- Kategori
- Güncel
Altay Tankı: Büyük bir dönüşümün eşiği mi?

Türkler ne vakit zamanın teknolojisinde en ileri silahı yapıp kullandıkları zaman tarihin akışını değiştiren başarılara imza attılar. Orta Asya'dan başlayarak Ege'ye kadar ilerleyen fetih dalgası, İstanbul'un fethi,Viyana kapılarına atılan imza bu cümledendir. Ancak çağın teknolojisinin gerisinde kalıp, zamanın gerektirdiği silahları yapamayınca ard arda gelen yenilgiler ve facialar birbirini izledi. Sadece üç zafer hariç: Plevne, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı..
Cumhuriyet kurulunca da başta Atatürk dönemi olmak üzere zamanın en modern silahlarını imal edip, ordunun emrine vermek ülküsü bütçe ve teknolojik imkanların çok yetersiz olması yüzünden bir türlü gerçekleşmedi. Türkiye'nin silah sanayii " Kırıkkale Çakaralmazı" ile simgelenen MKE ile sınırlı kaldı.
Zaman zaman Gölcük'te Alman lisansıyla denizaltı ve Amerikan lisansıyla TAİ'de F-16 montajı gerçekleşti ama bunlar sadece yabancı silahların Türkiye'de monte edilmesinden ibaretti. Ancak son yıllarda Türk Savunma Sanayiinin büyük bir atağa geçtiğini görüyoruz: Atak Saldırı Helikopteri, Milgem Destroyer ve son olarak da Altay Ana Muharebe tankı..
15 Kasım günü ilk tanıtımı yapılan Altay tankı üzerinde biraz durmak istiyoruz: Tank adı verilen savaş alanlarının vazgeçilmez ana muharebe silahıyla ikinci dünya savaşı yıllarında tanışan Türkiye; çok uzun yıllar Amerikan M-47 tanklarına mahküm kaldı. Halen kara kuvvetleri envanterinde bulunan bu tanklar; zaman zaman modernleşmeden geçmesine rağmen Kore Savaşı zamanından kalma..Daha sonraları envantere giren Alman Leopar Tankları çok daha ileri bir teknoloji ürünü olmasına rağmen çağın en modern tankları olan Amerikan Abrams, Rus T-90 ve İsrail Merkava gibi ultra-modern üçüncü nesil tanklara oranla oldukça gerideler.
İşte prototipi yeni yapılan ve 2015'te seri üretimine geçilecek olan Altay Tankı Türkiye'nin " Bu makus tank talihini" değiştirecek gibi. Artık Türkiye yüzde 100'e yakın yerli imalat, ileri teknoloji ürünü 3.nesil bir tanka sahip olacak.
Bu arada bir hayalkırıklığımı ifade etmeden geçemeyeceğim: Altay Tankı tarihimizde önemli bir kilometre taşı olmasına rağmen gazetelerde ancak arka sayfalarda yer bulabildi. Ne yazık ki dört büyüklerin bir süper lig maçı kadar heyecan yaratmadı.
Altay'a gönül verip, onu hayalden gerçeğe dönüştürenlerin elleri öpülmesi gerekirken, bu ilgisizliği haketmediklerine inanıyoruz.