- Kategori
- Gündelik Yaşam
Alay büyük bir zulümdür

Alay eden değil sözün en güzelini söyleyen insan olabilmek önemlidir.
Geçen gün iş yerinde tüm ofisin toplantı da olduğu bir eğitim toplantısında Genel müdür konumunda olan kişi, çalışanlardan birinde gelen bir e-mail de ki İngilizce bir kelimede ki yazım hatasının çıkışını alıp, o kişi ile alay edip, herkesin ortasında küçük düşürücü şekilde uzun süre alay etti ve en vahim olan durum masadaki herkesinde bu duruma adapte olup uzun uzun alayı devam ettirip yüksek sesle gülmeleri oldu. Alay edilen kişinin mahcubiyeti ve içinde duyduğunu hissettiğim acı beni çok etkiledi. O gülen insanlar neden alay edilen kişiyi bir an kendi yerlerine koyamıyorlar, alay edilen kişinin kendileri olsa nasıl hissederlerdi diye düşünemiyorlar. Tabi ki o masa da olmaktan ve o insanların arasında olmaktan duyduğum utancı anlatamam. Sustum, tüm ciddiyetimi takınarak kendimi o ortamdan fiziksel olamasa da düşünce olarak uzaklaştırdım, fakat bu zulmü bir türlü içime sindiremedim. Neden bazı insanlar, başka insanların eksiklikleriyle, fiziksel kusurlarıyla veya hataları ile ilgili kendi aralarında konuşarak, alay ederler, abartılı ve uzun süreli gülüşlerle taciz ederler. Kişilerin eksikliklerini araştırmak, kusurlarını ortaya çıkarmaya çalışmak neden bazı insanlara zevk veriyor. Bu insanlar karşılarındaki kişilerin hatalarını ortaya çıkarmalarının kendilerine neden bir üstünlük getireceğine inanıyor olabilirler. Neden insanlar başkalarını zor durumda bırakmaktan, mahcup etmekten zevk alırlar. Çağımızın en büyük toplumsal hastalığı olarak gördüğüm alaycılık hakkında okuduğum en güzel kitaplardan birisi sanırım Alay Denen Zulüm adlı kitap oldu. Bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum, okuduktan sonra aslında alay edilen değil de alay eden kişilerin acınacak durumda olduğunu göreceksiniz. İnsanlarda genelde mevki olarak kendi altlarında bulunan kişilere karşı daha yoğun bir alaycılık gözlemlenir. Bunu yapan kişiler böylelikle kendi enaniyetlerini tatmin etmeye çalışırlar. Kendilerinden üstte olan kişilere kibir yapamayacakları için kendilerine bağlı olan ya da daha alt mertebede gözüken kişileri ezmeye çalışırlar, bunu da onlarla alay ederek yaparlar. Bu tavır içinde olan insanlara dikkat edin aslında istedikleri başarıyı elde edememiş, belli bir eziklik içinde olan ve bu tutumlarını bastırmak için kendilerince kendilerinden daha güçsüz ve zayıf gördükleri insanlarla alay ederek kendi ezikliklerini örtmeye çalışan insanlar olduklarını hemen görebilirsiniz. Bu insanların en belirgin özellikleri ise çok kibirli olmalarıdır. Alay edilen kişinin çok fazla canını yakan bu zulüm Kur’an da Allah tarafından kesin olarak yasaklanmıştır. Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi 'olmadık-kötü lakablarla' çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 11)