- Kategori
- Sinema
Meta- Sinema nasıl bir şey olabilir?
· Felsefedeki ‘meta-‘ tanımından hareketle, varolandan herhangi bir yöne herhangi bir mitardaki öteleme, tanım olarak ‘meta-‘dır. Aristo’nun ‘Metafizik’ kitabı, hem ‘Fizik’ kitabından sonra geldiği için, hem de ondaki bilgileri ötelediği için meta-fiziktir. Lao Tzu’nun ‘Tao te Ching’i ise adsız ve/ya kasıtsız bir metafiziktir. (Şerh: Bu çok önemli bir ayrıntı. Daha sonra sisteme dahil edilmesi gerekli.)
· Bu durumda herhangi bir yer zaman momentinde, orada tanımlı sinema kavramını aşan, yani yeni ve farklı bir şeyler, epsilon (hatta kimi negatif) düzeyinde de olsa, katan öğeler meta- sinemaya dahildir.
· Örneğin, sesli sinema sessiz sinemanın meta-sıydı. Renkli sinema, siyahbeyaz sinemanın meta-sıydı ama artık değil; hatta öyle ki fotoğrafta asıl anlatı, belgeselcilik siyahbeyazda daha has olabiliyor, yani siyahbeyazlık 1980’lerden sonra fotoğrafta aşkın değil, içkin bir öğe durumuna dönüştü. (Şerh: Bu durum, yukarıdaki maddedeki negatif öğenin tam tersidir, pozitif itki ama negatif sonuç ki yani negatif itki ve pozitif sonuç da olabilir, bakınız değişik öğeler ve işlemler.)
· Anime, görüntülü filmin metası. 1980-2010. Katkıları: Yapay görüntü, ‘stop-motion’un çok özel bir yorumu (Şeker Kız Candy), çok ayrıntılı karakter psikolojisi (ki bu gerçek artizlerden daha artiz bir sonuç yarattı), şiddetin yeni bir yorumu, bilimkurgunun yeni yorumları, kadın-erkek konusunda birbirine aykırı epeyi epsilon tanım, ilk akla gelenler arasında yer alıyor.
· Bogard ve Monroe kolajlı film, görüntülü filmin bir başka meta-sı. Einstein ve Hawking’li olanı ilginç bir örnek olabilirdi ama olmadı.
· Dijital sinema, selüloit filmin bir meta-sı.
· Alttanım: Fransızkop, sinemaskop, 3-D gözlükler, ‘tecnicolor’, hep küçük ama ileri ve geri gergef çizen kısa zamanlı ve mekanlı örneklerdi.
· Oyun demosu, jenerik (baş, orta, son), reklam, klip, trük (Melies), kısa filme birden çokar ama çok küçüker meta-lar durumunda. Şerh: Tüm efektlere karşın, Melies’nin trük sineması, hala sinemasal meta- durumunda: Aracı amç kılma babında.
· Tür filmi ve sanat filmi birbirinin meta-sı durumunda.
· Belgesel ve kurmaca birbirinin meta-sı durumunda.
· Deneysellik her daim meta-durumda. Alaşımdaki eser maddeler gibi, deneysellik de normalin içinde eser miktarda çok daha meta- sonuçlar verebiliyor.
· Konuşmasız film meta-durumda.
· Öyküsüzlük meta-durumda: Hem absürd anlamında, hem deneysellik anlamında. Ancak asıl öyküsüz film örneğine henüz raslamadım. Düşünce filmini aşan felsefe (meta-düşünce) filmi bu yoldan gerçekleştirileceğe benziyor.
· Gerçeküstücülük, özellikle rüya ve bilimkurgu planlarında meta-durumda. Farklı mekan ve zamanların farklı gerçeküstücülükleri zaten tanımlı durumda. Gerçek değiştiğine göre, üstü de değişir.
· Aşksızlık ve/ya kadın-erkeksizlik meta- durumda. Bilinen 2 örneği var: ‘Pasifik Cehennemi’ ve ‘Kız ve General’.
· Porno, eğer filmin içine yedirilebilirse, meta-durumda. ‘Romance X’ yanlış bir örnek. Penis ve vajinayla felsefe filmi yapılabilir, bunu 50 yıl öncesinden ve nötroseksüel momentimde özellikle vurguluyorum.
· Düşünce filmi, duygu filminin meta-sı durumunda ama tersi konusunda kuşkuluyum ama bunu biri pekala başarabilir, belki de görmediğim örneklerde başarmıştır da. En azında Fassbinder denedi.
· Kadın sineması, erkek sinemasının meta-sı olamadı. Margaret von Trotta’dan başlayarak seçkin kadın yönetmenlere bu konuda çok sorumluluk düşüyor. Daha doğrusu bedel düşüyor.
· Üçüncü Dünya sineması, Birinci Dünya sinemasına meta- olmayı bırakın, bir sinema bile olamadı.
· Ayralların sineması (‘City of God’, ‘Spud’, ‘Stranger than Paradise’), normallerin sinemasına meta- oldu.
· Bolywood Holywood sinemasına meta-olamadı ama anti-tez oldu.
· Hong Kong sineması Holywood’a çok çok noktada ve alanda meta- olabilir. Öyle ki onu sindirmedikleri için, yalnızca taklit edebiliyorlar.
· Oğul Fukasaku, ‘Battle Royal 2’de politik sinemaya meta- oldu ama uygulanabilirliği tartışmalı savlar içeriyor.
· Miike, çok film yapma konusunda Fassbinder’e meta- oldu. Duyguların faşizmi ve siyaseti konusunda, hem onunla koşut yürüdü, hem de birkaç noktada onu geçti.
· Geleceğe doğru bakarsak:
· Tek kişi tarafından yapılabilir film, düşünce filmi açısından meta- olmak üzere.
· Bunu bir kadın denerse, erkek sinemasına meta-olur.