Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Haziran '07

 
Kategori
Sinema
 

Altın Koza Beynelmilel' in

Altın Koza Beynelmilel' in
 

Adana Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen ve bu yıl uluslararası statüye kavuşan 14. Altın Koza Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu. Uzun Metrajlı Ulusal Film Yarışması'nda "En İyi Film Ödülü", Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez'in yönetmenliğini yaptığı "Beynelmilel" adlı filmin oldu. Film ayrıca, "Halk Jürisi En İyi Film Ödülü"ne de layık görüldü.

Beynelmilel'i sinemada izleme fırsatı bulamamıştım, fakat sinema zevkine güvendiğim birkaç arkadaşımın tavsiyesi ile bilgisayardan (film download işinde kendi çapında uzman arkadaşımdan edinerek, korsan bir nevi :) ) izledim. Filmin belirgin karakterlerinin simalarını BKM kadrosundan tanıdığımız sanatçılar oluşturuyor ve onların üzerine de Özgü Namal gibi popüler ve filmde canlandırdığı o tatlı, genç aşık karakterine de çok yakışmış bir sanatçı eşlik etmiş. (Gerçi Organize İşler'de de oynamıştı yoksa o da BKM sanatçısı mı? Bilmiyorum) Ama filmde asıl oyunculuk kalitesini ortaya koyan sanatçı Cezmi Baskın idi ki jüri de bu değerlendirmeyi yaparak festivalin en iyi erkek oyuncu ödülüne Cezmi Baskın'ı layık görmüş. Oynadığı birçok filmde ve tiyatro oyununda ikinci plandaki rollerde bulunsa bile siması her zaman gözümüzün önünde bulunan bu değerli sanatçımızın, başrolde gösterdiği performans ve haklı olarak kazandığı ödül de kendisinin gözümüzdeki oyunculuk kalitesini daha da perçinlemiş oldu.

Filmin bir sahnesi var ki onu sizinle paylaşmadan ya da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Hatırlatmadan diyorum çünkü sinema sanatının üstünlüğü film karesinde izleyiciye verilen o duygu selinin benim gibi kırık kalemli düz yazı katilleri tarafından asla okuyana yansıtılamayacak olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle ben izleyenler için bir duygusallık taşıyacak olan sahneyi sadece hatırlatma liyakatindeyim. Baba (Cezmi Baskın) sedirde kızına (Özgü Namal) bir tokat vurduktan sonra kız ağlayarak odasına kapanır, belki hayatında ilk defa kızına tokat atmış olan baba üzgün, bitkin ama bir o kadar da yaptığından pişmanlık duymayan haliyle kızının yanına gelir ve ona bu kadar yıllık hayatından elde ettiği tecrübelerden bahseder. Bu sahne içerisinde geçen şu cümleler beni epey etkilemişti açıkçası;

" Benim anam ben dört yaşındayken rahmete gitti. Sana onun adını verdim, Gülendam! Gülendam dediler mi dağ taş selama dururmuş. Güneşe, aya siz doğmayın ben doğayım dermiş. Öyle belalı bir güzellik! Kaderin benzemesin, aynı sen. (Ağlayarak) Benim anam! açlıktan öldü açlıktan..."

Yerli sinemamızdaki kaliteli yapıtların nedense ayrı bir tadı oluyor ve ben bu tadı kesinlikle dev bütçeli yada harika kurgulu hiç bir yabancı kaynaklı yapıtlarda bulamıyorum. Benzer düşünenler için leziz bir sinema tadı adına Beynelmilel, iyi seyirler...

ps: Bahsettiğim sahneyi izlemek isteyenler için:
http://www.youtube.com/watch?v=16yCRyAIHmc&mode=related&search=

 
Toplam blog
: 13
: 547
Kayıt tarihi
: 02.05.07
 
 

Adım Muzaffer ama kısaca herkes Muzo der. Muz diyenlerde var beni kızdırmak için, arada kızsam da so..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara