Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '17

 
Kategori
Öykü
 

Angelina

Angelina
 

Senelerce, inatla saklıyordu kırık heykel parçalarını. O güzel heykelden ancak bu parçalar elinde kalmıştı.. Kopuk bir Kuğu kanadı, zarif bir kadın bacağı, ince uzun bir kol ve uzun parmakları ile zarif bir el. 80 yaşına girmişti bugün. Heykel parçalarına derin derin bakıp, iç çekerek hatıralar girdabına daldı.

Kocasının NATO Karargâhındaki görevi dolayısıyla üç senedir İtalya’da idiler.  Napoli yağmurluydu o gün. Deniz alabildiğine kudurmuş, Santa Lucia kalesini yıkmak istercesine dövüyordu surları. Marcellina meydanında arabadan indi. İnce uzun şemsiyesini açtı ve telaşsız adımlarla kaleye doğru yürüdü. Ne gündü o gün Yarabbi. Uykusuz geçen bir aşk gecesinin sabahında, kocasını uğurlamıştı mesut, mahmur ve yorgun. Sözleşmişlerdi; öğleyin, yaşlı antikacı Fassano’nun dükkânında buluşacaklardı. Via Diana’yı geçti salınaraktan. İki İtalyan ıslık çaldı arkasından. -Mamma mia. Ce bella. (Aman Anneciğim, bu ne güzellik) Utandı. Yeni kızarmaya başlamış bir elmanın saflığıyla kızardı yüzü. Mutluydu. Seviyor, seviliyordu. İşte, parkın önünde kocası bekliyordu sabırsız. El salladı koşaraktan. Sarmaş dolaş oldular. El ele girdiler antikacının dükkânına. Onuncu yıldönümleriydi o gün. Erkek hatırlattı gülerekten. Kadın başını omzuna dayadı. Gözlerinin içi gülüyordu mutluluktan. Signor Fassano karşıladı onları kapıda.

-Bon giorno signora. Siete molto bella oggi. (Günaydın hanımefendi. Bu gün çok güzelsiniz)

Erkeğin gözleri raflarda idi. Bir şey, arıyordu raflarda o günü ölümsüzleştirecek. Fassano bir kutu çıkarttı en alt raftan Pembe ipek kaplı uzuncana bir kutu. Tozunu sildi, ve kutuyu açtı.

-Eminim bu heykeli çok beğeneceksiniz.

Adı; Angelina (melekçik).

Beyaz mermerden yarı çıplak genç ve güzel bir kadın.

Zarif bir kuğu, uzun boynunu kadının bacağına adeta sarmış, başını kadının baldırına dayamış ona bakıyor. Kadının bir eli Kuğu’nun başını okşuyor. O kadar güzel, o kadar saftı ki heykelcik, pazarlık bile etmediler almak için. Kadın elini beline attı erkeğin.

-O’nu aşkımızın koruyucu meleği olarak görüyorum.

Ebediyen aşkımızı korusun.

Sonra...

Sonra yıllar geçti aradan. Memlekete döndüler. Hayat mücadelesi ikisinide yıpratmaya başladı. Kadının tek gayesi evi ve çocukları, erkeğin ise işi oldu.

Bir gün, erkek başka birine kaptırdı gönlünü ansızın. Ayrıldılar. Angelina kederinden yere attı kendini bir hizmetçinin elleri arasından. Paramparça oldu.

Yıllar sonra geriye ancak, o aşkın külleri ve yaşlı kadının elemle bakıp, bakıp daldığı, Angelina’nın bacakları, kopuk bir el ve kuğunun bir kanadı kaldı.

Attila Bozoglu – Eski Foça 2007

 

 

 
Toplam blog
: 54
: 141
Kayıt tarihi
: 17.03.17
 
 

1944 İstanbul doğumluyum. İlk ve ortaokulu Napoli İtalya'da, Lise TED Ankara Maarif Koleji, Yükse..