Aracı kullanabilme

Bugün bir değişiklik yapalım ve gelin iç siyaset üzerine konuşmayalım. Trafik hakkında konuşalım ama onda da duble yol vb tartışmasına girmeyelim. Trafik bağlamında ama bireyselliğimiz ile ilgili kavramlar üzerinde tartışalım. Sayın okurlar bana göre şu anki veri durum bir dirhem değişmese ama biz değişirsek kalıcı değilse bile geçici olarak trafik rahatlar, kazalar azalır belki yok olur.

Sayın okurlar aracı kullanma ile aracı yürütme kavramları farklıdır. Bayan sürücülerin tamamına yakını, erkek sürücülerin çoğu, belli bir yaşın üstündeki her cinsten insanımız aracı kullanmazlar. Aracı yürütürler. İşin en kötüsü kullanma ile yürütme arasındaki fark konusunda -ki bu fark olağanüstü büyüktür- ise tamamen duyarsızdırlar.

Aracı kullanma, aracı bir noktadan bir noktaya ve özellikle ideal koşullarda yürütmek ve hasbelkader oraya ulaştırmak değildir. Bu yazıdaki kullanma tanımı, her koşulda doğru bilinçli tercihlerinizi araca uygulatabilme anlamındadır. Vitesi boşa alır, yokuş aşağı bırakırsanız içinde olmasanızda araç yine yürür. Ki aslında bu şekilde yürümesi çoğu sürücü olduğunu iddia eden kişinin aracın içinde olmasından daha güvenlidir. En azından nasıl duracağı konusunda tereddütünüz yoktur, kaçacağınız yönü bilirsiniz. Şimdi lütfen kısaca sürücülük hakkındaki genel davranış biçimlerimizi masaya yatıralım. Cinsiyet, yaş ve meslek ayrımı yapmayacağım. Bakalım siz kendinizi hangi kategoriye oturtacaksınız.

* Araç hızlı gittiği için kaza olmaz. Araç kötü kullanıldığı için kaza olur. Bu nedenle yol ve hava koşullarına göre 60 km hızlı da olabilir yavaşta olabilir. itiraf edin çoğunuz için kısaca hızlı gitmek kaza nedenidir değil mi? Aracı otobanda en sol şeritte 60 km ile kullanmak kaza nedeni değildir de nedir peki ? (Beyaz Uno' lu bayan sürücü acaba Gerede' de otobanda en sol şeritte arkasından sadece 110 km ile selektör yapan sürücüyü anımsıyor mu? Arkadaki sürücünün kendisini en az 10 dk uğraştan sonra SAĞLAMAK zorunda kaldığı detayını versem hatırlar mı? )

*Araç sadece yürürken kötü kullanılıyor olmaz. Araç park etmek de iyi veya kötü sürücülüktür. Aracınızı bir tırın 2 harekette park edeceği yere 5 defada sokamıyorsanız o zaman sizin arabayı kazasız yürütüyor olmanızın önemi varmıdır? Çünkü kazayı yapmayan siz misiniz yoksa henüz sizden kaçmayı başarabilenler mi? Acaba kimlerden "tamam sadece iyi parkedemiyorum ama uzun yolda bile araba kullanıyorum!" sözünü duyuyoruz? Bu kavramları ayrı kabul eden mantaliteyi kaçımız destekliyoruz?

* Ancak durma konusunda sadece çabuk parketmekde iyi sürücülük değildir. Acaba durma noktası tercihlerimiz neresi ? Önemli olan benim gideceğim yerde en yakın noktaya durmamdır mantalitesinde olmayanımız kaç tane? Özellikle de dörtlüleri yakmışsak her yer bizim değil mi?

* Aracınızı zincir ve/veya kış lastiği takmadan iki santim karın üzerinde veya sağnak yağmurda trafiği yavaşlatmadan makul bir hızda sürebiliyormusunuz ?

* 90 km ile gidersem örneğin 50 metrede, 130 km ile gidersem 100 metrede dururum diyenlerden değilmisiniz? Bir insanın kaç km ile gittiğini boş verin, neden birden bire durmak gereksinimini hisseder ? Bu soruyu soranlardanmısınız? Bu soruya, tabiki önceden görmesi gereken şeyi görüp önlem almadığı için son saniyede durmaya çalışır cevabını verenlerdenmisiniz yoksa ve -% 99 olasılıkla ikinci şıktasınız- önüne aniden birşey çıkar diyenlerdenmisiniz? Peki fizik kurallarına göre nasıl olupda birden bire bir aracın önüne bir şey çıkar açıklayabilirmisiniz? Aslında sorunun sizin mantığınızda olduğunu itiraf edebilirmisiniz ? İyi sürücü önüne bakmaz görebileceği en uzak mesafeye bakar, düzenli olarak yanları ve arkayı kontrol eder ve bu nedenle geçtiği her metrede karar vermez, önceden verdiği kararları uygular. Eğer önceden verdiğiniz kararları uyguluyorsanız yasaların izin verdiği en yüksek hızdan daha hızlı gitseniz dahi ani fren hiç yapmazsınız ve hatta fren yapmazsınız. Sadece gazı azalltıp çoğaltarak idare edersiniz. Bu mantalitede olan kaç kişiyiz ?

* İstatistiklere bakın bayan sürücüler daha az kaza yapmış o zaman daha iyi sürücüdürler mantalitesini ileri sürenlerden ve hiç değilse sakin sakin dinleyebilenlerden değilmisiniz ? Bu istatistiklerin kaza raporu ve/veya sigorta istatistiklerinden alındığını, matematik değerler olduğunu, bireysel beceriyi doğal olarak içeremeyeceğini belirtenlerdenmisiniz? Bir birim zamanda, bir birim metre yolda kaç erkek, kaç kadın sürücü hangi olaya hangi tepkiyi veriyor bunu her olasılığa göre ölçüp, sapmalarını hesaplayarak bir karara varılmalıdır, bu en azından istatistik bilimi gereğidir yaklaşımında olanlardanmısınız? Eğer kaza yapma ile iyi sürücülük ilişkilendirilir ise ör: efsane F1 pilotlarından Ayrton Senna' nın (pistte kaza yapıp öldü) veya Michael Schumaher' in (Şumi' nin kasıtlı kazası nedeni ile cezası bile vardır) kötü sürücü olduğunu kabul etmemiz gerektiğini de kabul edenlerdenmisiniz?

* Eğer yol bize göre güvenli ise dönülmez işaretinde dönülmez yöne dönmekte sakınca görenlerdenmisiniz ? Birisi sizin yolunuzu keserse "ama tam doğru yönde giderek buraya gelmem uzuyor" diyenlerden değilmisiniz ?

Sayın okurlar daha uzatmayayım. Türkiye' de hangi çoğunluk var? Kaçımız her konuda olaylara analitik yaklaşıyoruz? Peki o zaman seçimler neden çözüm olsun ?

Ben de problem var. Bunu da kabul ediyorum.