Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Mart '08

 
Kategori
Haber
 

Anakronizmanın sefaleti

Anakronizmanın sefaleti
 

Dün akşam NTV kanalında Can Dündar’ın sunduğu “Neden” programında Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay’ın sözlerini işitenler kulaklarını ister istemez şöyle bir yoklayıp sormuşlardır kendi kendilerine: “Acaba yanlış mı duydum, benim kulaklarımda mı bir sorun var, yoksa konuşan kişinin fikrinde mi?”

Mustafa Balbay, AKP’nin kapatılma davası tartışılırken, dava nedeniyle Türkiye’nin içine düştüğü/düşeceği siyasi kaos ortamına çözüm olarak, “Ah keşke şimdi rahmetli Bülent Ecevit sağ olsaydı ya da Süleyman Demirel 60 yaşında olsaydı da duruma el atsaydı, hatta belki Hüsamettin Cindoruk bile rol üstlenebilir” dedi! Tam olarak bu sözlerle ifade etmemiş olabilir ama söylediği bu anlama geliyordu. Yani AKP'yi kapatmakla yetinmedi, sonrası için senaryoyu bile hazırladı. Ama bulduğu çözüm acınası bir çaresizliğin dışavurumuydu.

Bu belki de üzerinde hiç düşünülmeden edilen sözler aslında bir kesimin zihniyetini ve dünyayı algılama biçimini çok iyi ele veriyor. Bu kesimi nasıl adlandırabiliriz bilmiyorum ama Cumhuriyet gazetesi ve günümüzdeki CHP yönetimi çevresinde kristalize olmuş çevrelerin zihniyeti tam da bu... Yani Türkiye’nin sorunlarına çözüm olma/üretme yeteneklerinin olmadığının itirafı en özlü biçimde ancak bu şekilde yapılabilirdi. Koskoca bir ülkenin siyasi ve toplumsal sorunlarının çözümünü bir rahmetliden ve biri 75, öteki 84 yaşındaki iki emekli politikacıdan beklemek!.. Üstelik bu isimlerden ikisi Balbay gibi sözümona “solcu” değil, sağcı politikacılar!.. Üstelik sanki Ecevit'in, Demirel'in başbakanlık yaptığı dönemlerde bu ülke tarihinin en ağır krizlerini yaşamamış gibi...

Halk neden CHP’ye değil de AKP’ye oy veriyor, niçin AKP’nin oyları artıyor diye yakınıp halkı cahil, “göbeğini kaşıyan”, “bidon kafalı”, bilinçsiz maganda olarak görenler Balbay’ın bu lafı üzerinde iyi düşünsünler. Düşünsünler de bu "cahil", "demokrasiye layık olmayan" halkın kendilerinden on kat daha sağlıklı biçimde akıl yürüttüğünü, doğruyu sezgi yoluyla bile olsa kendilerinden çok daha sağlam kavradığını görsünler. Tabii görebilecek idrak kalmış mı o da ayrı mesele...

Yani sen Türkiye için bir çözüm üretebileceğine kendin bile inanmıyorsun, ortalığı toparlamak için bir ölüden ya da en genci 75 yaşını geçmiş iki emekli sağcı politikacıdan medet umuyorsun, ondan sonra da “solcu”, “laik”, “Atatürkçü” kanaat önderi olarak gündemi yorumlamaya kalkıyorsun.

Dediğim gibi, Balbay’ın sözleri bir boşboğazın ağzından öylesine kaçmış sözler değil. Onun ve onun gibilerin zihin dünyasının çapını en iyi gösteren sözler. Halkla ve gerçekle bağı kopmuş, dünyaya imtiyazları ellerinden kayıp giden statükocu Cumhuriyet seçkinlerinin dar ufkundan bakan, zamanın dışına düşmüş, ama fikir üretirken, konuşurken bu anakronizmanın farkında bile olmayan bir zavallılığın resmi...

Balbay, “60 yaşındaki bir Demirel olsaydı” diyor. Demirel 84 yaşında olduğuna göre demek ki o 24 yıl öncesinde yaşıyor. Bence Balbay’ın anakronikliği yine de o kadar vahim sayılmaz. Çünkü onun temsil ettiği çevrenin mensuplarının çoğu yirmi dört yıl da değil, 60-70 yıl öncesinde yaşıyor. Hatta yaşıyorlar mı o bile belli değil. Ama zihniyetleri en kilit noktalarda hâlâ...

.......

Resim: http://danidaeskye.deviantart.com/art/anachronism-61389807

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara