Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Anayasa Referandumunda neden hayır demeliyiz – 2

Anayasa Referandumunda neden hayır demeliyiz – 2
 

Yönetim sürekli olarak Anayasa Referandumunun ve yeni anayasa taslağının 12 Eylül’e karşı olduğunu söylüyor. Öyle ki ekranlarda o günleri anarken ağlayan bir başbakan görüyoruz. 12 Eylül darbe anayasasına konan bir madde ile Kenan Evren ve 12 Eylül darbesini yapan komutanların yargılanmasının, ceza almasının önüne geçilmiştir. Peki şimdi referandumda evet dersek Kenan Evren ve komutanlar yargılanabilecekler midir? Hayır.

12 Eylül Anayasası ile işçilerin sendikal hakları kısıtlanmıştır. Evet oyu istenen anayasa taslağı işçilere bir hak veriyor mu? Hayır. Tersine örneğin Tekel işçilerini işten çıkarıyor. Öğretmenleri sözleşmeli yapıyor. Bu konu daha araştırılırsa daha çok örnek çıkarmak mümkündür.

12 Eylül anayasası ile Yüksek Öğretim Kurumu sayesinde üniversitelerin özerkliği ortadan kaldırılmıştır. YÖK üyeleri şimdi iktidar tarafından seçilen devlet memurlarıdır ve hükümetle YÖK uyum içindedir. Bir süre sonra çıkan çatlak sesler de temizlenecektir. Yeni anayasa taslağı bu konuda bir şey yapıyor mu? Hayır. Tam tersine Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu YÖK’e çevirmeye çalışıyor. HSYK’nın özerkliği gittiği takdirde güçler dengesinin bir ayağı kırılmış ve diğerine yani iktidar partisine bağlanmış olacak.

Peki yeni anayasa taslağı 12 Eylül anayasasının değiştirilmiş maddelerinden herhangi birini düzeltip kurumlara vatandaşlara daha çok serbestlik tanıyor mu? Hayır. Tam tersine bağımsızlıkları özerk yapıları kısıtlamaya çalışıyor. Öyle ise evet oyu istenen anayasa taslağı 12 Eylül 1980 darbesi ile yapılan anayasaya karşı değildir. Tersine onun devamı niteliğindedir.

Ben zamanla ilgili hesapları pek iyi tutamam ama bildiğim birkaç şey var. AKP 8 yıldır iktidardadır. Neden 2002 yılında 12 Eylül’ü yargılayacağız diye ortaya çıkmadı? Acaba kendisini güçsüz mü gördü? Arada bir seçim daha kazandı. Neden o zaman çıkmadı? Herkes 12 Eylül darbesinden şikayetçidir. Neden doğru kararlarla, doğru yasa değişiklikleri ile meclisin diğer partilerinin de ‘evet’ demesini sağlamaya çalışmıyor? Kenan Evren şimdi 93 yaşında. Yargılansa ne olur, yargılanmasa ne olur? Geç kalmış adalet, adalet değildir. Geçen sürede olay zaman aşımına uğramış mıdır? AKP aslında bunu mu beklemiştir?

Öyle ise ekranlarda dökülen gözyaşları, demokrasi demeçleri tümüyle bir kandırmacadan ibarettir.

İyi niyetli bazı arkadaşlar nasıl olduysa referanduma evet demeye niyetlendiler. Birinin gerekçesi şu: Yargı, zamanında yapması gerekenleri yapmadı. O nedenle çok insan öldü. Örnek olarak Sivas, Madımak katliamını, Maraş katliamını veriyor. Bunlar da çoğaltılabilir. O nedenle HSYK’nın hükümete bağlanmasını normal ve olumlu karşılıyor.

Yargının görevini yapmadığı doğrudur. Ancak referandumda ‘evet’ oyu kullanmak için yeterli bir sebep değildir. Açıklayıcı bir örnek vereyim. Bir aracı bir adam kullanıyor, araç sürekli kaza yapıyor. Suç araçta mıdır, aracı kullananda mıdır? Bu arkadaşa sormak gerekir. YÖK’ten memnun musunuz? Çünkü yakında HSYK da referandumdan ‘evet’ çıkarsa YÖK gibi olacak, HSYK’nın 21 üyesinin 16’sı hükümet tarafından seçilecekmiş. Bir futbol maçında hakemleri oynayan takımlardan biri seçerse sonuç ne olur?

Anayasa Mahkemesi ile ilgili olarak sonuç artık belki çok geç oldu. Aşağıdaki videoyu bir izleyin. Bu kişi yakında anayasa Mahkemesi üyesi olacak.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=423233582309

Bir mekanizma çalışırken aksıyorsa, onu tümden yok etmek yerine, çalışmasını sağlamak doğru olan yoldur. Yargı sistemi aksamıştır, doğru. Ben Manisa’da geçen bir mahkemede, suç örgütü kurmaktan 20 yıla mahkum olduğunu duyunca bayılıp ağaç gibi devrilen gençler gördüm. Bir çok davada suçlular korundu. Bunun en yakını Hrant Dink davasıdır. Eskiden bir cinayetin faili bulunamayınca, ceza suçsuz birinin üstüne yıkılırdı. Oraları geçtik. Şimdi yapılması gereken şey, mekanizmayı yok saymak, yok etmek değil, onun düzgün çalışmasını sağlamaktır. Buna da demokratik mücadele denir. Yoksa işler daha da kötüye gider. Bağımsız yargı demokratik bir Türkiye için gereklidir. Bağımsız yargı yok edilmemelidir.

Bir başka arkadaş da isim söylemeden Kürtlerin ‘evet’ demesini demokrat Kürtlere bağlıyor ve iyi bir gelişme olarak yorumluyor. Halbuki söylemediği isim Abdullah Öcalan’dır. PKK, baştan refleks olarak referandumu boykot etti. Fakat daha sonra görüldü ki çıkarları ‘evet’ yönündedir. Burada PKK için iki türlü yarar var. Biri yeni anayasa ile bir takım haklar kazanmaları, diğeri ise ‘evet’ sonucu ile ülkenin kaosa sürüklenmesi. Bu benim iddiamdır. Referandumdan ‘evet’ sonucu çıkarsa dengeler bozulacağı için ülke kaosa sürüklenecektir. Kaos ortamı PKK’nın istediklerini koparabilmesi için uygun bir ortam yaratacaktır. O nedenle PKK referanduma kadar tek taraflı ateş kesmiştir. Bunun gibi, barış çağrıları da kandırıcıdır ve uyum isteyen Kürtler tarafından değil, PKK tarafından yapılmaktadır. Şunu düşünün: Türkiye Cumhuriyeti’nin ve PKK’nın silahlarını bırakılması kimin işine yarar? Bu yolla bir barış oldumu PKK’yı muhatap olarak kabul ettiniz demektir. Hele işin içine onların istediği gibi birleşmiş milletler – hatta barış gücü – de girerse geriye sınırın nereden geçirileceği kalır. Bu kadar saf mıyız?

Ben de silahlar sussun istiyorum, daha fazla demokrasi istiyorum ama bu şekilde değil. Bu sebeplerle referandumda ‘hayır’ demek çok önemlidir.

20. Ağustos.2010

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..