Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '11

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Aşamadıklarım, takıldıklarım... Takıntılarım

Aşamadıklarım, takıldıklarım... Takıntılarım
 

www.mailce.com


Daha az insanla yaşamama neden olan bazı takıntılarım oluştu. 

Eski hevesimi kendimde göremedikçe cümleleştirmeye başladığım; takıldığım ve aşamadığım bazı şeyler var; 

· İş dünyası ile iletişim halinde, özellikle gençleri bir araya getiren, bazı sivil toplum örgütlerine takılmış durumdayım. Faaliyetlerine bakıyorum; bowling turnuvası, Çeşme'de hem tatil hem toplantı ; ama koca koca adamların kadınların bir çemberin içinde oyunlar oynarken görüyorum, ülkemizin ihtiyacı olduğu potansiyel liderleri buralarda içi boş şeylerle zaman tüketiyorlar. En kötüsü de Türkiye’den Dünya’dan bir haber olup, sosyal sorumlu bireyler olduklarını zannetmeleri sanırım.
· Bir diğer takıldığım ise; ‘kim daha çok keyif alıyor hayattan yarışı’…Sanki bir keyif yarışına döndü hayatlarımız, yarış alanımızı da bulduk; facebook, twiter v.s
· Daha bir kadınsı oldu sanırım hayat. Mesela daha ayrıntılı her şey. Yaşamaktan ziyade artık daha ayrıntılı düşünüyoruz herşeyi. Dışarıya karşı hiç birşey belli etmemeyi de başarabiliyoruz. Bizim hakkımızda bilinen her zaman mutlu olduğumuz ve her şeyin yolunda olduğunu gösteren yalandan sürekli gülümse halimiz.
· İnternetle beraber, daha çok haberdar olduk birbirimizden. Ancak ne kadar çok kişi varmış (hem de tanıdık) bugünleri iple çeken. Müthiş bir ünlü olma, kendini gösterme, bilgisayar ekranının bir yerinden kafayı uzatma çabası.
· Nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama, dişe dokunur gerçek hiçbir ‘üretimi-değeri’ olmadan hem sosyal sorumlu gönüllü, bulunduğu kentlerin iş dünyası toplantılarının katılımcısı, sağdan soldan duyduklarını hebele hebele anlatarak ‘network’ yapanlara takılıyorum.. Bu mudur hayatın anlamı?
· Bir de üniversitelerde, konferanslar veren, hayatı anlatan tipler var. Bayılırlar bir etkinlik olsa da şöyle egomu rahat rahat tatmin etsem diye boş bilgileri ile.
· İstanbul merkezli eğitim firmaları, yabancı yönetim gurularının katıldığı 5 yıldızlı otellerde konferanslar yapılıyor. Reklamlar, tanıtımlar.. ve nihayet 500 dolar adam başı ücret.. binlerce iş dünyasının çalışanı bu toplantılarda buluşuyor. Ne demiş bu guru diye bakıyorum, yine aynı şeyler, ‘müşteri odaklılık, gerilla tipi pazarlama v.s’’ bilenen şeylerin tekrarı. Önlenemez ‘yabancı hayranlığımız’ ın sınırsızlığına takılıyorum.
· Özel sektörde genç hırslı ve rekabetçi bencil tiplere de takılıyorum. Takıntım oluyorlar. Takım çalışması, dialektik, verimlilik kavramları havalarda uçuşurken, tek amacı daha fazla para kazanmak ve daha fazla tüketmek olan bu canlıları iş hayatında görmek, uzaklaştırıyor beni bulundukları yerlerden
· Ağzı dolu dolu networkün öneminden bahseden ve sadece iletişim kurmak ve ‘network yapmak’ için gereksiz boş boş konuşmaya çalışanlar bir diğer takıntım.
· Maslak-Şişli cenahının mekan takip kültürü, hep bir ağızdan aynı cümleleri kurabilmeleri ve gereksiz gülmelerine takılıyorum ne yazik ki..
· Politikayla uğraşıp, bilgisizliğine atıfta bulunup etrafındakileri ‘hakir’ gören minik politik adam ve kadınlar yeni takıntılarımdan.
· Her seçim sonrası ‘uyan Türkiye, iyi uykular Türkiye’ mesajları atıp, bir sonraki seçimlere kadar, politik görüşü için hiç birşey yapmamış kişilerin, herkesin kendileri ile aynı düşünmemelerini kaldıramamalarına takılıyorum.
· Kariyerini, ailesinin önünde tutan korkunç kadınlar da takıntılarından.
· Avantajlı olarak doğmuş, güzel okullarda desteklerle okumuş, 4 dil bilip, 10 farklı ülke de görmüşlerle hayat dair hiçbir şey konuşamamak takıntılarım arasında.
Anlamsız geliyor sonra hayat.. Sonra da anlam bulmaya çalışıyoruz anlamsız düşüncelerle. 

 

Fırat Devecioğlu 

 

 
Toplam blog
: 35
: 761
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Merhaba, yazmak en büyük hayalim değil ancak yazdıklarım üzerinde uzun zamandır düşündüğüm ve art..