Alışamadıklarım :)

:)

O kadar çok ki :)

Bir şey ilk defa çıkıyor mesela.

Kullanmaya başlıyorum...

Alışıyorum...

Daha sonra herhangi bir şeyi değiştiğinde...

Tuhafıma gidiyor :)

Alışamıyorum :)

Adı değişse mesela,

Yeni ismi bana çok yabancı geliyor.

Telsim, Vodafone oldu.

Benim için hala Telsim :)

Web sitesine bile Telsim diye girdim epey; site yönlendirdi ötekine :)

Şimdi, açılmadığında farkediyorum hala Telsim diye yazdığımı :)

Telefonun ekranında da Telsim olarak görünüyor şebeke :)

Telefon da benim kafada :)

Yapı Kredi'nin logosu değişti...

Sevmedim şimdiki halini :)

Leylekli olanı arıyorum hala.

TV'de Ayı Yogi'yle, Taş Devriy'le, Jetgiller'le büyüyünce, şimdinin tuhaf formlu süper kahramanların olduğu çizgi filmleri hiç sevmiyorum.

Avatara filan aklım ermiyor hiç :)

Çok şey, sadece marka değil o nesnenin kendisi :)

Jilet, sanayağ, selpak vs.

Margarin, traş bıçağı, kağıt mendil diyemiyorum çoğu zaman bakkalda.

Gazeteleri internette okumaya alışamadım yine :)

Kağıdın kokusunu bulamıyorum ekranda :)

Sayfalarını çeviremiyorum elimdeki gazete gibi :)

Ne bileyim...

Sudan çıkmış balık gibi oluyorum :)

''İnsanın hayatında gözünü açtığı bazı şeyler, değişmeden kalmalı'' diyenlerdenim :)

Kendi ailemin geçmişi kalmadığından belki.

Dedelerimin köyünü göremeyeceğimden belki.

Okuduğum ilkokulun binası, daha ben sağken yıkıldığından belki.

Çocukken oynadığım mahalledeki kavaklığın, kesildiğini görünce nasıl canım yandığından belki.

Büyüdüğüm o bahçeli evin yerinde koca bir apartman olduğundan belki.

Belki ondan, hayatımda bazı şeylerin artık değişmeden kalmasını istiyorum :)

Ne ismi değişsin...

Ne şekli değişsin...

Ne hatırası...

Ne de yeri :)

Burada yazıyorum...

Yazarkafe'de istemedim :)

OnPunto'ya alışamamıştım :)

Yazımı ilk önce burada yazıyorum, sonra diğer üye olduğum iki siteye alıyorum.

Ama...

Burasıyla aynı kefeye koymuyorum o iki siteyi :)

Her yazım da yok oralarda :)

Efes'in duyurusuyla ilgili yazıları okuyorum sayfada...

Hiç kıpraşasım yok o taraflara :)

Daha saçıma balyaj bile attırmamışım :)

Kuaförüme ''aklından bile geçirme'' diyorum :)

Röfle de benim aklımdan geçmiyor :)

Aziz ve muhterem yenkelerimizden Fahriye'yi bildim sadece :)

Diğerlerinin adını bile hatırlamıyorum :)

Mümine neyim, Fahriye yenkenin saçının teli olamadı maalesef :)

Hayat işte :)