- Kategori
- Aile
Anne ile oğul ve bir kaptan

Hep bu umutta ve mutlulukta kalalım
Tren yolculuğunda anne oturdu, camdan dışarıyı seyretti, aklında geçmiş ve yarın. Oğul ayakta kaldı, elinde çantalarla hep geçmişe baktı, baktı, baktı; göremedi.
Vapur mu, metrobüs mü? Acele mi, yavaş yavaş mı?
Vapur, dedi, anne. Peki, dedi, oğul.
Vapur yavaş yavaş gelir ve yavaş yavaş gider vapur; aynı ben gibi.
Vapurda cam kenarlarının hepsi doluydu. Açık rüzgarlıydı, soğuk. İçeride kaldılar. Sustular. Vapurdaki herkes susuyordu. Çay yok mu, çay!...Yoktu çay. Bir sonraki sefere hazırlanıyormuş o. Anne göremedi mi etrafı. Daha deniz, deniz, hep deniz!...
Köprü'de anne hızlı idi, yavaş kaldı oğul. Gidilecek bir ev vardı. Bekleyenler. Bekleyen bir masa. Masa üstü mamalar. İçilecek çay. Konuşulacak konular. Orada misafir vardı.Tanıdık ellerden gelen bildik yüzler ve sözler.
Otobüste uyuyan bir oğul vardı. Kısa kısa konuşan bir anne. Oğulun sessizliğinden yılmış bir anne. Her şeyi oluruna bırakmış bir oğul otobüste. Ah şu otobüs yolculuğu bir bitse de sevdiklerimle söz söz rahatlasam diye düşünen bir anne.
İşte ev! İşte kucaklaşmalar! Herkes mutlu! Duru herkesten daha mutlu!
Durduralım burada. Taksim, dedi kaptan. Resim, dedi, kitap. Yol, dedim, yolculuk, genişlik, ışık. Kaptan güldü, ben güldüm. Gittik. Yorulana kadar gittik. Kadarımız kadar gittik. Durduğumuz yerden otobüsler kalkıyordu. Birinde kaptan, birinde ben gittik, yittik.
1. Not: Anne ile oğulun durduğu dünya, aynı dünya, kaptan, seninki de ha! Farklı olan ne, fark nerede? Yol be, fark yolda, yollarımızda!
2. Not:
Anneye verdik vapuru,
o öyle mutlu.
Oğula sunduk
cam kavanozda
geçmişi,
geçmişini,
oh o da öyle
mutlu.
Kaptana sen anlat, dedik,
sen boya, çiz anneyi
ve oğulu ve geçmişi
ve geleceği
incitmeden.
Yakında sergide hepsi.
Ş.Y.