Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '17

 
Kategori
Güncel
 

Amerika ile "Çatışmanın" Bedeli!

Amerika ile "Çatışmanın" Bedeli!
 

 

Bizim, gözünü açmış Batı'yı görmüş yarım "aydın" takımı, Türkiye ile Amerika (ve tüm Batı) arasında son yıllarda meydana gelen çatışmadan müthiş ürküyor!

Eğer, Amerika'nın "dostluğunu" kaybedersek dünyanın bize dar geleceğini söylüyorlar... Muhtemel Amerikan ambargoları, dünyada dışlanmışlık... vesaire korkudan tir tir titretiyor bu arkadaşları.

Oysa, Amerika'nın başrollerinde oynadığı dünyanın kısa tarihine bakarsanız, Amerikayla çatışan ülkelerin aslında daha büyüdüğünü ve daha önemli devletler haline geldiğini görürsünüz.

Buna karşılık, Amerika'nın arzularına sürekli boyun eğen, bunu da uluslararası hukuk, diplomasi gibi emperyalist yaftalarına bağlayarak teselli bulan ülkeler asla bir baltaya sap olamadılar.

Şimdi, Amerika'nın yazdığı dünya tarihine kısaca göz atalım:

ABD, dünyada at koşturmaya başlayalı yaklaşık yüz yıl oldu... Bu yüz yıl boyunca, demokrasi, insan hakları, evrensel hukuk gibi malzemeleri kullanarak istediği ülkeyi istediği gibi şekillendirmek istedi.

Bakalım, Amerika'nın şekil verdiği ülkeler mi daha gelişmiş, müreffeh ve demokratik oldu, yoksa Amerika'ya direnen ülkeler mi?

Japonya'yı, Vietnam'ı, Çin'i, Rusya'yı, Kuzey Kore'yi, Venezueller'yı bir yana bırakıp kendi coğrafyamızdan örnek verelim:

Amerikanın müttefiki Saddam'ın Irak'ı yıllarca, Amerika'nın Şeytan dediği İran'la savaştı...Sonuç ne oldu?

Bugün Amerikanın "müttefiki" Irak yine Amerika eliyle paramparça olmuş haldeyken, Amerikanın baş düşmanı İran, güçlü ve bağımsız bir ülke olma yolunda mesafeler kat etti!

Türkiye, Amerika'nın en yakın müttefiki olduğu yıllarda, içerde anarşi ve terörle boğuştu; ekonomisi sıfırı tüketti ve İMF'in eline avucuna bakar hale geldi...Buna karşılık ilk "bağımsız" duruşumuzda (Kıbrıs Harekatında) Amerikan ambargosu yedik!!

Şimdi, Amerika'ya olan müttefikliğimizi sorgular olduk... Dostluğumuzun ne anlama geldiğini irdeler olduk....Olduk da ne oldu?...Her alanda daha fazla gelişmeye, daha kimlikli ve kişilikli bir ülke olmaya doğru hızla yol aldık, alıyoruz!

Amerika bugün, eskisinden olduğundan çok daha fazla saygı duyuyor Türkiye'ye... Hem de korkuyla karışık bir saygı bu!.. Düşmanımızla iş birliği yapıyor ama "dostluğumuzu" kaybetmekten de ödü kopuyor!

Aslında aynı şeyler tüm Batı dünyası için geçerli... Onlar güce saygı duyuyor, dostluk, müttefiklik hikaye... Bu hikayeyi gerçek sananlar sadece ve sadece bizim Batı'ya yakayı kaptırmış aydınlar!!

Burada bir yere varmak istiyorum: Amerika gibi gücünü sömürmekten alan bir ülkeye "dost" olmanız sizi büyütmüyor, güçlü yapmıyor; çünkü hep sömürülüyorsunuz!.. O kadar ki iliğinizi kemiğinizi tüketiyor.

Ama karşı koymayı bilirseniz, yerine göre dost, yerine göre de "düşman" tavrı gösterirseniz, her bakımdan daha büyük ve daha güçlü oluyorsunuz.

Yakın tarih bunun şahididir... Özellikle İslam coğrafyasında Amerikan güdümlü hangi ülke büyüdü, zengin oldu, kendi sanayisini, endüstrisini geliştirebildi??.. Yok böyle bir ülke!

Sadece İran bu konuda gelişme gösterdi; çünkü İran, doğrudan Amerikan güdümüne girmedi... Yerine göre gizli ittifak yaptı, yerine göre açık düşmanlık gösterdi ama teslimiyet göstermedi...

Bunun sonucu olarak, tüm Ortadoğu bölgesinde kendi politikalarını yürütebilecek güce erişti İran... İster beğenin ister beğenmeyin, İran'ı güçlü yapan Amerikan "düşmanlığı" oldu!

İslam Coğrafyasında diğer tüm "Kabile Devletleri" Amerika'nın şamar oğlanı olmaktan öteye geçemediler... Petrollerini Amerika yiyor, silahlarını Amerika temin ediyor; siyasetlerini Amerika yürütüyor, onlar sürüm sürüm sürünüyor!!

Bunları niye yazdım?

Bugün ABD ile aramızdaki kriz'den ödü kopan, Batı tipi aydınlar, monşerizmin müminleri, üç kuruşluk menfaatlerini müstevlilerin menfaatleriyle tevhit etmiş tüccarlar boşuna korkmasınlar...

Amerika'ya savaşıp da güçsüz olan, fakirleşen, yıkılıp yok olan ülke yok!...Aksine Amerikayla içli dışlı olanlar yokluğu, zulmü ve yıkımı yaşadı!

Bu kadar korkak olmayın... Amerika ve öteki global güçleri  "büyük" yapan sizin küçük düşünmenizdir... Sizin korkunuz onları cesur yapıyor!

Biz, her türlü yokluk içinde İstiklal Savaşı vermiş bir milletin ahfadıyız...Biraz atanıza layık olmaya çalışın!...

"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" diyen milli marşınızı bir kere daha okuyun...

Korkunuzu yenemiyorsanız, hiç değilse, belli etmemeye çalışın da düşmana cesaret vermeyin...

Onlar, sizi televizyon ekranlarında dinleyip gazete köşelerinde okudukça tüm Türk Milletini korkutuyoruz sanıyorlar zira!... Oysa, sadece sizi korkutuyorlar...

Kimbilir belki de sizin elinizle, dilinizle bizi korkutmaya çalışıyorlar... Eğer öyleyse, bu zilleti yaşamaktan kurtulun!

Milletiniz, memleketinizin ve devletinizin yanında olun!

Ki bu millet sizi öyle hatırlasın!

 

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..