Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Temmuz '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Ana Rahmi Sendromu

Ana Rahmi Sendromu
 

Her ne biçimde olursa olsun, annenizle iletişim hâlinde misiniz?.. Öyleyse bu blog sizin bugünkü falınızdır. Hem de asla unutamayacağınız kadar kesinlik taşıyan bir fal olacağı garantisiyle...

20 yıl mı desem, 30 yıl mı, 40 mı?.. İzinizi asla kaybetmeyen, sizi bir gölge gibi takip eden kocaman bir karanlık vakum görüyorum fincanın şurasında. Şeye benziyor -ana rahmine... Fakat göğüs kafesi ile Pelvis arasına yerleşmiş o şişkin balon gibi şey değil bu.

Hani, minnacık bir zigotu 9 ayda mükemmel bir insana dönüştüren o kadın organı olsa, size şöyle diyeceğim: 12 hafta sonra tat alabileceksiniz, 13 hafta sonra sesiniz çıkacak, 24’üncü haftada hafızanız gelişecek, 26’ıncada rüya görmeye başlayacaksınız, 32 hafta sonra görme duyunuz gelişecek ve 6 aylıkken anneniniz tüm duygularını hissetmeye başlayacaksınız... Ama öyle değil.

Accayip bir yaratık bu! Bazen bütün bir kentin üstüne kaplayacak kadar genişleyip büyüyen bir karartı, bir heyulâ, hatta bir fantom... Bir sendrom... Rahim Sendromu...

Ana rahmi deyip geçmeyin... Asla ölmeyen bir fenomendir.
Maddî varlığı ameliyatla alınsa dahi, sanal olarak yaşamını sürdüren bir uzaylıdır o...
9 ay 10 günlük karanlık hücre hapsi bitince -ciyak ciyak kurtuluş naraları atarak- ışığa kavuştuğunuz gün, sizi şemsiyesi altına almak için genişleyen sanal bir kâbustur...
Ve sahibi ölse dahi, sizi asla terk etmeyen bir sadakatle hatıralarınızda yaşamını sürdüren, ölümsüzlük şerbeti içmiş Hızır ruhlu bir yaratıktır... Analık, ana rahminin bir sonucudur. Ölesiye sever... Suyunuzu sıkıp içecek kadar.

Hem ölümsüzdür, hem yayılmacı... Gittiğiniz her yere o da ulaşır gölgeniz gibi... Okula ilk başladığınız gün, okul bahçesinden ayrılmaz; teyzenizde, halanızda yatıya kaldığınız ilk gece iki ev arasında bir köprü gibi uzanır gecenin karanlığı boyunca.

Esnektir, yapılmış en büyük sanal yağmurluktur, şemsiyedir, yorgandır...

Ve bir başka kente ilk seyahatinizde sizi havadan takip eder, gittiğiniz kenti içine alacak kadar örter gökyüzünü.

İster farkında olun, ister olamayın, rahim sendromu sizi asla terk etmeyecektir. 7 güne, 7 aya, 7 yıla kadar değil, torunlarınız ölünceye kadar yaşayacaktır.

Yaşayacaktır ve özgürlüğünüzün paçasını asla elinden bırakmayacaktır.

Her adımınızı, her eyleminizi, her söyleminizi kontrol edecek, sağlamasını yapacak ve kafasına uymayanları veto edecektir!

Hatta o kadar ki “yarı özgür-yarı tutsak” birer bay-bayan olarak, rahim sendromundan kurtulmak için vereceğiniz tüm kurtuluş savaşlarından yenik çıkacak; fakat savaşı niçin kaybettiğinizi de asla anlayamayacaksınız!



.....................................................................................
* Kadın-erkek sayısı eşit ve "dokunulabilir" Meclis istiyoruz!
.....................................................................................

 
Toplam blog
: 147
: 2923
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İngilizce öğretmeniyim, çevirmenim, dilmaçım, araştırmacıyım. / Beş kitabım var: Beynin Kimliği, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara