Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '14

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Almanya’da değil de neden Türkiye’de kader?

Almanya’da değil de neden Türkiye’de kader?
 

Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff'tan...


Kömür, yüzeli yıldır Almanya’da da çıkarılıyor, Türkiye’de de…

Üstelik Almanya kömür madenleri bakımından dünya birincisi…

2009 verilerine göre, linyit kömürü üretimi 169 milyon ton, Türkiye’nin üretimi ise 69 milyon ton. (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, enerji.gov.tr)

Hal böyleyken, son 40 yıl içinde, 2013’e kadar Almanya’da, ölümlü tek maden kazası yok… 2013’te 3 kişinin öldüğü bir kaza meydana geliyor… Bunun üzerine ne karar alınıyor, biliyor musunuz: 2018’e kadar bütün kömür ocakları kapatılacak! (Posta, 14/05)

Türkiye’de ise, özellikle son 10 senede kitlesel ölüm olmayan yıl yok!

Almanya gibi kapitalizmin önde giden bir ülkesinde bile kömür işletmeleri devlet eliyle yapılıyor…

Bizde ise 2004 yılında bu iş “taşeronlaşıyor”…

2004’ten itibaren her yıl kitle halinde ölümler meydana geliyor. İşte Posta’nın verdiği istatistik:

2004’te 68,

2005’te 121,

2006’da 79,

2007’de 76,

2008’de 66,

2009’da 92,

2010’da 105,

2011’de 77,

2012’de 61,

2013’te 95 ölüm!

Bu istatistiklerden sonra sormayalım mı; Türkiye’nin 2,5 katı kömür çıkaran Almanya’da hiç “facia” olmazken, Türkiye’de her yıl kitle halinde ölümlerin meydana gelmesi nasıl bir kader oluyor?

x   x   x

SİYASETTE KULLANMAYALIM AMA DİNÎ DUYGULARI DA SÖMÜRMEYELİM

İktidar cenahı, “felaket”in siyaseten kullanıldığını söylüyor… Böyle bir siyasî rant devşirmek isteyen varsa şiddetle kınayalım. Ama kitle halindeki ölümleri din sömürüsüyle de geçiştirmeye kalkmayalım!

“Ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara sabır versin” temennileri elbette “din sömürüsü” olarak değerlendirilemeyeceği gibi;

Olayda ihmalin olup-olmadığının sorgulanması,

Halka doğru ve hızlı bilgi verilmediğinin dile getirilmesi,

“Taşeron” sisteminin eleştirilmesi,

İktidarın sorumlu tutulması ve ona yönelik sualler sorulması da hadisenin siyaseten kullanılması gibi gösterilemez.

Yine, kitle halindeki ölümlere, ülkenin her yerindeki yürüyüşlerle, gösterilerle dikkat çekilmesi, iktidarın uyarılması, ilgili Bakanların istifaya davet edilmeleri de siyaseten kullanılma kapsamına girmez.

Fakat bu gösteriler yapılırken ortalığın kırılıp-dökülmesi, sağa-sola saldırılması, kışkırtma ve tahrik kapsamına girer… Üstelik böyle “yıkıcı” eylemler, haklı gösterileri haksız bir duruma da düşürür. Bunlar tasvip edilemez.

Tabii “kaza-kader”, “Takdir-i ilâhî” gibi sözlerle faciadan sorumlu olanların aklanmaya çalışılması da düpedüz dinî duyguların sömürülmesidir. Bunlar da kabul edilemez.

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 70 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..