- Kategori
- Gündelik Yaşam
Arası...
Bütün bebekler aç doğardı. Açgözlülükle saldırdık memelere...
***
Doydukça saldırdık, insana dairdi anlatılan tüüm hikayeler
birisi devrimci birisi radikal, islamcı biri, diğeri ulusal... hepsinden ötesi,
ne olduğuyla ilgilenmeyen
doğan güneş ve batan güneş arası
yaşamlarının toplamı iki söz arası.
İKİ SÖZ ARASI DEDİYSEM;
NE VE KİN ARASI.
Bir öğle arası atıştırıverdiğimiz ekmek içi istavrit arası...
Sakin yaşamamız istenirken, sesimizi kolay kolay çıkarmamışken,
bir öğle arası, ekmek arası
istavritten fazla olmamışki ömür... yaşam... bu kadar öç, bukadar savaş, sevgiye ne kadar aç..
Bulduğumuz her sevgi aslında bizim şüphelerimizdi
Şüpheydi bizim için hayat.
İlk şüpheyi sevgimize duyardık, zavallıydık
fakat,
Düşmanlıklarımızda şüphe yoktu da
nefretimizi sorgulardık, aynı kattan bakardık
Elimizdeyken
kızıl bir at,
kaçmışsa yuları
sütçü beygiriydi öfke...
sonrası
sonrasındaysa sütçü beygiri, af diler kaybedense.
Bahanelerimiz çoktur; yaş ileri,
bilmem çocuk bilmem hayat bilmem karım bekler,
bilmem patron kızacak,
bilmem yarın ne olacak?
Ne olacaksa olacak
kararlar yine alınacak
biraz içinde, biraz dışında
kalacağız; ömrümüz ne kadar kalacak..
***
not: sayın şair nilgün akad hanımefendiden;
Siz penceresiz çadırlardaki çocuklar
Kış buğulu camların mevsimidir
Bilmez misiniz?
Gözlerinizdeki o hüzün
O dalgınlık
Kar beyazlığı mı yüzünüze vuran
Bir yürek üşümesi mi yoksa
Duyuramadınız?