Ankara'nın taşına bak!

 

 

Generalimiz, “Savaş içindeyiz” dedi, ya… Doğru, artık savaş her yanda.. IŞİD’ de birkaç gün önce MİT’e bildirmiş ve isteklerini göndermiş..  “Ya isteklerimizi yaparsınız…” Ya ne olacağını iş te görüyoruz.

 

Ankara'da ve ötede gördük göreceğimizi. Allah beterinden esirgesin.

 

Daha önce Irak’ta, Pakistan’da, Afganistan’da uygulanan bombalı saldırılar; şimdi de Türkiye’nin her yanında işe koşulmaya başlandı. Bir adam pimi çekip atıyor, ve orada sayısız insan ölebiliyor. Kalleş, ahlaksız bir savaş… Nerede bulacaksın adamı; kim atıyor bombaları, nasıl yakalayacaksın? 

 

Haberlere bakın:

 

“Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde hendek kapatma çalışması yapan güvenlik güçlerine PKK'lılar, roketatar ve otomatik silahlarla saldırdı, 1 polis şehit  oldu.” (haber7.com)

 

“PKK’lı teröristler, Van’daki Eşmepınar Jandarma Karakolu’na akşam saatlerinde bomba yüklü araç, otomatik silah ve roketatarlarla saldırdı. Asker anında karşılık verdi, 1 terörist ölü ele geçirildi..” (milliyet.com,8.Ekim.15)

 

Ankara'da binlerce kişi DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin öncülüğünde bugün “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi” sloganıyla Emek, Barış ve Demokrasi mitingi için buluştu. 

“Barış mitingi öncesi, mitinge katılacakların toplandığı yerde iki ayrı patlama meydana geldi. Patlamalarda 86 kişi yaşamını yitirdi. Olayda 186 kişi yaralanarak tedavi altına alındı. Yaralılardan 28'i yoğun bakımda, 18'i ise ameliyata alındı. “ (milliyet.com.10.10.15)

 

Kim yaptı? PKK mı, IŞİD’çiler mi? İkisi de birbirinden berbat iki güruh…! Kötülükte adeta birbirleriyle yarışıyorlar...

 

Ve olayların arkasından , Kılıçdaroğlu : “Yazık günah bu ülkeye,” dedi.…

 

Peki, hadi bakalım aklımıza gelen soruları soralım..

 

Bu ülkeyi kim silahlandırdı da, her türlü silahla silahlanırken durup seyretti…

 

Düğünlerde, derneklerde millet gürül gürül silah atarken… “Bizim millet erkek millettir. Silah atar..” diyenler kimlerdi..?

 

Olayları hep seyrettik…

 

Irak,  pis siyasetin kurbanı olurken seyrettik. “Bana değmeyen yılan  bin yaşasın,”  diye.

 

Güneyimizde, Barzaniler, gayri resmi “Kürt Devleti”ni ilan ederken oturup seyrettik. Davet ettik ve işbirliği yaptık..

 

Suriye sınırımız boyunca , PYD yeni bir Kürt Devleti çabasına geçince, seyrettik ve hatta Kamışlı’yı, , Şiyuh’u, Azez’i,  Resulayn’ın Kürtlerin eline geçişine şahit olduk… Seyrettik.

 

Ayrıca : Türkiye sınırına yakın Kobani ve Afrin şehirleri ile Cindires, Amude ve Tirbespi kasabaları PKK’ya yakın Demokratik Birlik Partisi’nin eline geçti… Seyrettik.

 

Yani, seyrede seyrede Güneyin sınırımızın hemen yanında  yeni bir  Kürt Devletinin kuruluşu daha müjdelendi. Biz gözlerimizi kapayarak ve deve kuşu gibi görmezlikten gelerek,  Mesud Barzani’nin garantilerini  sahici sayarak, manzarayı öylece seyrettik ve seyretmekteyiz.

 

Seyrediyoruz ya… Zaten bu saatten sonra olacaklardan Allah esirgesin. 

 

Ruslar, Suriye’ye boğazına kadar girmişler… Zaten çoktan beri, Esed’i ve Kürt toplumunu kendilerine tabii müttefik saymışlar ve şimdi Suriye’de istedikleri gibi at oynatıp duruyorlar. Diğer yandan aslan müttefikimiz ABD eğit-donat işiyle meşgul, onlar da elden çıkar çıkmaz hemen El Nusra’ya katılıyorlar veya nereye gittikleri belli değil…

 

Zaten herkes biliyor ki, bu “Eğit-Donat” işi gayri ciddi bir iş ; bir karar almışlar , şimdi onu yürütmeye çalışıyorlar  ama ne yaptıkları belli değil.

 

Bu arada sınırlar da gayri ciddi… IŞİD’liler hastalarını Türk hastanelerinde tedavi ettiriyorlar. Bir sürü adamları bu yanda yakalanıyor. Kim giriyor kim çıkıyor belli değil… Bizimkiler, hendek kazıyor; duvar örüyor beladan korunmak için… Ama bombalardan korunmak ne mümkün?  Bombalar artık her yandan geliyor.

 

Belli ki IŞİD’çiler bu yanda da epey asker eğittiler ve savaşa hazır hale getirdiler.

 

Kim CENK istiyordu..??

 

Kim CİHAD istiyordu…?? 

 

Kim Allahuekber diyerek, dünyaya kafa tutmak istiyordu… İşte onlar şimdi cihatlarına başladılar; hem de bu yanda… Artık öteki yan, Suriye onlara yetmiyor. 

 

Suriye’deki Cihatçı Çeteler nereden beslendiler… Silahı, lojistik gücü nereden aldılar?

 

Bunu herkes tahmin edebilir. Ve görüyor…

 

En büyük dostumuz ABD’de şaşırmış durumda. Artık karşısında, El Nursa yok, IŞİD yok; ESED yok… Kim var?  Rusya var; Çin var ; İran var… Tankını, topunu, uçağını, gemisini alan buraya koşuyor… Sanki karnaval var… Yok yok… Savaş var savaş…

 

Bombalar patlıyor. Hülya Avşar : “Lütfen biri bizi kurtarsın artık…” diyor. Kimden kurtaracak, IŞİD’den mi?  Yoksa IŞİD’i besleyip büyütenlerden mi? Hülya’ya sormak gerekir.

 

Artık bombalardan kaçış yok… Bugün Ankara’da, yarın kim bilir nerede?

 

Tek umut MİT’de kaldı. Bulursa o bulur…

 

Yoksa, IŞİD’in ultimatomu : “Ya dediğimizi yaparsınız, yada …” diye başlayan, sayıp döktükleri listenin en başında ne vardı, bilmek isterim… Ama sonunda bu bombaların geleceği belliydi. 

 

Şimdi artık bekleyeceğiz. “Gelen gelsin…” demiştik ya… Açılan kapılardan, hem açlar, garibanlar da girer; hem de bitler, pireler de…

 

Öyle söylerdi babam: “Sen seni bil, sen seni bil , sen seni… Sen seni bilmezsen patlatırlar enseni..” 

 

Hadi buyurun. Şimdi kimin ensesi patlıyormuş göreceğiz.

 

Allahtan şehitlerimize  mağfiret, gazilerimize umut ışığı dileriz.  Kahraman  halkımıza, milletimize de sabır ihsan etmesini dileriz.

 

Akıllı olalım, ne olur!