- Kategori
- Siyaset
Anayasa(K)

Sus! Anayasayı konuşmak, değiştirmek kadar yasaktır.
İktidar ve muhalefet partilerinin anayasa hakkında taslak hazırlamanın, bunu tartışmanın, kimsenin haddi olmadığını sergilemiş oldukları tavırlardan kolayca anlaşılıyor. Anayasa tartışmalarını seçimlerden sonraya kadar görmezden gelen, yasaklayan, siyasilerle toplumun tüm kesiminin beklentilerini karşılayacak bir anayasa yapmalarını beklemek hayalcilik olur.
Toplumun yeni bir anayasa taleplerine karşı kulağını tıkamış, kapalı kapılar ardında anayasa taslağı hazırlayan bir iktidar, aynı zamanda farklı kesimlerden ortaya sunulan taslaklara karşı şahin kesilmektedir. Taslakları tartışmak isteyen parti ve kuruluşlara haddini bildirmek için yapılan milliyetçi, şoven, söylevlerle kırmızı çizgileri hatırlatırken, bu konuda en büyük desteği ise muhalefet partisinden almaktadır.
Tarihi boyunca demokrasisi askeri vesayet tarafından yontulmuş, durmadan istenilen şekil verilmiş olan Siyasi geçmişimiz ezberlerini bozmak ve devletle halk arasındaki kalın çizgileri inceltmek adına çok büyük çaba sarfetmediğini kolaylıkla görebiliriz. Darbelerle ülkenin yönetimine göz diken kurmaylar yıllar boyunca ulus-devlet yapısının korunmasında büyük rol oynamışlardır.
Şimdi ise gelinen noktayı değerlendirmeye çalıştığımızda hala o ezberi bozamayan, oy ve koltuk korkusu olan partiler ve siyasetçiler kendi sancılarını bahane ederek halkın eşitlik ve demokrasi taleplerini dillerine plesenk ettikleri birkaç cümle ile kestirip atabiliyorlar.
12 Eylül Referandumu öncesinde meydanlarda yeni bir anayasa talep eden Akp, referandum sonrası bu söylevlerini bir kenara iterek, gözünü diktiği % 50 çoğunlukla iktidar hesapları arasında verdiği sözleri unuttuğu anlaşılıyor. Muhalefet partisinin ise kendi iç sorunları uğraşmaktan ve adı sadece “muhalefet” olsun diye AKpartinin her söylevine karşı bir söz söylerek muhalefet yaptığını gösteriyor.
AKP ve CHP bu halka en iyiyi, en güzeli sunmaya aday olan toplumun büyük çoğunluğuna hitap eden partiler değiller mi? Pekii halkın üzerine 30 yıldan beri çökmüş, sistemin içinin boşaltılmasına uygun ortam sağlamış, toplumun tümünün beklentilerini karşılamayan darbeciler tarafından hazırlanmış bir anayasanın değiştirilmesi için atılan adımlardan neden rahatsız oluyorlar? Hazırlanan taslakları kamuoyundan tartışmak yerine
“bu maddeler değişemez” diyerek kestirip atmaları sizce hangi ideolojinin yansımasıdır?
Seçim yarışının başlayacağı şu dönemlerde iktidarından muhalefetine kadar izlemek istedikleri politika suyu bulandırmamaktır. Yıllardan beri halka ezberlettikleri, kendilerinin meydanlarda sesleri kısılana kadar attıkları içi boş seçim vaatleri ile halkı tekrar kandırmaya hazırlanıyorlar. Bu halkın yeni anayasa taleplerini “ben yaptım oldu” felsefe ise kapalı kapılar ardında hazırlayacakları su götürmez bir gerçektir..
Yeni Anayasa Nasıl Olmalı?
Öncelikle sahip olduğumuz anayasa 12 Eylül darbesi sonrasında askerin elinde hazırlanmış ve bugüne kadar kurulmak istenen ulus-devlet düzenin korunması için anayasaya verilmiş son ayardır. Yasama ve yürütmenin bir kısırdöngü içine hapsedilmiş, temel hak ve özgürlüklerin görmezden gelinmiş, örgütlenme, sendikal hakların yer almadığı bir anayasaya sahibiz. Küçük değişikliklere bu zamana uydurulmaya çalışılan 82 anayasası toplumun tüm beklentilerini karşılamadığı gibi, değişimin ve ülke sorunlarını çözmek konusunda en büyük engel olduğunu görmemiz gerekmektedir.
Toplumun yeni anayasa taleplerinin partilerin nasıl yorumlayacağı gerçekten merak konusu. Acaba yeni anayasa diyerek mevcut anayasanın değişmez maddelerine dokunmadan, birkaç değişiklikle cilalanıp, ülke sorunlarının çözümünde etkin rol oynamayacak bir anayasa mı önümüze gelecek? Yeni Anayasa sadece bir partinin kanaat önderlerinin istediği şekilde hazırlanıp, diğer partilerle ve sivil toplum örgütlerinin fikri sorulacak mı?
Birey olarak yeni anayasa yapılması düşünülürken bu soruların partiler tarafından cevaplandırılmasını isterim. Çünkü bu anayasa ülkenin, insanların sorunlarını çözmek zorunda ve beklentilere cevap vermeli. 12 Haziran seçimlerinin yaklaştığı şu dönemlerde yeni anayasa çalışmaları konusunda seçmen olarak partilerin taslak çalışmaları konusunda bilgi sahibi olmak isterdim. Maalesef partilerin gündem maddesi bu değil gibi görünür.
Sosyalistler ve Yeni Anayasa
Askeri rejimler sonrasında en fazla canı yanan kesimin sol görüşlü insanlar ve sosyalistler olduğu bir gerçektir. Eşitlik ve demokrasi talepleri karşısında hep ölümler, işkenceler fişlemeler yaşanan sol kesim yeni anayasa konusunda ısrarcı olacaklarını düşünüyorum. 12 Eylül darbesinin izlerini taşıyan, bireylerin elinden alınmış tüm özgürlüklerin yeni anayasa ile geri verilmesi öncelikli talep edilecektir.
Sosyalistler yeni anayasanın tamamen 12 Eylül Anayasasından farklı olmasını acaba yeterli bulacaklar mı? Bu şekilde darbelerle hesaplaşılmış olacak mı? Evren Paşaların yargılanmasına tanık olmak geçmişle hesaplaşmak için yeterli mi? Cumhuriyetten bügüne kadar fazlaca Kemalizm vurgusu yapılan Anayasa maddelerine karşı söylevleri neler olacak? Anayasa maddelerinde yerleşen bir ideoloji temsiline karşı nasıl bir alternatif sunabilecekler?
Yeni anayasa sol kesim ve sosyalistler arasında yine büyük kırılmalara neden olacaktır. Geçmişin sorunlarını bügüne kadar oturup tartışamamış, çözüme kavuşturamamış olmak bu ayrışmayı ortaya çıkaracaktır. Bir kesim sadece 12 Eylül ile hesaplaşmayı yeterli bulacakken diğeri ise tabulaştırılan kemalizm olgusunun yeni anayasa düzeninde olup olmaması konusunda git geller yaşayacaktır.
Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Adana İl Örgütü Üyesi.
www.edp.org.tr