Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Aralık soğuğu ekonomiyi ısıttı

Dershaneleri bir tarafa bırakacak olursak, 17 Aralık 2013 tarihine kadar, ülke gündemini ağırlıklı olarak yerel seçim çalışmalarının yanı sıra, 2014 yılında yapılması muhtemel üç seçim münazaraları meşgul ediyordu. Bunlar:  1- Yerel seçimler, 2- Cumhurbaşkanlığı seçimi, 3- Referandum (Yeni Anayasa ile ilgili).

Sosyal mekanlarda ise, seçimler konu edildiğinde Ak Parti’yi yakın bir gelecekte üç tehlikenin beklediği konuşuluyordu: Yeni Anayasa çalışmaları, çözüm süreci ve ekonomik kriz.

Hükümet, hizmetkarı olduğunu her fırsatta söylediği vatandaşına, başta ekonomik bir kriz yaşatmamak olmak üzere, bu konuların, yani hem yeni anayasa çalışmalarında, hemde çözüm sürecinde tüm sorumluluğu üzerine alarak sağlıklı bir şekilde sonuçlandırmak için samimi, özverili ve tüm gayretiyle çalışsa da, her an bir sıkıntı doğabileceğini tahmin etmek o kadar da zor değildi.

İlk kırılma, yeni anayasa çalışmalarında meydana geldi. Önceleri medyada, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in, bütün partilerin oyuyla kabul edilse bile yeni anayasanın referanduma götürülmesi konusunda anlaşıldığına dair açıklamaları yer alıyordu. İki yıldan fazla süredir çalışmalarını sürdüren TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni bir anayasa yapamadan kasım ayında dağıldı. Böylece referandum Parlamentonun gündemine gelmeden rafa kaldırılmış oldu. 

Çözüm süreci de bir devlet projesi olarak Hükümetin sırtında, tüm sıkıntılara rağmen yavaş yavaş ilerlemeye devam ediyor. Başarılı şekilde süreç kemale ermesi durumunda kazanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve tüm vatandaşlar olacak.

Ekonomiye gelince; bazı Avrupa ülkeleriyle birlikte komşumuz Yunanistan ve yakınımızdaki Güney Kıbrıs’ın içine düştüğü ekonomik kriz, her an Türkiye’yi de içine alabilecek türden küresel bir sorundu. Bu alanda da tedbir elden bırakılamazdı.  Halkımızın çoğu bunun farkında olmasa da, çok zor süreçlerden geçildiği aşikardı.

2002 yılı sonunda yönetimi Bahçeli-Ecevit koalisyonundan devralan Ak Parti hükümeti, mevcut IMF programını sürdürüyor. Türkiye ekonomisi 2002'den bu yana olağanüstü performans sergilemekte. Burada Hükümetin temel politika çizgilerinin önemli rol oynadığını hemen belirtelim. Ekonomi politikalarının başında mali disiplin ve enflasyonla mücadele her zaman dikkat çekmiştir. Kamu maliyesinde, bankacılık, sosyal güvenlik ve sağlık sektöründe ciddi reformlar gerçekleştirildi. Bunların sonucu olarak da 2009 yılında pek çok devleti sarsan küresel kriz, tüm dünyayı etkilediği dönemde ülkemizde finans sektörüne uğramadan diğer alanları teğet geçerek uzaklaştı. İşte bu sebepledir ki Türkiye, bu krizden çok sınırlı etkilendi. Krizin geri dönme olasılığı vardı; dönmese dahi, yeni bir krizin yeniden ülkemizin kapısı çalması şaşırtıcı olmayacaktı. 

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile dershane temsilcileri arasında dershanelerin liselere dönüştürülmesi ile ilgili yürütülen çalıştaylar devam ederken, Ak Parti ile Cemaat (Hizmet Hareketi veya Camia) arasında bu denli bir kavganın zuhur edeceği, kavganın söndürülmesi imkansız bir yangına saik olacağı tahmin edilememişti.

Keşke aynı reformları eğitim sisteminde de yapabilselerdi. Avrupa Birliği ile ilişkileri soğutmaya alıp, demokratik reformları yavaşlatmasaydılar.  

Aralık soğuğu ekonomiyi ısıttı… Soğuk ısıtır mı hiç! dediğinizi duyar gibiyim. Isıtır tabikide. Ne diyor büyük mütefekkir ve şair Sayın Sezai Karakoç “Kar Şiiri”nde: Toprakta bir karış karı görünce, Kar içinde yanan karı anlayacaksın… 17 Aralık operasyonuyla Hükümet sarsıldı. Tez zamanda toparlandılar, ama operasyonun etkileride kısa sürede görülmeye başlandı. Döviz deyim yerindeyse çıldırdı. Kurlardaki yüksek artış, tüketim ürünlerine zammı tetikledi. Zannımca 2014 yılında tahminlerin üzerinde enflasyon ve işsizlik yaşanacak, ekonomide durağanlaşma meydana gelecektir.

Daha düne kadar 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde, önceki yıllarda yapılan 7 seçimde olduğu gibi, yine Ak Parti’nin güçlenerek çıkacağı umuluyordu. Umuluyordu diyorum, çünkü belediye seçimlerinden Ak Parti birinci çıkmasına çıkacak, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını yine elinde tutacak, muhtemeldir ki Antalya’yı geri alacak, İzmir’de de flamayı Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) devralması sürpriz olmayacak, ancak yaşanan bu olaylardan sonra Türkiye genelinde oyunu arttırabilecek mi? Kesin bir görüş ortaya koymak insanın hafızasını zorlamakta.

 
Toplam blog
: 26
: 527
Kayıt tarihi
: 11.12.08
 
 

1970 yılında Boyabat'ta doğdu. İlköğretim ve ortaöğretimi aynı yerde okudu. Yüksek öğrenimi İstan..