- Kategori
- Haber
Arabalardan Sonra , Bize de mi Çip Takılacak
Plakalardan sonra, evler,sonra da insanlar... "Çipli hayat" mı başlıyor ?
85 yaşındaki annem sık sık , "iyi zamanlarda değiliz,ben şimdiki gençlere acıyorum" der... Hatta etrafındaki gençlere " Bu zamanda çocuk dünyaya getirmek de doğru değil, yapacaksanız da bir taneden fazla yapmayın" diye tavsiyede bulunur... Başbakan'la aynı fikirde değiller yani,çocuk sayısı konusunda...
Oysa, savaş sonrası neslin içinde bulunduğu o sancılı dönemi yaşamış,bugünle karşılaştıralamıyacak bir yokluk dönemi içinde çocukluğu, gençliği geçmiş tüm akranları gibi. Öğretmen olan babamın gömleğinin eskiyen yakasını ters çevirip diktiği günler, bugünlere göre çok daha yaşanılası zamanlardı ona göre...Aslında,sadece o ve akranları için değil, bir sonraki kuşak olan bizler için de, öyle...
Teknoloji ile huzur, iki zıt kutup gibi. Birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşıyoruz. Hani neredeyse otuz yıl önce izlediğimiz "uzay yolu " gerçek olacak. Işınlamayla insanlar,bir yerden bir yere gidebilecekler... Her bilgiye bir "tık" la ulaşılıyor. Ekranlarda gördükleri ihtişamlı yaşamla kendi yaşadıklarını karşılaştıran gençler çocuklar, yetişkinler öfke ve hırs esaretinden kurtulmak için karşılığı olmayan kredi kartlarına yükleniyorlar.Sonuç: Hüsran,hayal kırıklığı,mutsuzluk...
Nüfus kağıtlarımız değişecekmiş. Her türlü kişisel bilgilerimiz ona yüklenecekmiş,bir anlamda "çip" görevini görecekmiş. 17 Milyon araca da çip takılacakmış.Nereye gidiyor, neler konuşuluyorsa insanlar izlenecek bu yolla. Bir varsayıma göre, insanların beyinlerine de çip takılacakmış ilerde,internette okumuştum,ciddilik derecesini bilemiyorum... Ama olur mu olur... "Mangut" insan türü oluşturmayı hedefliyor olabilir, ulusların kaderi ile oynayan o malum güçler...
Şaşkın, günlük yaşayan,idealleri olmayan, bedensel gereksinimlerinden başka hedefi olmayan,düşünmeyen, sorgulamayan,üretmeyen, okumayan,araştırmayan insan kitleleri giderek artıyor.Teknoloji istediği kadar yaşamı kolaylaştırsın, yaşanacak ,yaşanmaya değer bir yaşam kalmadıktan sonra...
Başkalarının acısıyla yanmayan, çıkarsız sevgilerin otağı olmayan yüreğin, salt kendi veya yakınlarının çıkarlarına odaklanmış bir benliğin, teknolojinin oluşturduğu bir makinadan ne farkı olabilir... Günümüz insanı için hedeflenen de tam bu... Çipli bir makina...
Bütün bu kirlilik içinde , güzel insanlara rastlanıldığı da oluyor,bataklıktaki nilüferler gibi... Ben bu anlamda Milliyet blog yöneticilerine şükran duyuyorum. Burada ve benzeri ortamlarda yazan insanlar, az veya çok bir silkinmeyi, bir farkındalığı, bir uyanışı gerçekleştiriyorlar.Çünkü ulusal basında, gündemin ağır konularının işlendiği "köşelerde" insanlığın gidişatına yönelik yazılar görmek pek mümkün olmuyor. Hangi amaçla olursa olsun; yazan insan, düşünen ,araştıran,irdeleyen insandır. Vaktinden, kişisel uğraşılarından ödün verip, klavyenin başında paylaşımda bulunanların topluma katkısı önemsenmeye değerdir, diye düşünüyorum...
Çetin Altan'ın dediği gibi "enseyi karartmayalım" yine de... Sanırım o da, annemle yaşıt ... :))