılmazdır ama aşk biraz da o külde saklıdır. Aşkı gizemli kılan da budur: Küle döndürdükçe Anka gibi yeniden küllerinden doğuşu... Alev alev yanarken, küllerinizden kendinize ve sevdiğinize doğru doğarsınız.
Aşk parlayan bir güneştir ya da Voltaire'in dediği gibi "Aşk, kalbin güneşidir." Tıpkı her gün ve her gün sizin için doğan güneş ve her şafak içinizde doğurduğunuz güneş gibi...
Aşk gelince, buzlarınız çözülür, kalkanlarınız iner... İçinizdeki en güçlü savaşçı Aşil bile sonsuza karışır o zaman.
Limana son bir bakış bile atmadan, yelkenlinize atlar, açılırsınız. Sonsuza açarsınız rüzgârla çarpan beyaz yelkenleri...
İşte o zaman sonsuzluğa açılmınaın coşkusuyla ufka gitmek, ufka varmak istersiniz. Ufka varınca, tam o kenara varınca sanırsınız ki, bütün evreni göreceksiniz.
O ufka varamazsınız, o gizemi çözemezsiniz. Yalnızca yaşarsınız...
Bir ufuk düşüncesi ferahlatır sizi. Ama ufkunuz düşünceleriniz ve düşleriniz kadarsa...?
O halde "Al beni ne yaparsan yap!" mı dersiniz sevdiğinize, yoksa "Alev alev yandığım doğru, küllerimden doğar mıyım sana doğru..." mu, o şarkıdaki gibi:
alev alev yanıyorum
buzlarım çözülüyor aşka
gardım düşüyor tutamıyorum
korkuyorum bakışların çarpınca bana
birbirimize birkaç aşk kadar
geç kalmış olmasaydık
hep yanlış gidenlerin ardından
yorulmasaydık
alev alev yandığım doğru
küllerimden doğarmıyım sana doğru
kendi mi arıyorken
olmaktan korktuğum yerdeyim
sendeyim
al beni ne yaparsan yap
al beni ne yaparsan yap
sen ışığını arayan güzel güne bakan
ben tozuna dumanına hasret bir enkaz
alev alev yandığım doğru
küllerimden doğarmıyım sana doğru
kendimi arıyorken
olmaktan korktuğum yerdeyim
sendeyim
al beni ne yaparsan yap
al beni ne yaparsan yap [*]
Aşk alev alev yakar, buzlarınızı eritir...
Sevdiğinizin bakışları korku değil, güç ve sevgi verir. Gard tutmaz, kollarınızı açarsınız...
Bir gül döner yanan avucunuzda, Edip Cansever'inki gibi.
Aşklar, önceki sevgiler ve sevgililer kadar geç kalmaz hiçbir zaman. Her ilişki sizi başka bir basamağa çıkarır.
Hayatınıza giren her kadın sizi yükseltir, bakış açınızı genişletir, daha önce görülmeyen bir yanınızı tutup bulur ve parlatıverir.
Böyle böyle parlar bir erkek. Bugün parlayan, kadınların gözünü alan pek çok erkek, sanmayın ki bunu tek başına başarmıştır. O, nice yangınlardan ve ilişkilerin parlaklığından çıkmıştır...
Aşk varsa, âşık da parlar bir mücevher, bir güneş gibi... Mevlana'nın dediği gibi "Aşk altın değildir, saklanamaz. Aşığın bütün sırları meydandadır."
Âşığın bütün sırları meydan ama aşkın kendi hep bir sır...
Anlatamazsanız da hisseder ve hissettirirsiniz... Tek bir jestinizle, gülümseyen bir dudak, parlayan bir bakış, ufak bir el hareketinizle.
Çünkü aşk, güneştir, körler bile hisseder...
Sonrasında korkmazsınız kendinizi ararken, karşınızdakinde bulmaktan...
Külleriniz çoğaldıkça "Al beni" dersiniz, "Al beni, ne yaparsan yap; yeter ki senle olsun, biz olsun"...
"Küllerim sana doğru..."