- Kategori
- Gündelik Yaşam
Aramızda kalsın, ben de korkuyorum..
Yaşadığı kitabın son sayfasını kapatıp yeni bir kitapta yeni bir yaşama başlamak zorunda kalan sevdiğimiz bir dostu uğurladık bugün… Korkuyordu… Büyük süslü kelimelerle onu güçlendirmeye ve korkmaması gerektiğine inandırmak için adeta birbirimizle yarıştık hepimiz..
Bir ara yalnız kaldık..Korkuyorum dedi..Çok korkuyorum ama denemeliyim… Özgürlüğün bedeli adına, inandığım ne varsa anlattım ve gözlerinin içine bakıp ‘’korkma ‘’ dedim.. Başaracaksın.. Hem biz de buradayız. Bir anlık düşünce kadara yakınız sana...Korkma… Her şey iyi olacak diyemem, mutluluk denizi masalları da anlatamam sana..Bu senin kitabın ve senin masalın çünkü...Nasıl istersen öyle gerçekleşecek, kaderin izin verdiği kadarıyla… Sadece şuna söz verebilirim, yaşadığım sürece tabii..’’Buradayım’’..Her zaman.. Bunu unutma…Korkma...Hadi, uzat elini yeni hayatına…
Senin gibi korkusuz ve güçlü olmak isterdim dedi..Sarıldık…
Birbirimizin gözlerinin içine baktık..Gülümsedik..Birbirini uzun yıllar gerçekten tanıyan insanların o gülümsemelerinde çok şey saklıdır.aslında ve sadece onlar bilir o gülümsemenin anlamını…
Akşam kendimle yalnız kaldığımda düşününce; Aslında ne kadar kolaydı birilerini uyandırmak hayatın içinde güçlü olmaları için onları yüreklendirmeye çalışmak ve bütün bunlar için süslü kelimelerden oluşan böyle uzun cümleler kurmak, paragraflar yazmak ..
Başkasını kendi gerçeğine yüreklendirmek ,yıllardır güçlü ama şimdi yorgun olan kendi yüreğini yeniden yaşama döndürmekten daha kolay geliyordu insana Yani sorunlara ışık tut ve kendi sorunlarını unut .Yani bir başkasını hayata dair olması için hayatın içine it, sen mızıkla ve dışında kal ve uzaktan seyredip böyle ahkam kesen ama çoğu zamanda birilerinin işine yarayan uzun dip notları yaz..Kendi uyanış dip notunuysa yüzyıllar sonraki hiç gelmeyecek bir başka bahara ertelerken aptalca umut et; birileri de benim için böyle uyanış dip notları yazar mı diye? Üstelik bu hayat karesinde yazıcının sen olduğunu unutarak..
Korkuyorum İzmir’li diyordu giderken.. ‘’Büyümekten korkuyorum..’’ Ne yapacağını bilmeyen sağanak yağmurda sığındığı bütün evlerden kovulan, şaşkın bir kedi yavrusu gibi, kendini güvende hissettiği sıkıca tuttuğu bildik tanıdık elleri bırakmak istemiyordu...Korkuyorum diyordu büyümekten çok korkuyorum.. Oysa bilmiyordu ki; karşısında dimdik duran ve ona güç veren bu kadın da çok korkuyor...Sadece korkularımız farklı...
Yalnız olmadığını iyice anlaması için ona uzun bir dip not yazmaya karar verdim..Belki de bu not sadece ona değil; hepimize, en çok da kendime…
Henüz uyumadın biliyorum…Böyle anlarda insan birilerinin aramasını yanında olmasını ister. Buradayım ve bir anlık kadar yakınız demiştim sana..İşte Buradayım..Korkuyorsun biliyorum..Şimdi yazacaklarım korkularını biraz da olsa hafifletirmi bilemem ama kendini her yalnız hissettiğinde ve korktuğunda; yalnız olmadığını hatırlamanı sağlayacak her daim sana…
Hayatının yeni karesinde ve uzakta çok korktuğunu biliyorum..Hani dedin ya giderken; Senin gibi korkusuz ve güçlü olmak isterdim diye..Ama bilmiyorsun..
Kimselere söyleme sakın aramızda kalsın çünkü inanmazlar..Ben de korkuyorum ama senin gibi hayatın yeni karelerinde büyümekten değil, içimdeki çocuğun beni terk etmesinden çok ama çok korkuyorum. Şimdilerde o bana hiç olmadığı kadar kırgın, onu koruyamadığım için küskün, hayatı tanıma adına hayatın içinde; benim yüzümden oradan oraya savrulup sürekli yara bere aldığı için bana kızgın..Hem de bütün yaşamında hiç olmadığı kadar bana kızgın..Onsuz nefes alamayacağımı bildiği için beni terkedemiyor ama; kalmaya devam ederse de benimle birlikte öleceğini de biliyor. Kurtarmak istediği ben miyim kendisimi bilmiyorum. Uzun bir süredir onunla konuşamıyoruz daha doğrusu bildiğim şeyleri duymaktan korktuğum için konuşmaktan hep ben kaçıyorum.. Biliyorum bana yardım etmekten çok yorgun, sürekli beni ayakta tutmaya çalışmaktan ve bu süreçte benim ona yardım etmememden çok kızgın..Bazen gözgöze geliyoruz ..Gözbebeklerinde bile bana uzanan yardım elini görüyorum.. Benden elimi uzatıp, eskiden olduğu gibi sımsıkı onun elini tutmamı isteyen, yeniden onunla birlikte yaşamın içinde yürümem için yalvaran bakışlarını görüyorum. Bazen, eskiden sahip olduğum kararlılıkla tamam diyorum bende.. Yeniden birlikte güçlenmek istediğimi hissediyorum ama bir türlü elimi uzatamıyorum..Çok yorgunum..Tıpkı onun gibi kırgınım ve kızgınım.Hayata ve insanlara kırgın, böylesine yaşamdan vazgeçtiğim için ise kendime kızgın..İçimdeki çocuğa yardım etmek ve uzun bir süredir ördüğüm kozanın içinden çıkmak için neyi bekliyorum bende bilmiyorum Kozadan çıkıp uçmaktan mı? Yoksa uçarken yara almaktan mı korkuyorum gerçekten bilmiyorum ..Ama emin olduğum bir şey var ki; Kozada kalırsam ve ona yardım etmemekte böyle inat edersem içimdeki çocuğun beni terketmesine çok az bir zaman kaldı. Ve biliyorum ki; ne ben onsuz ne de o bensiz hayatın bir yerlerine tek başımıza asla tutunamayız..Bütün bunları bilmesine biliyorum da, yaralarım bu kadar tazeyken, elimi uzatıp sıkıca ellerinden tutacak gücü bir türlü kendimde bulamıyorum ..Çok yorgunum...Üstelik kırgın ve kızgın...Kısaca ben senin gibi büyümekten korkmuyorum. Ama büyürken hayattan vazgeçişlerimde içimdeki çocuğun yorulup, bu aralar beni terketmesinden çok ama çok korkuyorum..Bil istedim…
Kimselere söyleme aramızda kalsın Çünkü inanmazlar....
’’Ben de korkuyorum.’’…Hem de çok ..
Ama vazgeçmiyorum…….
Vazgeçmiycem..
Sen de vazgeçme..
Haa unutma …
BURDAYIM……..