- Kategori
- Gündelik Yaşam
Aldım başımı gidiyorum

Yolculuklar...
Öylesine büyük bir istek duyuyorum ki haftalardır...Otobüse binip bilmediğim diyarlara, tanımadığım insanlara yolculuk yapmak istiyorum. Nereye gitmek istediğimi bilmeden belki de, öylesine otobüse binip hayatımdan başka hayatlara yolculuk yapmak istiyorum işte.
Her çıkılan yolculuk hayatımızdan uzaklaşmadır, sahip olduklarımızı, işimizi gücümüzü, sevinçlerimizi, acılarımızı otobüse bindiğimiz yerde bırakıp gitmektir. Zaman zaman insanın alıp başını gitme zamanı gelir. Alıp başına gitmek ister insan, ardına bile bakmadan.
Hayatında çok büyük olumsuzluklar olması gerekmez insanın bunu istemesi için. Her gün aynı ev her gün aynı insanlar hergün aynı iş... gün gelir ruh isyan eder bu aynılara... nefes alamaz hale gelir insan.
Var olan yaratılan herşey değişim ve devişim içindeyken insan nasıl hergün aynı şeyleri yapmaya dayanabilir. Rüzgar bile tüm dünyayı dolaşırken, neden insan çakılır kalır aynı yaşamlara...
Akvaryumdaki balıklar gibi midir insan? Bir o tarafa, bir bu tarafa giderken mutluluğu yakalayabilsin.Koskoca evrende nasıl da sıkışıp kalmış hisseder insan bazen kendini o ufacık dünyasında. Ufak olan kendi dünyasıdır, belki de bunun farkına varmaktır yolculuğa çıkıp, bilmediği diyarlara gitme isteği...
Ne zaman yolculuğa çıksam otobüs hareket etmeye başladığı anda, giden sadece otobüs değildir aslında..Başımı dayayıp cama öylesine seyrederim dışarıyı.Sahip olduğum yaşamımdan uzaklaşıyorumdur , ayrıldığım yer otogar değil yaşamımdan bir süreliğine kopuştur aslında.
Her insanın zaman zaman bu yaşamından kopuşlara ihtiyacı vardır diye düşünüyorum tekrar herşeye yeni baştan mücadele etmeye devam etmesi için, tekrar derin derin nefes almaya başlaması için, tekrar ayakta kalabilmesi için...
Sil baştan hayatına yeniden devam edebilmesi için...