- Kategori
- Kişisel Gelişim
Algılama sistemleri ile kendini keşfet

Herkesin zihin haritası farklıdır ve aynı olayı farklı kişiler bambaşka şekillerde yorumlayabilir (zihin haritamızdan bir sonraki yazımda bahsedeceğim). Fakat yapılan farklı yorumlar yaşanan tecrübeler dışında algı sistemlerimizle de yakından ilgilidir. Hepimizde neredeyse aynı beş duyu organı mevcuttur ancak bu organların beyne ulaştırdığı sinyaller her birimizde farklıdır. Bilinçaltı ve karakteristik özelliklerimiz de bu durumu tetikler. Sergilediğimiz davranışların çok az bir kısmını bilinçli yaparız. Davranışların çoğu bilinçaltımızın etkisinde gerçekleşir. Bilinçaltımız da daha çok subjektif tecrübeler ve şimdi anlatacağım algı sistemlerimiz ile şekillenmiştir.
Ana hatları ile ele alırsak dört adet algı sistemi vardır:
1- Görsel:
Bu algı sistemi güçlü olan insanlar, çok hızlı düşünür ve çok hızlı konuşurlar. Zihinlerindeki film çok hızlı döndüğünden söylemek istediklerini bir çırpıda dile getirirler. Ayrıca yüksek bir ses tonu kullanırlar. Duruş olarak hep dik pozisyondadırlar ve düşünürken genelde gözlerini yukarı doğru dikerler. Bir şeyi hatırlamak istediklerinde o anı zihinlerinde canlandırırlar hatta bir resim karesi gibi gözlerinin önüne getirirler. Görsellik onlar için çok önemlidir. Yemeklerinde bile güzel görünmeyen bir yiyeceği tüketmezler. Görsel olarak beğenmedikleri bir ortamda bulunmak istemezler.
2- İşitsel:
Bu algı sistemi güçlü olan insanlar dinleyerek öğrenirler. Çok iyi bir dinleyicidirler.
Sesleri aşırı yüksek olmamakla birlikte ritimli ve ahenklidir. Kulağa hitap ederler. Bir şeyler hatırlamak istediklerinde gözlerini kulak hizasında sağa veya sola oynatırlar. Söylenenleri kolayca tekrar ederler. Genel olarak yüz yüze yapılmayan mesela telefonda yapılan konuşmaları severler. Müzikle yakından ilgilenirler. Çeşitli dikkat çekici seslerle dikkatlerini toplar veya dağıtabilirler.
3- Kinaestetik:
Bu algı sistemi güçlü olan kişiler diyaframdan derin nefesler alıp verirler. Düşünürken aşağıya sağa bakarlar. Yavaş yavaş, kelimelerini seçerek ve arada duraksayarak konuşurlar. Fiziksel temasa önem verirler ve bu tecrübeleri unutmazlar. İnsanların hisleriyle yakından ilgilenirler. Ezberleme sürecinde hareket halinde olmak isterler (yürüyerek yada ezberlemesi gereken şey neyse onu harekete dönüştürerek). İletişim içinde oldukları insanla yakın otururlar veya ona yakınlaşarak konuşurlar.
4-İşitsel Dijital:
Bu algı sistemine sahip bireyler genelde kendi kendilerine konuşma ve bir şeyler anlatma eğilimindedirler. Detaya inmeyi çok severler. Karmaşık cümleleri çözmeyi severler ve benzer cümleler kurarlar. Soyut kelimeleri sever ve ilgilenirler. Konuşurken bu tür kelimeleri seçerler. Mantıklı ve anlamlı olmaya önem verirler.
Synaesthesia
Bir kişi aynı anda iki algılama sistemini de yoğun olarak kullanıyor olabilir. Buna synaesthesia durumu deniyor. Yani bir insan görselken aynı zamanda işitsel de olabilir. Konuşması, ses tonu, hızlı düşünmesi görselliğinden ; düşünürken gözlerini kulak hizasında sağa sola oynatması işitselliğinden kaynaklanıyor olabilir.
Tabii bu sözü edilen davranışlar klasikleşmiş ayırt edici özelliklerdir. Söz gelimi görsel olan bir birey bu özelliklerin hepsini taşıyacak diye bir kaide yoktur. Fakat bunlara dikkat ederek kendimiz ve başkaları hakkında çokça fikir sahibi olabiliriz. Kendi zihnimizin hangi algıda daha güçlü olduğunu kavrarsak öğrenme yöntemlerimizi, iletişimimizi ve sosyal çevremizi ona göre seçebilir ve yönlendirebiliriz. Hatta sürekli diyalog halinde olduğumuz veya yeni tanıştığımız insanların algı sistemini çözüp ona göre hareket edebiliriz.
Haydi şimdi siz de zihninizde güçlü olan algıyı bulun ve kendinizi daha da yakından tanıyın!