- Kategori
- Gündelik Yaşam
Annem, oğluşum, bitanesi gibi sözler sevgi değil kendisi sevgisiz kalmış insanların konuşma biçimi

Yani söylesinler sorun değil; hani belki içeriğinde sevgi de vardır ya bize çok yüzeysel geliyor, insan böyle sevilmez!
Bu şekilde sözler duyduğumuz zaman oğluşuna değil annesine bakıyoruz ve anlıyoruz ki oğluşundan ziyade onun sevgiye/ilgiye ihtiyacı var.
Ben bunlara “ağlayan melekler” diyorum. Bunlar o kadar sevgi dolu ki kapıdaki köpeğe bile canım diyorlar.
Her ne kadar bir sahtelik yaratsa da ilgilendikleri memnun. Belki bunun yansıması olarak kendileri de mutlu oluyorlar. Ama yaptıklarının sevgi olduğunu iddia ediyorlar. Kusura bakmasınlar bize öyle gelmiyor. Kendilerine saygımızdan dolayı da “yapmacık” kelimesini kullanmak istemiyoruz. Buna “evcilik oyunu” ndan ilhamla “sevgi oyunu” desek olur.
Ben böyle abartılı ifadelerin toplumdaki sevgisizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Bu kadınlar acı çeken kadınlar. Aldatılan, dövülen, horlanan… Sevgilerini hak eden kimse yok. Bulunca da işte böyle içlerine sokuyorlar.
Biraz modavari yüzeysellik de var. Yani havalı oluyor herhalde. Eskiden bunlar yoktu ya da vardı da başka türlüydü belki; oğluşum yerine bala filam. Ne olursa olsun inandırıcı değil; “oğluşum” dan “oğlum” daha samimi. En çok da yine çocuklarımız için kullanılan “annem” sözü hem çok tatlı hem de kullanılışı bizi gülümsetiyor.
Şimdi bir de kadınlarımız sevdiklerine böyle hitap ediyorlar ya çok yaygın, yani kişinin adını unutuyoruz; oğluşum Kenan, annem Serap filam deyin.