Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '09

 
Kategori
Öykü
 

Artık farketmez-12.Bölüm

Artık farketmez-12.Bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


“Öyle gözüküyor.”

Gülümsedi belli belirsiz Nisan.

“Ağabeyimde beni kandırmaya çalışıyordu yol arkadaşı olayım ona diye.” der demez cümlesinin havaya gittiğini anladı Emel.

“Nisan iyi misin canım?”

“Ben… Özür dilerim.” derken gözlerini kurulamaya çalıştı Nisan.

“Sinirlerim çok bozuk. Hayatım allak bullak oldu. Oysa uzun zamandır düzelmesi için mücadele vermiştim. Şimdi geriye dönüp bakıyorum da… Elimde koca bir sıfır var.”

Üzüntüyle baktı Kenan kıza. İçi acıdı haline.

“Bu günlerde geçecek Nisan ama böyle kendini bırakıverirsen olmaz. Kendin için, kızın için ayakta dimdik durmak zortundasın. Hem anlattığın kadarıyla sen elinden geleni yapmışsın.”

Burnunu çekerek nemli gözlerle baktı sevecen bakışlı adama. Söylediklerini tastik eder gibi baktı gözlerine ve başını salladı usulca.

“Şimdi gülümse Nisan, lütfen.”

Gülümsemeye çalıştı Nisan.

“İstersen bir sakinleştirici önerebilirim sana.”

“İlaç kullanmak istemiyorum Kenan.”

“Anladım. Ben sadece…” diyerek duraladı Kenan böyle ir şey söylediğine pişman olmuştu ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere.

Ayağa kalktı Nisan. Çantasını aldı.

“Eve gidip eşyalarımızı hazırlamam gerek. Sonra Fulya’yı alacağım.”

“Canım. Ben alabilirim Fulya’yı. Bize götürürüm. Sen de rahat rahat hazırlanırsın.”

“Gerçekten mi Emel? Senin için zor olmaz mı?”

“Yok canım. Biz Fulya ile iyi anlaşıyoruz. Hem karnını falan da doyururum. Sen şimdi bir de yemek işi ile uğraşamazsın.”

“Haklısın aslında.”

“ Hem Fecri evdeyse… Olası bir tatsızlığa tanıklık etmemiş olur.”

“Tamam. Oldu. Çok teşekkür ederim Emel. Hazırlanayım ben… Terminale gitmeden önce gelip alırım Fulya’yı.”

“Ben getiririm Nisan. Zaten aynı otobüste olacağız.” dedi Kenan kendini tutamayarak.

“Tabii… Biz getiririz. “diye destekledi Emel abisinin cümlesini.

Minnet dolu gözlerle baktı Nisan. Boğazında kocaman bir düğüm hissetti.

“Çok teşekkür ederim.” diyerek çıktı odadan.

……………………………

Küp gibi içmişti Fecri. Ayağa kalkmak isterken sendeledi ve olduğu yere gersin geriye oturdu. Başı dönüyor, gözleri her şeyi çift görüyordu. Uzandı bankın üzerine.

………………

Fecri’nin evde olmaması ona rahat bir nefes aldırmıştı. Bu saate evde değilse zaten gecenin bir vakti gelirdi eve.

“Rahat rahat toplarım eşyaları. “diye düşündü Nisan. Olduğu yerde kalakaldı öyle. Adım atmak ne kadar zordu. Kendi evinde bir yabancı gibi hissediyordu kendini artık. Farklı bir gözle görüyordu şimdi her şeyi. Evini, duvarlarını, eşyalarını. Salonun köşesindeki kanepeye baktı öyle. Fecri’nin genellikle sızıp kaldığı koltuk. Gözleri her köşede dolaştı ayrı ayrı. Bir daha belki de hiç görmeyecekti yıllarının gömülü olduğu bu evi. Sanki içinden bir çığlık yükseldi. Kulakları uğuldadı. Başı hafifçe döndü. Silkelendi ve hızlı adımlarla yatak odasına geçti. Durdu kapının önünde. Yatağına... Daha birkaç gün önce zorla birlikte olmaya zorladığı o geceyi anımsadı. Gözlerinden yaşlar boşandı.

“Keşke Kenan’ı dinleyip bir sakinleştirici alsaydım.” diye mırıldandı kendi kendine. İlerledi, pencereyi açtı. Odaya dolacak temiz hava kendine getirirdi onu belki. Derin derin soluk aldı pencerenin önünde.

“Boşa harcayacak tek dakikam bile yok. Bir an önce topralanmalıyım. Fecri ‘yi görmek istemiyorum. “diye geçirdi aklından ve aynı hızla dolabı açtı. Valizleri çıkardı.

………………………

“Hadi bir tanem yemeğini bitir bakalım.”

“Canım istemiyor Emel Abla.”

“Olmaz ama yemen lazım. Annen seni aç bıraktığımı duyarsa bana çok kızar.”

“Annem ne zaman gelecek?”

Emel ile Kenan göz göze geldi.

“Annen gelmeyecek prenses.” dedi Kenan kardeşine göz kırparak.

“Ya hani senin prensesin bendim abi. Fulya’yı görünce pabucum dama mı atıldı?”

“Kıskandı görüyor musun prenses.” diyerek küçük kızın saçını okşadı sevgiyle. Kıkırdamaya başladı Fulya. Geldiğinden beri ilk defa yüzü gülmüştü. Kenan’ın da yüzü aydınlandı bu gülüşle.

“Ne yapalım Emel yeni prensesim Fulya.”

“Bir şey demedim Abi.”

Fulya ile bakışıp gülüştü küçük kız. Aralarındaki iş birliği ikisininde hoşuna gitmişti.

“Peki annem… Neden gelmeyecek?”

“Biz gideceğiz Prenses annene ama önce yemeğini bitirmen lazım. Anlaştık mı?”

Başını salladı Fulya.

Çatalındaki köfteden ısırdı.

……………………………

Bu saat oldu Fecri gelmemişti eve. Aramamıştı da.

“Böylesi daha iyi. “diye düşündü Nisan bir yanının gelmesini istediği fikrinin üzerini örtmeye çalışıyordu kendi kendine. Aceleyle çekmeceyi açtı. Bir kâğıt ve bir kalem çıkardı ve bir veda mektubu yazdı kocasına. Bıraktı masanın üzerine.

Zaman daralıyordu yavaş yavaş.

Son bir kez baktı Nisan evine. Taksi istedi telefonla…

“Nerdesin Fecri, nerdesin? Feneri yine nerede söndürüyorsun ya da nerede sızıp kaldın? “diye mırıldandı.

Valizleri aldı. Çekti kapıyı…

………………………

Çoktan gemişti Emel, Kenan, Fulya üçlüsü terminale. Bekliyorlardı arabanın içinde.

Taksi durdu. Nisan indi içinden.

“Annem… Annem geldi.” demesiyle küçük kızın gözler o yöne çevrildi.

“Sen otur prenses ben annene yardım edeyim. “diyerek indi Kenan arabadan.

Nisan, şöforle birlikte bagaja yönelmişti.

“Merhaba”

“Kenan, geldiniz demek. Ben de erken geldiğimi düşünüyordum. Fulya nerede? ”

“ Arabada Emel Ablasıyla.” diyerek arabayı işaret etti eliyle.

Gülümsedi Nisan.

“Yardım edeyim.” diyerek valizleri kavradı Kenan.

“Teşekkür ederim. Beşinci perondan hareket edecekti sanırım otobüs.”

“Evet, beşinci peron.”

“Anne… Anneciğim.”diyerek koştu Fulya.

“Canım kızım… “diyerek sarıldı kızına.

“Nereye gidiyoruz anne?

“Mudanya’ya… Dedeni ziyarete…”

“Babam gelmeyecek mi bizimle?”

Yutkundu Nisan doğru cümleleri bulmak için zaman kazanmak ister gibiydi.

“İşleri var canım. Belki… Daha sonra gelir.”

“Ne zaman döneceğiz Ankara’ya. Okulum var benim.”

“Ben görüştüm kreş öğretmeninle. Haberleri var.”

“Hadi bakalım Fulya elimi tut.” dedi Emel arkadaşını soru sağanağından kurtarmak üzere.

Emel de bir elinde abisinin valizi diğer elinde Fulya önünde yürüyen iki kişiyi takip ediyordu.

…………………

Valizleri bagaja verirken Kenan, arkadaşını sakinleştirecek cümleleri bulmaya çalışıyordu Emel.

“Her şey güzel olacak bir tanem. Sen dinlen, kafanı topla biraz. Sakinleş. Son günlerde yaşadıkların çok yordu seni. Hem siz yokken Fecri de anlayacaktır gerçeği ve eminim doktora gitmeyi kabul edecektir. “

“İnşallah Emel… İnşallah dediğin gibi olur. Bunca yıldan sonra ben de düzenimin bozulmasını istemem. Fulya’nın babasız büyümesini sonra… Neden her şey bu kadar zor olmak zorunda “derken gözleri ıslandı Nisan’ın.

“Aaaa. Yapma ama Fulya geliyor. Zaten çok hassas. Üzme onu da.”

..............................

“Evet… Bagajlar tamam. “ dedi Kenan gülümseyerek.

“Prenses de yardım etti bana annesi.”

“Güzel kızım…” diyerek saçını okşadı kızının.

“Emel. Canım arkadaşım. Her şey için çok teşekkür ederim.”diyerek sarıldı arkadaşına.

“Sanki bir daha görüşmeyecekmişiz gibi… İlahi Nisan. Dediklerimi unutma her şey düzelecek…” diyerek abisine döndü..

“Ağabeycim… “diyerek sarıldı.

“Arkadaşım sana emanet. Ona dikkat et.”

“Merak etme Emel…”

Emel aşağıdan, diğerleri yukarıdan el salladı birbirine.

………………

Otobüs ilerliyordu gecenin karanlığında. İki saatir yoldalardı. Fulya başını annesinin göğsüne yaslamış uyuyordu.

“Eve geldin mi Fecri… Yokluğumuzu fark ettin mi? Merak ettin mi bizi? Gördün mü masanın üzerindeki notu? diye düşünceler arasında gezinirken Nisan, gözyaşları yanağından süzülüyordu.

“Zavallı Nisan… Ne kadar çok acı çekiyor” diye düşündü gözlerini bir an olsun ondan ayırmayarak Kenan.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..