Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ama sen bana uzun uzun...

Ama sen bana uzun uzun...
 

“Ağlat beni, sana da bu yakışır/ İnsan bu elbet buna da alışır/ Bela oldun zaten başıma/ Git gidişin aslında benim kurtuluşumdur.” Severek dinlediği Harun Kolçak’ tan çıka çıka bu şarkı mı çıkmalıydı? Hem de gecenin bu saatinde. Dayanacak gücü kalmamıştı Cemile’nin, olduğu yere yığılır gibi oturdu, sırtını duvara dayadı, koy verdi gözyaşlarını, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı… Bundan yaklaşık iki ay önce de ağlamıştı, ama o başkaydı, bambaşkaydı…

Evine interneti yeni bağlatmıştı, bilir bilmez uğraşıyordu. Arkadaşlarının önerdiği bir siteye girip bir şeyler okumaya çalışıyordu. Hoş arkadaşları ona bu sitenin adını, “okusun” diye değil, "arkadaş bulsun" diye vermişlerdi; çünkü onlar “okuma”, okuduklarına "yorum yapma" adına... Neyse aklı ermezdi böyle şeylere. Zaten o gri günün gecesinde kendini o kadar yalnız hissetmese, orada yazılanları okumaya başlayacağı da yoktu. Bir yazı çok ilgisini çekmişti, bir erkeğin bu kadar duygusal olacağını düşünememişti.

Kerem’le ilk merhabalaşmaları böyle olmuştu, yazısına içinden geldiği gibi yazdığı yoruma o da öylesine içtenlikle yanıt vermişti ki! Ne zaman “sohbet” adreslerini aldılar, ne zaman sohbetten, telefonda konuşmaya geçtiler anlamadı. “Kader” diye düşünüyordu Cemile olanları. Arkadaşı, unutmasın ve gözünün önünde olsun da baksın diye, o günkü gazetenin köşesine o sitenin adını yazmasaydı ve aceleyle aradığı şeyi bulmak için, gecenin o saatinde, çantasındakileri o gazetenin üzerine dökmeseydi...

Artık yüreğine göre birini bulduğuna inanmaya başladığı sırada, birden bire kayboldu Kerem ve dört gün hiç haber alamadı. Ne sanal ortamda bir haber vardı, ne telefonu çekiyordu. Yok, yok , yok! Başına kötü bir şey gelmiş olmalıydı, yoksa mutlaka arardı. İşte iki ay önce ağladığı gece, onun sesini duyduğu geceydi; sevinçten ağlamıştı... Kerem’in, memleketin doğusunda, dağlık bir köyde yaşayan dayısı aniden ölmüş ve ailenin en büyük erkek evladı olarak bütün iş ona düşmüştü. Oralarda da çekmiyordu cep telefonu. Onu kaybetme duygusu o kadar içine oturmuştu ki, Kerem döndüğünde, daha bir üzerine düşer oldu sanki. Belki de bu yüzden, “beni çok ama çok sev” diyen Kerem, geçen cumartesi kapıyı çarpıp çıkmadan önce, “ben senin malın değilim “diye bağırmıştı... Mal?..

Oysa Cemile sadece sevmişti... Ve, sevdiği insanın üzerine titremiş, onu sakınmış, merak etmiş...sahiplenmişti. Bu sefer, beyninin düşünebilen şu gri hücreleri yüreğine “hadi toparlan” dedi. “O da seni sahiplenseydi, gerçekten hayatında “var” olsaydı, böyle olmazdı.” Üstelik, “adam” gibi davranan sendin, hep dürüsttün, onu hiç satışa getirmedin, sadece sevdin. Seven bir kadın gibi davrandın. Ama o, aslında seni “korumak” adına, “sahip” çıkmak yerine, anımsa, daha ilk gün ...”

Kalktı, elini yüzünü yıkadı Cemile ve bir garip yorgunlukla yattı. Sabaha da yorgun kalktı, anımsayamadığı bir sürü rüya görmüştü; kötü olmalıydı. İyi olsaydı unutturmazdı gri hücreleri, biliyordu. Balkonun kapısını açtı, içeri giren serin hava, “uyan hadi, yeni bir gün başlıyor” diyerek, yüzünü okşuyordu sanki; mavi mavi... Ama anlamadı...uyanamamıştı bir türlü. Elini, yüzünü bir daha yıkadı; aynaya baktı, gülümsedi...içine sinmedi gülümsemesi, bakmaktan vazgeçti. Çayını koydu. Oysa mutfağa girer girmez yaptığı ilk iş, radyoyu açmak olurdu. Bu sefer biraz oyalandı. Aslında iyi ki de oyalandı; o sıra çalan şarkı, bir ayrılık şarkısıydı. Dayanamadı sonra, ilk şarkı benim olsun diye düşünerek radyoyu açtı. Feridun Düzağaç’ın bu eski şarkısı da nereden çıktı, diye düşündü. Nakarat kısmında, o da şarkıya eşlik etmeye başladı farkında olmadan; “Gel tanışalım önce, ben kısaca F.D./ Ama sen bana uzun uzun seni seviyorum de”.

Bir yandan da işyerine yeni başlayan meslektaşının soyadının ne olduğunu anımsamaya çalışıyordu. Çünkü adı; Faruk’tu. Sevgiler, maviyle...

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..