- Kategori
- Güncel
Alıştık artık ağlamaya, yas üstüne, yas bağlamaya

Görsel alıntı
Birileri bir şeyler sesleniyor, sesler yankı yapıyor, yer ile gök sesleri duyuyor, nedense birileri duymazlıktan geliyor. Yine gönlü kırık, bağrı yanık, başı eğik dolaşıyoruz. Sözde yaşıyoruz.
Ne zaman başımız dik, gülen bir yüz, yarınlarını düşüncede kaygısız, karalar üstüne karalar giymeyen, yas üstüne yas tutmayan, gözyaşları kurumadan yeniden gözyaşları dökmeyen bir toplum olarak yaşamaya başlayacağız.
Birileri yine ateşi körüklüyor, her gün birkaç civan ölüyor. Toplumu kamplara bölmek isteyenler, Çorumu, Sivas’ı, Kahraman Maraş’ı unutturmak isteyen, aksi sabit yaraların izlerine ilave izler meydana getirmek isteyenler var.
Bilinen, görünen, biri de öyle laflar, öyle sözler, öyle söylemler söylüyor ki işte o sözler, bu ateşi körüklüyor. Bu güzel ülkenin içinden çekilmeyen gizli eller var.
Sakın bu ateşi hiç üfürmeyin, bu ateş öyle bir ateş ki hemen yanar, alevler yükselir, kıvılcımlar etrafa yayılır, analar, babalar ağlar figan eder, gözyaşları sel olur buna rağmen yanan ateş sönmez.
Birileri devamlı düğmeye basıyor, bu güzel vatanın huzurunu bozmak istiyor. Her defasında demokrasi bizi uyarıyor, uyanmıyoruz, demokrasi darılıyor, küsüyor bir türlü barışamıyoruz. Demokrasi ile hep dargın kalıyoruz.
Birileri birilerini alet ediyor, alet olarak kullanıyor. Biri birine sen Pense ol, daima sık, ger diyor. Birine sen kerpeten ol sök, çek diyor. Birine sen çekiç ol, çak, vur, döv, diyor. Birine sen tornavida ol, tak, sıkıştır diyor. Bu gizli el, bu gizli düğme toplumu kamplara bölmek istiyor yıllardır bunu hep yapıyor ne el ne düğme tespit edilemiyor.
Bir türlü gülmüyor güzel ülkemin güzel insanlarının yüzü gülmüyor. Gülenler var elbet, onların derdi ülkenin birliği, toplumun huzuru değil, onların meramı çıkarları ve yararlarıdır.
Civanlar gidiyor, hep de başlarından vurularak gidiyor. Çağa yaştaki çocuklar ölüyor. Artık yazgı olmuş, silinmiyor. Bu ülke bir türlü huzura kavuşmuyor.
Kimse mağdurların yanında durmuyor, birkaç ah ile birkaç vah ile acıları, hüzünleri geçiştiriyoruz. Bize dokunmayan her şeyi büyük bir arsızlıkla seyrediyoruz.
Neden öldüler, neden vuruldular, suçları neydi nereye gitti bu zavallı insanlar, sormuyoruz, araştırmıyoruz, sesimizi duyuramıyoruz. Hiçbir haklı mücadeleye katılmadık. Sadece katılır gibi yaptık.
Birileri haklı şekilde özgürlük mücadelesi verenlerin sesine kulak vermiyor, aksine onları canından ediyor. Haklı mücadelenin bedeli can vermek oluyor.
Şimdi anlıyorum neden bu dünyanın düzenine karşı olduğumu, neden küskün ve dargın durduğumu daha iyi anlıyorum.
Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.
Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN