Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '08

 
Kategori
Deneme
 

Anne olmak, kadın olmaktır

Anne olmak, kadın olmaktır
 

Annesinin meleği


Nihayet uyku vakti geldi diye düşünürsün. Birazdan yatağıma gireceğim, yorganıma sarılıp hemen uyuyacağım dersin. Tıpkı bir reklam afişinde gördüğüm adam gibi. Adam salın içinde uyuyor, o tahta sal öyle rahat görünüyor ki, salda ne yastık var ne de bir örtü, ama adamın rahat olduğu her halinden belli, uyurken gülümsüyor.

Uzunca bir süre her uyumaya gidişimde bende o adam gibi uyuyacağım bu gün derdim, hem de uyurken gülümseyeceğim.

Uykuya tam yeni dalmışsındır, bir ağlama… Uyu uyuyabilirsen, içinden homurdana homurdana bebeğin yatağının yanına gidersin. O anda birden herşey sihirli bir değnek sana dokunmuş gibi değişiverir. Bebeğin seni gördüğü an birden bire susar ve sana gülücükler atmaya başlar. Acıkmıştır, elleri yakana sarılır hemen, o kadar acelecidir ki. Önce koklaya öpe sarılırsın ona, biraz daha sakinleştirirsin. Sonra sıra hangi göğsünde ise onu karbonatlı su ile temizlersin ve bebeğini doyurmaya başlarsın. Hep en taze olan sütü içsin diye, bunu bile sıraya koymuşsundur.

Eli önce göğsünün üstündedir, çok acelecidir, bazen süt boğazına kaçacak diye korkarsın, her an tetiktesindir. Başın hep bebeğe doğru eğik olduğu için bir yandan da onun bocuk bocuk gözlerinin içine bakarsın, başını okşarsın. Yavaş yavaş sana gülücükler atar, ama karnını doyurmaya devam eder bir yandan da. Karnı biraz doyunca, elleri boynuna ve yüzüne çıkar. Avuçlarını yüzünde gezdirir, öpersin o melek kokulu elleri, parmakları, yüzünde hep bir gülümseme vardır, biraz önceki uykusuzluğun tamamen geçmiştir. Sonra bebeğin keyif zamanı başlar. Gecenin bir saatinde başlar saçlarınla oynamaya, hem çeker hem güler, ağzının kenarından sütler akar. Canın bazen acır ama umurunda değildir, çok güzel vakit geçiriyorsunuzdur. Artık bebeğinizin karnı doymuştur, oyun oynamak istemez. Eli elinize gider, parmaklarınıza sımsıkı sarılır, gülümseyerek melekler gibi uykuya dalar. Bu muhabbet yaklaşık yarım saat sürer, aslında uykusuzsunuzdur ama çok da mutlusunuzdur. Yatar yatmaz uykuya dalarsınız. Bir gece de en az üç kere uykunun en güzel yerinde uyanırsınız.

Sabah 06:30 olmuştur ve kurulu saat gibi bebeğiniz aynı şiddette ağlamaya başlar. Bu sefer bezini değiştirmeni ister. Değiştirirsin, tekrar doyurursun. Ama bebeğiniz artık uyanmıştır, en az üç saat uyumaz. Bütün anneler bilir ki, bebeklerin en güzel, en keyifli saatleri sabahın bu saatleridir. Uykusunu almış, bezi değişmiş, karnı doymuştur, artık oyun zamanı başlamıştır. Yatağınıza alırsınız, orada başlar kendince sesler çıkarmaya, güler, kahkahalar atar, bir senin yüzüne, bir babanın yüzüne dokunur, bazen yüzünüzü çırmalar. Başlarsın onunla oyun oynamaya, zaten biraz sonra kalkıp işe gideceksindir, en azından uykumu biraz açmış olurum diye düşünürsün.

Bebeğini bakıcısına bırakıp doğru işe koşturursun. Yapacak o kadar çok iş vardır ki, bütün gün koşturman gerekiyordur. Aynı işi yaptığın erkek arkadaşların eve gittiklerinde çok yoruldum, yemek hazır mı diye sofraya otururken, ayaklarını uzatmış televizyonunu izleyip çay içerken, eminim eşleri onların ne kadar yorgun olduklarını düşünüyordur ve hiç durmadan koşturuyorlardır.

Ama çalışan bir kadın ve anne olunca her şey değişiyor. Onca enerjinin nereden geldiğini bilmiyorsun bile. Eve gelir gelmez önce üzerini değiştirip, bebeğin ile en az yarım saat ilgilenir ve hemen yemek hazırlıklarına başlarsın. Bebek için ayrı, sizin için ayrıdır yemekler, her gün taze olmalıdır. Yemeğinizi yersiniz, bulaşıkları toplarsınız, çay demlenir, içilir. Bir sürü çamaşır vardır onlar makineye atılır, giyilecekler ayarlanır, bebeğinizi uyutursunuz, günlük yoğurdunuzu mayalarsınız, ancak o zaman biraz dinlenebilme fırsatı bulmuşsunuzdur. Bir saat kadar dinlenir dinlenmez saatin ikiye yaklaştığını fark edersiniz. Ve artık uyumanız, enerji toplamanız gerekmektedir.

Bu süreç üç yıl sürer. Ancak o zaman salda uyuyan adam gibi uyumaya başlayabilirsiniz. Fakat o reklam afişi artık aklınıza bile gelmez.

Bu üç yıl içinde hiç yemek pişirmesini bilmeyen bir anne bile en az 10 çeşit çorba yapmayı öğrenmiştir. Bir sürü ilginç yemek ve pasta yapabilmektedir.

Kısacası;

Çocukla beraber anne de büyür, onunla beraber her gün bir şeyler öğrenir.

Çocuğunuz yemek yemeye başlar yemek yapmayı, yürümeye başlar daha dikkatli ve düzenli olmayı, konuşmaya başlar düzgün konuşmayı, okula gider yeniden ders çalışmayı, ergenliğe girer onunla daha çok ve farklı şeyler paylaşmayı öğrenir. Gerçek ve karşılıksız sevgiyi öğrenir. Hoşgörüyü, küçük şeylerden mutlu olmayı, herkesin hata yapabileceğini, anlayışlı olmayı, sonsuz sabırlı olmayı, gülümsemenin hiç de zor olmadığını, fedakarlığı, korumacılığı, mücadeleyi, dayanmayı, güçlü olmayı öğrenir. En başta hayatı öğrenir.

Artık eskisi kadar dik değildir. Yüz ifadesinde sevgi, gözlerinde gülümseme vardır.

Bir kadın anne olduğu zaman, gerçek bir kadın olur.

En az üç yıl süren bir sıkı eğitimden sonra tüm gücünü toplamıştır.

Artık o bir savaşçıdır, kendi gücünü görmüş ve kendini aşmıştır.

Yumuşak gülümsemesine ve gülen gözlerine sakın aldanmayın, artık ne kendini ne de çocuklarını hiç kimseye ezdirmez, buna da gücü vardır zaten, bilir.

Hep sevgiyle kalın…

Sevebilme gücünüzü hiç kaybetmeyin....




http://isteoylebirseyy.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 41
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.06.08
 
 

Çoğu zaman düşündüklerimi, gördüklerimi, hissettiklerimi dile getirmekte zorlanıyorum. Çünkü o an..