Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Aldatılan insanların çoğu topaldır

Aldatılan insanların çoğu topaldır
 

netten


Aşk  zamanla nereye gider? “Eskisi kadar” olmayan nedir? “eskiden” diye başlayan cümlelerde bahsedilen güzel duygular neden zaman içinde kaybolur. Zaman neyi bozar?

Sevendeki bir eksilme midir, yoksa sevilenin değişmesi midir süreçle birlikte?

Sevme eylemimizde değil belki ama sevilme çabamızdaki yoksullaşmanın sonucu olabilir.  

“Sevilme çabası” bitince sevgi biter diyebilirim.

“Eskiden” yani henüz "sahip olmadan", sevilmek için bilinçli ya da bilinçsiz gösterdiğiniz özeni düşünün. Etkilemek için harcadığınız çabayı. Bakışınızdaki derinliği, sürdüğünüz kokuyu, saçınızın şeklini, giyiminizi kuşamınızı, makyajınızı… Buluşmaya giderkenki heyecan ve gösterdiğiniz itinayı hatırlayın. Zamanın zımparaladığı işte bu özen. Sevilme çabanız.

Cicim ayı, bal ayı dedikleri ve sadece birkaç ay süren sevme-sevilme çabası normal görülüyor. Sonrası, iş güç derken, günlük telaşın içinde, hayatın akışında kaybolup gidiyor sevgiler. Bir de çocuk giriyor hayatımıza, derken; sevgiler eskide bırakılıyor. .

Nefesinizi ayarladığınız hedef; “sahip olma” olduğunda; elde ettiğinizi düşündüğünüzde umarsızlaşıyorsunuz. Ucuz parfümler gibi etkisi kısa süren kokunuz oluyor. Apresi zayıf kumaş gibi ilk yıkamada bozuluyorsunuz. 

Oysa “ömür boyu” diye ayarlasak hedefimizi, çabucak kesilmez nefesimiz. Özellikle bizim toplumuzda çabuk bırakıyoruz kendimizi. Bakımlı olmak, güzel görünmek gençlik hevesi olarak görülüyor belki de. Avrupalılar, özellikle de Rus kadınları bu konuda çok hassaslar.  Neredeyse cenazeleri bile bakımlı ve güzel. 

Gençlerimiz Tuba, Banu, Efecan ama orta yaşlara gelince hepsi birer Melahat, Nezaket, Bahattin… Gençken fidan gibiler ama sonra koca göbekler, kocaman popolar.

Parlak giysiler içinde güzel bir bayanla veya bakımlı bir beyefendiyle mi yemeğe çıkmak istersiniz, yoksa sünmüş bir penye pijama içinde, saçları yüzünden sarkan bir kadınla veya beyaz atletinden göbeği sarkan bir adamla mı sofraya oturmak istersiniz?  Eskiden nasıldınız? Hani o bahsettiğiniz “eski”,  şimdiki gibi miydi?

Sevgi soyut değildir. Beyinde başlayıp beyinde biter. Biyokimyasal bir süreçtir. Gayet somut sebeplere dayanır. Ardında kül bırakmaz, fosiline rastlanmaz ama ölçülebilir ve gözlemlenebilir bir somutluktadır. Şiirlerde, şarkılarda anlatıldığı üzere, kalple, bağırsakla veya mideyle ilgili, büyülü, anlaşılmaz, bir şey değildir. Kişi, sevilmeye değer, sevilecek bir diğer kişi bulur, sever, kendisini sevdirmek için çaba harcar, güzelleşir ve sevgi bir ilişkiye dönüşür. Çaba sürdükçe de sevgi sürer gider.

Karşınızdakini etkilemeyi asla terk etmeyin. Sevilme çabanız hep diri kalsın. Bakımlı olun. Hoş kokular sürün. Yakışanı giyinmeye özen gösterin. Her buluşmanız flört tadında heyecan verici olsun istiyorsanız, ona her gidişinizde o günlerdeki kadar hazırlık yapın. Zamanı zımpara gibi kullanmayın. Cila süngeri gibi yaşayın hayatı. Kendinizi törpülemeyin, parlatın.

Dengeleyin. İş hayatının zorlukları, çocuklu olmanın yıpratıcılığı bahaneniz olmasın. Başarılı İş insanı, sorumlu anne, baba, bakımlı bir eş ve iyi bir insan, hepsini aynı anda olmak mümkün. Terk edilen veya aldatılan insanların çoğu topaldır. Yani birisi olurlar sadece. Diğer ayaklar eksik kalır. Bir yön abartılır ve diğer bir yön İhmal edilir. Dengeleyerek yaşayın. Hepsiyle bir bütünsünüz. Kendiniz, ilişkileriniz ve sorumluluklarınız. Biri diğerinden ne daha az, ne de daha çok önemli. Sizsiniz o.

Sevilmek ve sevmek sadece sizin ellerinizde. 

Alizarinden sevgilerle...

 
Toplam blog
: 105
: 7006
Kayıt tarihi
: 27.04.07
 
 

Ereğli - Konya Gazi Lisesi (yatılı) - İstanbul Üniversitesi İşletme (İng) Fakültesi - Ressam ve A..