- Kategori
- Siyaset
Apo-HDP Çekişmesi Önemli mi?
Son seçimde ortaya kimin sahipleneceğini bilemediği bir mektup, bomba gibi düştü. Mektup bebek katili teröristbaşına aitmiş. Efendim, HDP’nin ne yapması gerektiğini anlatıyormuş da HDP buna uymamış vs vs vs…
Kanuni olmak ya da yasal olmak “hukuki/meşru olmak” anlamına gelir mi? Bu soruya “Evet” diye cevap verebilmek mümkün değil. Neden? Çünkü meselâ Hitler ve Stalin gibi iki korkunç katil bütün kıyımlarını kanuni gerekçelere dayandırdılar ama bu onları meşru liderler yapmadı.
Dolayısıyla hukuki geçerliliği tartışılır bir takım kanunlara dayanmakla hiçbir parti kendisini doğal bir meşruiyete sahip göremez. Türkiye’nin Türk Milleti’nin bölünmez ve tartışılmaz vatanı olduğunu inkâr edenlerin, sırf siyasi muktedirlerin siyasi popülizmle yaptıkları kanunlar izin veriyor diye bu ülkede neden “meşru” sayılmamaları gerektiği de buradan açıkça görülebilir.
Türkiye’nin bir kısmına Kürdistan demeğe hiç kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’nin bir kısmını başka bir ülke gibi anmak Türk Milleti’nin açık ve tartışılmaz egemenlik hakkını yok saymaktır ki bu a açık düşmanlık ilanıdır.
Dolayısıyla birbirileriyle anlaşamayan iki düşmanın çekişmelerinin bizim için herhangi bir yarar veya umut devşirebilmek mümkün değildir.
Türkiye’de bebek katilinin dediği gibi silahla mı yoksa HDP’nin eli sazlı sempatik liderlerinin halkla ilişkiler hokkabazlıklarıyla mı bir Kürdistan yaratılacağının hiçbir önemi yok. Neticede siyasal Kürtçülük gerek açık silahlı terörle gerekse bu terörün yarattığı zımni ve basın destekli tehdit politikasıyla Türkiye’den bir Kürdistan koparmak amacını kesintisiz sürdürüyor.
Bu saçmalıklara bel bağlamak yerine yapılması gereken şeyler bir an önce “hIyanet-i Vataniye Kanunu’nu” yeniden yürürlüğe koyarken TCK 14, 142 ve 163. maddeleri de yeniden hayata geçirmek olmalıdır.