Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '07

 
Kategori
Siyaset
 

Artık iki ayrı Türkiye mi var?

Artık iki ayrı Türkiye mi var?
 

14 Nisan'da başkent Ankara Türkiye tarihinde eşi görülmemiş bir mitinge ev sahipliği yaptı. Yüzbinlerce kişi "Cumhuriyet tehlikede" söylentilerine karşı, bunun doğru olmadığını, cumhuriyetin sahipsiz kalmayacağını, her vatandaşın ay yıldızlı bayrağının altında özgürce demokratik haklarına sahip olarak yaşamak istediğini bütün dünyaya gösterdi.

Globalleşen dünyada, siyaseti ve ekonomiyi kendi çıkarlarına göre yönlendirmek isteyen güçler, hiçbir ülkenin kendi dilediği biçimde yaşamasına izin vermiyor. Bu dolaylı müdahalenin farkedilmemesi için de politikanın kaygan yüzünden yeterince istifade etmekten de geri durulmuyor.

Bu kadarla kalmıyor, maalesef terör odaklarının insan hayatını hiçe sayan insanlık dışı eylemlerinden bile yararlanma yolları seçiliyor.

Türkiye bir anlamda böyle bir kıskacın içinde.

Öte yandan taa yeni dünyadan sınırımıza kadar gelerek komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdit eden, vaadettiği demokratik yaşam biçimiyle Irak halkına eski günlerini bile aratan, bu arada "Büyük Ortadoğu Projesi"yle ileriye dönük daha neler yapacağı da meçhul olan bir Amerika'yla karşı karşıyayız.

NATO çerçevesinde bugüne kadar "müttefik"imiz olduğundan hiç şüphe duymadığımız ABD, içinde bulunduğumuz cağrafyanın özel şartları ve mensup olduğumuz farklı din açısından sanki bize daha farklı gözle bakıyor gibi...

Düne kadar Amerikan emperyalizminin karşısında yer alanlara, Sovyetler'in komünist anlayışına yakın oldukları gerekçesiyle pek ciddiye almayıp itibar etmeyenler, bugün acaba bir yanlış mı yaptık sorusunu kendilerine sorabilmektedirler.

Sovyetler Birliği'nin dağılması sürecinde, Avrupa'nın bazı ülklerinde meydana gelen bölünme ve parçalanma hareketlerinin, şimdi farklı biçimde Türkiye'de de yürürlüğe konması istenir gibi bir durum var ortada... Tehlike belirginleşmeye başlamakla birlikte, karşı kayabilmenin şartlarının neler olduğu konusunda henüz hemfikir değiliz.

Çok ilkel, ama bir o kadar da sağlam ve doğru olan bir şey varsa, bu da düşmana karşı tek bir yumruk halinde hareket edebilmektir. Birlik ve beraberlik çağrılarının altında yatan gerçek budur. Ancak bütün manevi değerlerimiz gibi bu konu da o kadar sakız gibi çiğnenip eskitildi ki, artık bu iki kelime hamasetten başka bir şey anlatmıyor bizlere...

Ankara'daki miting, aslında bizi bir araya getiren özelliğiyle, geleceğe yönelik umutlarımızı güçlendiren, demokrasiyi özümsememize yardımcı olan ve her ne olursa olsun, milli birliğimiz ve beraberliğimize zarar vermeden, demokratik hak ve özgürlüklere sahip bir ülkenin insanları olarak cumhuriyet idaresi altında elele hep birlikte yaşama azim ve kararımızı ortaya koyan bir gerçek olarak algılanmalıydı.

Yasal olarak milli iradenin temsil edildiği meclis, seçimle oluşturulmakta ve halkın verdiği oyların sayısına göre şekillenmektedir. Lehte veya aleyhte herhangi bir görüşünü dile getiren halkın miting meydanlarındaki kalabalığı, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarını hiç yokmuş saymayı gerektirmediği gibi, palamento üstüne çıkacak bir sonuç da meydana getiremez.

Bunu böyle algılamak, içeride demokrasinin uygulanmasını güçleştirmek, farklı görüşlü insanlar arasındaki ortak noktaları yok etmek, dolayısıyla demokrasinin ve cumhuriyetin faziletlerinden milleti yoksun bırakmak gibi olumsuz bir anlam taşır.

Eğer, bu tür gösterilere, "zaten amaç da buydu" gibi bir anlam yüklenirse, o zaman işte karşımıza dış Basın'da yer alan değerlendirmeler çıkar. NewYork Times'da Ankara mitingiyle ilgili yapılan yorum, olayı herhalde hiçbirimizin arzu etmediği, istemediği, düşünmediği, aklının ucundan bile geçirmediği bir mecraya oturtmuştur: "Artık iki ayrı Türkiye var."

Gerçekten böyle midir? Artık iki ayrı Türkiye mi vardır? Bunu kabullenebilir miyiz?

Irak gibi bir ülkeyi, topla tüfekle, füzeyle, hergün yaşanılan facialarla bölmeye çalışıp dört yıldır bir türlü beceremeyenlere karşı biz kendi ellerimizle ülkemizi ikiye bölüp hiçbir tavır göstermeden altın kâsede sunmaya mı düşünüyoruz?

Milli mücadelede Atatürk'ün, elinde avucunda hiçbir şeyi kalmayan, sadece imanı ve vatan sevgisiyle kendisinden kat kat üstün düşman kuvvetlerine karşı koyarak, bağımsızlığını ve istiklalini kazandırdığı bu ülkenin hiçbir ferdi böyle bir ikiliği asla düşünemez ve kabullenemez.

Ben Ankara'daki mitingin birliğimizi ortaya koymak için yapıldığını düşünüyorum. Ben Ankara'daki mitingin cumhuriyete sahip çıkıldığını göstermek için yapıldığı düşünüyorum. Ben Ankara'daki mitingin, Türkiye'deki demokratikleşmeyi gözler önüne sermek için yapıldığını düşünüyorum. Ben Ankara'daki mitingin tek bir Türkiye olduğunu, hem de tek bir yumruk halinde kenetlendiğini göstermek için yapıldığını düşünüyorum. Bu yumruğun ilk muhatabı da "artık iki ayrı Türkiye var" diyenler olacaktır diye umuyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..