Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Arızalı haller

Arızalı haller
 

Evde her koltukta bir çanta var. Akşamları eve gidince aralarında kendime yer açıp oturuyorum. Büyük çanta severim. Değişiklik yaparken salonda kalıyorlar. Onları birey ilan ettim, mekanı kalabalık gösteriyor. Kalabalıktan sıkılınca kaldırıyorum, ev de bu arada toparlanmış oluyor.

***

Ton balıklı roka salatasına kafayı taktım. İçine maydanoz, yeşillik, mısır, kuru domates ne varsa koy hala hafifliğini koruyor. Detoks modasına uydum akşamları her şeyden otlanarak arınıyorum.

Rüzgârlı havalarda ağırlığa ihtiyacım olduğu zaman da makarnanın bilumum çeşidine yükleniyorum.

***

DMC Sevgililer Günü’ne özel bir albüm çıkardı. “Aşkın Son Şarkıları”. Son dönemim en beğenilen slow parçalarından oluşuyor. Ona da taktım. Tuğba Özerk, “Acı Hatıralar” adlı parçasında şöyle diyor.

Sıkıldım bu sefer hakikaten
Büsbütün dağıttım kendimi
Ben bu saatten sonra
Hizaya gelsem ne olur

Magazinsel bir cevap vereyim. Kendisini tanımam etmem ama tamamen katılıyorum. Hizaya gelememek konusunda yakın hissettim, o nedenle sürekli dinliyorum. Hem fikir olduğumu telepati ile bildiriyorum. Kısa zamanda cd bozulur. Bozulsun. Yenisini alırım, DMC’ye kıyak olur.

***

Sevdiğim adama kızdım, telefonda ağzıma geleni söyledim. Haklıyım, O da biliyor. O yüzden gurur yaptım özür dilemiyorum. Küserse küssün derken şarkının B bölümü devreye giriyor…

Aklıma gelenleri söylemem lazım
Lafımın arkasında durup dönmemem lazım
Eğilmeden kırılmadan dimdik ayakta
Hatta belki bu şehri terk etmem lazım

Kim bu Tuğba yahu? Bela gibi, sürekli durumu provoke edip, gaz veriyor. Tutun beni gitmemem lazım…

***

Televizyonda seyredecek çok az şey var. Genel olarak bu yüzden Fashion TV açık. Dersin yakında çakma modacı olacağım da butik açıyorum. Tasarım kabızlığım tuttu bir de model çalıyorum. Elbette öyle değil. Millet sanat için müze, sergi, konser gezer benim için sanat moda. Renklerin, kumaşların ve aksesuarların bedenlere verdiği kimlikleri bir şaheser olarak görüyorum.

Ayrıca Çarşambaları senaryo harikası “Avrupa Yakası”, Pazarları da doğaçlama harikası “Kolay Gelsin TV”yi tek geçerim. Bir göz atın diye dedim, sevmiyorsanız yorum eklemeyin.

***

Alışveriş, fal, arkadaşlarımla görüşme, kitap okuma, Nişantaşı’nda fink atma, evde birilerini ağırlama, dedikodu yapma, kuaför, tatil zamanım hepsi bir arada geldi. Geldikleri gibi giderler. Davetsiz misafir sevmem.

***

Çok uzun zamandır işimi sevmediğime karar verdim. Karar vereli uzun zaman olduğuna da ayrıca karar verdim. Koca şirkette misafir sanatçı gibiyim. Üretmem gerek, burada üretim durdu. Rahat mı batar? Rahat bu hiç çaktırmaz batar insana. Henüz çözüm bulamadım. Bulacağım inşallah. Üretim potansiyelimi şimdilik blog için kullanıyorum.

***

Çok ürettiğim de söylenemez hava olsun diye yazdım. Yazmak konusunda da durdum. Söyleyeceklerim mi bitti diye endişe ediyorum.

Henüz söyleyeceklerim bitmedi aslında ama tüm yazılarımın bir matematiği var, dolayısı ile punto hesabına göre yazı bitti.

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..