Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Arap Milliyetçiliği, İsrail ve İran

Arap Milliyetçiliği, İsrail ve İran
 

Son zamanlarda halk nezdinde başlayan ve nihai olarak Mısır’da Mübarek’in “Bırakacağım” çıkışına sebebiyet veren Arap Hareketleri’nin bölge de yeni bir Arap Milliyetçiliği’ne yol açacağından evvel ki yazımda bahsetmiştim. 

Bu milliyetçiliğin bir benzerinin de Abdul Cemal Nasır ile 1960’larda başladığını ve İsrail’e karşı bir cepheleşme hareketine dönüştüğünü biliyoruz. 

Bunun neticesi olarak 1967 ve 1973 Savaşlarını doğuran bu milliyetçilik hareketi 1978 Camp David Anlaşması’yla Enver Sedat Yönetimi’nde ki Mısır’ın İsrail ile barışı karşılığında buzdolabına kaldırılmıştı. 

Fakat anlaşılıyor ki artık Halklar nezdinde oluşan hareketler neticesinde bu akım tekrar buzdolabından çıkarılıp Ortadoğu sofrasına bir menü olarak sunulacak. 

Peki, bu kime yarar? 

Belki de sual edilmesi gereken en mühim soru bu? 

İsrail’e karşı bölge de en sert tavrı gösteren ve bu ülke ile en sert güç mücadelesine kim giriyorsa ona. 

Yani, İran’a. 

1960’larda yükselen Arap Milliyetçiliği akımı ile şu anda yükselmeye başlayan milliyetçilik arasında büyük bir fark var. 

O dönemde İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin sadık müttefiki olan ve bu milliyetçiliğe karşı olan bir İran vardı. 

Oysa her şey 11 Şubat 1979’da radikal bir şekilde değişti. 

Şimdi o tarihten itibaren Amerika Birleşik Devletleri’ni şeytan ve onun sadık müttefiki İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğine inanan bir İran var. 

İsrail’e karşı Arap Milliyetçiliği’nin de tesiriyle birçok Arap Ülkesi’nin birlikte oluşturacağı cepheden, hepimizin malumu ki bu ülkenin haritadan silinmesini sürekli bir şekilde dillendiren İran memnun kalacaktır. 

Bunun iki sebebi var: 

1)İsrail’e karşı birleşip mücadele edecek Mısır’ın bu sırada bölgede ki “Abi” misyonu zaafa uğrayabilecektir. Bunun neticesi ise Mısır’ın bölgesel gücünün de beraberinde zaafa uğramasıdır. Çünkü Mısır Sünni Dünyası’nda gücü ve söz sahibi olan bir ülkedir. 

2)Böyle bir çatışmanın İsrail’i yıpratacağını düşünürsek bu durum İran’ın hem güç mücadelesi içinde olduğu Sünni Dünya’ya hem de yok edilmesi gerektiğine inandığı İsrail’e karşı elinin güçlenmesine sebebiyet verecektir. 

İsrail’in Mısır’da ki hadiselerden duyduğu endişe de bu bakımdan daha büyük bir anlam kazanıyor. 

(Ne tesadüf ki 2008’de Amerika’da yayınlanan bir istihbarat raporunda İran ve Türkiye’den bölgede sivrilecek ve güçlenecek iki ülke olarak bahsedilmişti.) 

Ayrıca bölgede Amerika’nın etkinliğini kırmak isteyen Çin’in de bu bakımdan hadiselere sessizce destek vermesi ihtimali unutulmamalıdır. (Çin’in Nükleer Konularda İran’a verdiği desteği bu açıdan örnek vermek mümkün) 

(Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e yönelik son dönemde kullandığı sert üslubun Arap Halkları’nın sessiz yönetimlerine gösterdiği sert tepki ve bu itibarla yükselen milliyetçiliğinde büyük payı olduğu yadsınamaz bir gerçektir.) 

Netice İtibariyle; bahsettiğimiz bütün bu gelişmelerin Arap Ulusu’nda yükselen milliyetçilik değirmenine su taşıyacağı ve bundan tek karlı çıkacak ülkenin de Mısır’da ki halk hareketine destek veren İran’dan başkasının olmayacağını bize göstermekte. 

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..