- Kategori
- Güncel
Arsenikli su kavgası

Küreselısınma, ozon tabakası delinmesi ve kuraklık derken su kaynaklarının azalması sonucu, hatta yok olmaya yönelmesi “su kavgasını” gündeme getirmiştir.
Özellikle İzmir’de halkın kullandığısuların, bilimsel verilere ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine göre arsenikoranlarının yüksek olduğu, kullanılması halinde ise halkın sağlığının tehlikeyedüşeceği ortaya çıkmıştır.
Bu olayın ortaya çıkması ve gündeme oturması ise birden bire olmuştur. Zira dahaaltı ay öncesine kadar halkın kullandığı şebeke sularında arsenik olup olmadığıkimsenin aklına gelmemiş, hiçbir yetkili de bu konularla ilgili en ufak biraçıklama yapmamıştır.
Son birkaç yıldır küresel ısınma vekuraklığa bağlı olarak yer altı ve yer üstü sularımızda azımsanmayacakoranlarda azalmalar olduğu, kentlere su veren barajlarda ise “dolulukoranlarının” çok düşük seviyelerde kaldığı açıkça görülebiliyordu.
Ege’nin incisi İzmir’de bu kuraklıktannasibini almış, yer altı ve yer üstü sularının çekilmeye başlamasıyla da “tehlikegeliyorum” demişti.
İşte tamda böyle krıtık günlerde birdenbire AKP’nin Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek sazı eline alarak İzmir’in şebeke suyuyla ilgili iddialarını ortaya atıyor.
Sayın Başkan İzmir’le ilgili yaptırdığıtahlil sonuçlarını ortaya koyarak “İzmir’in suyunda tehlikeli boyutlardaarsenik olduğunu, CHP belediye başkanının bu hususu gizleyerek halkınsağlığıyla oynadığını” ısrarla söylemiş, böylece de “arsenikli su kavgaları”başlamış oldu.
Melih Gökçek “İzmir’deki içme suyundaaşırı miktarda arsenik olduğunu” iddia ederek, yerel yöneticilerin de bu durumuİzmir halkından gizlediğini söylüyordu.
Melih Gökçek’e Sağlık Bakanlığından destek geldi:
“ İzmir’in içme suyunda yüksek derecedearsenik bulunduğunu, belediyenin ise halkın sağlığıyla oynadığını, sularınkesinlikle içilmemesi gerektiğini” açıklıyordu.Bütün bu açıklamalar yapılırken, çeşitli tahlil raporları ise havada uçuşurken, İzmir’i yönetenler ise sessiz kalmayı ve susmayı tercih ediyorlardı.
Nihayet İzmir’in yerel yöneticileri, özelliklede İzsu daha fazla sessiz kalmanın bir anlamı kalmadığını görerek “İzmir’de ki şebeke sularında yüksek orandaarsenik olduğunu halkın bu suyukullanmaması gerektiğini kabul ederek” açıklama yaptılar.
Yaklaşık iki aydır İzmir halkıçeşmelerden akan suyu kullanmamaktadır.
Bilimsel verilere göre 1 litre suda, 10 mikrogramıaşan arsenikli suyun uzun sure kullanılması halinde çilt, akciğer, tiroitkanserine neden olabileceği söylenmektedir.
İzmir’de ki arsenikli şebeke suyuşimdilik halkımız tarafından kullanılmamakta, sorunda ertelenmiş görünmektedir.Ancak ne Sağlık Bakanlığı, nede yerel yöneticiler bu sorunun nasılçözüleceğini, ne zaman ortadan kalkacağını ise açıklayamamaktadır.
Bilim adamları Türkiye’nin özellikledeEge bölgesinin arsenik bakımından çok zengin olduğunu, bu bölgelerdeki yer altısularının durumunun ise henüz açıklığa kavuşturulamadığını söylemektedirler.
Yine özellikle Ege Bölgesinde şehirşebeke suları dışında, bir çok yerleşim biriminde kuyu suları toplum tarafındankullanılmakta, bu sularla ilgili arsenik oranları bilinmemektedir. Büyükçoğunluğunun kuraklık nedeniyle su oranları düşmüş, arsenik oranları da artmışgözükmesine rağmen, halen bu sular halkımız tarafından bağ, bahçe ve evlerdekullanılmaya devam etmektedir.
Görüldüğü gibi Ankara ile başlayıp, İzmir’le devam eden “arsenikli su” kavgası bütün şiddetiyle hız kesmeden olumluve yapıcı sonuçlara ve icraatlara gidilmeden devam ede gelmektedir.
Hükümet ve Sağlık Bakanlığı yetkilileriyaptıkları açıklamalarda Türkiye’de altı ilde daha içme sularında arsenikoranlarının yüksek olduğunu ve halkın bu suları içmemesi gerektiğinisöylemektedir.
Resmi ağızlardan yapılan bu açıklamalarise halkımızı daha büyük bir tedirginliğe ve paniğe sevk etmektedir.
Şimdilerde ülkemizin herhangi birkentindeki vatandaşımız suyunu içerken:
—Acaba benim suyumda da arsenik varmıdır, varsa oranları nedir? Sorularına cevap aramaktadır.
Tamda bu olaylar karşısında insanınsorması gerekiyor; AKP ve kurmayları “yerel seçimlerde mutlaka İzmir’iistiyorum” talepleri doğrultusunda bu talebi yerine getirmek için Ankara’lıMelih Gökçek’i de destek alarak İzmir’i arsenikli suyla mı vurmayı hedefliyor?
Başkentin belediye başkanının işinigücünü bırakıp İzmir’in arsenikli suyuyla uğraşması;
İzmir Büyük Şehir belediye başkanının, İzmire yeni su kaynakları temini ile ilgili muhtelif talep ve yazılarının DSİ veÇevre bakanlığınca savsaklanması, İktidarın CHP li belediyeyi zor durumdabırakması, oy hesapları yüzünden aslında İzmir halkını cezalandırma anlamınagelmiyor mu?
Bir zamanlar İzmir ve İzmir halkı için“Gâvur İzmir” tabirini ağzından kaçırıverenlerin yerel seçimlerin yaklaştığı şugünlerde “gâvur İzmir’i mutlaka alın” talimatı mı aldılar da İzmir için hayatiönem taşıyan “yeni su kaynakları kazandırma projeleri” geciktirilmektedir. AKPyaklaşan yerel seçimlerde oy hedefi ve silahı “İzmir halkının suyuyla oynayarak”vurmak mı vardır.
Tüm bu soruların cevabını yerelseçimlerde İzmir halkı olarak hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Şayet iktidar insafa gelir İzmirlininsu problemini çözerse de onları takdir etmek ve kutlamak gerekecektir.
İzmir’de günlerdir yaşanan arsenikli sukavgasında CHP belediye başkanının ve yönetiminin hiç mi suçu kusuru yoktur?
Ortada apaçık duran bir gerçek vardır.AKP ne pahasına olursa olsun yerel seçimlerde İzmir’i istiyor. Bu talepteiktidarda olan bir siyasi partinin hedefi olabilir. AKP elindeki bütün güçlerinive silahlarını bu anlamda kullanmaya da kararlı gözüküyor.
AKP akıl almaz bir şekilde bakanlarını, bürokratlarını devreye sokuyor. Yetmiyor, Sayın Melih Gökçek’i de bizzat“arsenikli su” tartışmalarının içersine çekiyor.
İzmir’in CHP li sayın belediye başkanıise bu arada ne yapıyor; İzmir halkına gerçekleri açıkça söylememesi, arseniklisuyu uzun süre haktan gizleyerek İzmir halkının sağlığıyla oynanmasına enhafifinden “göz yummuş olması” büyük bir hatadır.
Sayın başkan yerel yöneticilerle veüniversitelerdeki bilim adamlarıyla iş birliği yaparak İzmir’in içme suyununbilimsel verilerine göre halkı yönlendirebilir, gerekli tedbirleri zamangeçirmeden alabilirdi.Böylece İzmir halkının güvenini kazanabilirdi.
Ancak beceremediler. Kimse Melih Gökçek’e kızmasın, ”hariçten gazel okuyor” demesin. Melih Gökçek ne zaman ortayaçıkıp:
—Benimle uğraşacağınıza İzmir’insuyuna, arseniğine bakın açıklaması sonucu İzmir’de su kavgası “su yüzüne”çıkmıştır.
Tüm bu kavgaların ortasında ise mağdurolan ve zarar gören İzmir halkı olmuştur.
Zor ekonomik koşullar altında ezilenyoksul İzmir halkı içeceği bir yudum suya da para ve kaynak ayırmak zorundabırakılmıştır.
İzmir halkı bilerek ya da bilmeyerek“arsenikli suya” teslim edilmiştir. Öyle görünüyor ki bu teslimiyet yerelseçimlere kadar ve “gâvur İzmir”birilerinin istediği şekilde “… İzmir” olana kadar devam edecek.
Ancak bu güne kadar hiç çizgisindensapmayan İzmir halkı öyle kolay pabuç bırakmaz, belki CHP de bu beceriksizliğindendolayı cezalandırılır, yerel seçimlerde yetki almayabilir.
AKP ise fazla heveslenmesin, İzmir halkı onların hevesini de kursaklarında bırakmayı bir şekilde becerir.
Bilinen ve gerçek olan ise; İzmirhalkının asla oyunlara gelmeyeceği, sonuç nereye varırsa varsın, İzmir’in HasanTahsin’lerin, Efelerin İzmir’i olduğunu, yani “TÜRK İZMİR” olduğunu aslaunutmayacağıdır.
Sonsuzluk ( Osman Özeker)